Navigation Menu

Ortaçağa ışınlanmak; Dubrovnik Gezi Rehberi


Dubrovnik, 2013 yılına kadar vizesiz olması sebebi ile, ülkemizde en çok tercih edilen tatil rotalarından biriydi. Kalesinin içine girdiğiniz an dilinizin tutulmasına sebep olacak güzelliği,
Dalmaçya kıyılarının muhteşemliği ile Dubrovnik, kolay kolay akıldan çıkacak gibi değil.

Sezonunda işte böyle kalabalık :)

Balkanları, bugüne kadar "nasılsa yakın" mantığıyla hep ertelemiş olmanın ezici üzüntüsü ile karşı karşıyayım bu satırları yazarken. Kulaktan dolma bilgilerle Saraybosna'yı acılar içinde bir yer olarak hayal etmiş, Dubrovnik'i deniz kıyısı sıradan bir şehir olarak hafızama kazımıştım.

Her birinden defalarca özür dileyerek, döndüğüm andan itibaren, bıraktığı leziz tadı bulmak için yeniden gitme planları yapmaya başladım bile.


Dubrovnik İçin Vize

Yazının başında da bahsettiğim gibi 01 Nisan 2013 tarihine kadar vizesiz olarak burayı gezenler çok şanslı. Avrupa Birliğine girdikten sonra Schengen Vizesi ile giriş yapılır duruma geldi çünkü.


Bu durumda hemen, vizesiz şekilde gezdiğimiz Balkanlar turlarından çıkardık biz de Dubrovnik'i. Pek de iyi etmedik aslında. O kadar güzel ki, sadece Dubrovnik için bile vize almaya değer diye düşünüyorum artık. Tabii herkesin zevki farklı :)

Hırvatistan Vizesi için http://www.mfa.gov.tr/hirvatistan.tr.mfa adresinden en doğru ve güncel bilgileri alabilirsiniz.



Dalmaçya Kıyı Tipi Nedir?

Bu arada Dalmaçya kıyı tipi diye bolca bahsedilen coğrafi oluşumu, en basit haliyle anlatmaya çalışayım. 

Denize paralel şekilde uzanan dağların arasındaki vadilere, denizin dolduğunu ve dağların uzantılarının denizin içinde kaldığını, yüksek yerlerinin ise dışarıdan adacıklar olarak gözüktüğünü düşünün. İşte size en basit anlamıyla Dalmaçya kıyıları.

Nasıl büyüleyici değil mi?
Hırvatistan'da bolca görülebildiği gibi, ülkemizde de Finike-Kaş arasında rastlamak mümkün.

Kelimelere dökünce böyle basit olsa da manzaranın insanda bıraktığı etkiyi anlatmak bu kadar kolay değil. Ufacık bir alanda bile bir çok adacık görmek büyülenmekle eşdeğer.

Dubrovnik'in Kısa Tarihi

Dubrovnik'in eski adı; Ragusa. Hırvatların ülkesi anlamına geliyor. 400 yıl boyunca Osmanlı'ya vergi vermiş bu güzel şehir. Evet, kapısına kadar gidip işgal etmemiş Osmanlı burayı.

Size bolca para verelim, sizde bizi görmezden gelin, özgür bırakın diyerek kendilerine bir de güçlü yandaş bulmuşlar bu sayede.

Bolca vergi verirken yine de ne olur ne olmaz diye surlarını güçlendirmeyi de ihmal etmemişler Osmanlı'ya karşı tabii. Kıyısı olan her şehrin surlarında bir Osmanlı izi görmek mümkün zaten.

1667 yılında çok büyük bir deprem olmuş, bu yıkımda 5.000 kişinin öldüğü kayıtlara geçirilmiş

Yer gök merdiven olan şehir :)

Avrupa'da güç kaybeden Osmanlı'nın durumundan faydalanan Napolyon hemen Hırvatistan topraklarını işgal edivermiş. Avusturya toprakları, sonrasında Yugoslavya topraklarına dahil olmuş, çıkan iç savaş sonrasında ise Hırvatistan, Karadağ, Makedonya, Bosna Hersek, Kosova ve Sırbistan olarak parçalanmış.

Bu iç savaşta Bizans zamanından kalma surlar büyük hasar gördüğünden büyük bir tadilat geçirip, Unesco koruması altına alınıyor.

1991 yılından itibaren ise bağımsızlığını ilan ederek AB üyesi olarak refah ve huzur içinde yaşamaktalar.


Dubrovnik'in Kelime Anlamı

Kısaca anlatmam gerekirse; Ragusa, Dubrovnik ismini Bizans döneminde almış, şehrin etrafındaki Dubrava denen meşe ağaçları bu şekilde anılmasına sebep olmuş.

Kısaca demiştim ama değil mi:)



Saat Farkı

Dubrovnik'te ülkemizden 1 saat geride yaşıyoruz hayatı. Akıllı telefonlar bu konuda artık bize çok yardımcı olsa da yine insanın gözü kolundaki saate kayıveriyor arada :)

Para Birimi

AB ülkesi olmasına rağmen Euro ya geçmemişler, hala Hırvat Kuna'sı (HRK) kullanılıyor, 1 TL yaklaşık 0,5 Kuna yapıyordu biz gittiğimizde. (2017 yılı)

Yani ne aldıysak kafadan 2 ye böldük, hesaplamak için. Tabii böyle yazınca insana sanki ucuzmuş gibi geliyor ya sakın aldanmayın, fiyatlar ne yazık ki Euro ya eşitlenmiş çoğu yerde.

Dubrovnik'e Hangi Mevsim Gitmeli

Biz Ağustos ayında gidip, bolca terledik :) En sıcak aylar kesinlikle Temmuz-Ağustos. Daha ılık bir gezi olsun isterseniz baharı tercih edebilirsiniz. Özellikle denize girmek için gitmediyseniz Mayıs-Haziran yada Eylül ideal olacaktır. 

"Plan yapmadan önce mutlaka, ayrıntısı ile yazdığım Hangi Ayda Hangi Ülkeye Gitmeli yazıma bir göz atın"

Önceki yazımda Split'te ilk gün, Jadrolinija isimli firmaya gidip, Hvar feribotunun dolduğunu öğrenmiş ve dünyamız yerle bir olmuştu.

Günü boş geçirmemek adına o günü V şeklindeki, Google görsellerini süsleyen Zlatni Rat plajına ayırmıştık.

Hvar Adası

Cennetten bir köşe olan Hvar adasını buraya, V Şeklindeki efsane plaj; Zlatni Rat'ı ise şuraya bırakıyorum.

Zlatni Rat Plajı

Hvar adası ertesi güne kalınca, tüm planlar şaştı, Dubrovnik için yola çıkmamız akşamüstünü buldu. Dubrovnik'in bu kadar güzel olduğunu bilseydim 1 gece daha eklerdim planımıza ama o kadar  öngörülü olamadım maalesef.


Dubrovnik'e Ulaşım

Hvar adasından dönüp, Split'e ayak basar basmaz, kiraladığımız araca atlayıp, bolca deniz tuzuna bulanmış olarak, Dubrovnik'e doğru yola çıkıyoruz. Balkanlar için Nasıl Plan Yapılır, araç nasıl kiralanır, hangi ülkeler görülmeli, nerede konaklanır hepsini yazdım. Mutlaka bir göz atın derim :)

Okumak isterseniz; İzmir'in kopyası sayılan Split  yazısı için ise tık tık!

Split

Kıyı kıyı, enfes manzaralar eşliğinde ilerlerken, birden trafiğin sıkıştığını görüp yavaşlıyoruz, meğerse sınır kapısına gelmişiz.

Şaşkınlık içindeyiz çünkü Split de, Dubrovnik de, Hırvatistan'a bağlı.

İş burada biraz ilginçleşiyor, çünkü Hırvatistan kıyısını ikiye bölen, Neum isminde bir Bosna Hersek toprağı varmış burada. Bosna Hersek'e giriş çıkış yapmamız gerekiyormuş.


Bu ufak yerleşim yeri, kendini yabancı gibi hissediyor mudur acaba, sağı-solu başka ülke ile çevrelendiği için. Sınır dediğiniz şey de bu işte, aynı kıyıda, birbirinin aynı toprakların, yabancı isimlerle anılması.

Sınırdan hızlıca geçiyoruz ama yine de Dubrovnik'e anca hava kararınca varabiliyoruz. Karanlıkta pek fazla manzara izleme şansımız da olmuyor bu durumda ne yazık ki.

Tabii girmekle de iş bitmiyor ki, çoğu sokak tek yön, bazıları da trafiğe kapalı. Özellikle Old Town'a araç girmesi diye bir olay yok, taksiler sizi Pile kapısının önünde bırakacaklar. Planlarınızı bu yönde yaparsanız sorun yaşamazsınız.

Eğer Dubrovnik'e özel araçla değil de otobüsle gelmek isterseniz terminal eski şehre araç ile yaklaşık 10 dakika mesafede.

Havalimanından ise Shuttle lar kalkıyor, kolayca eski şehre ulaşmanız mümkün.


Dubrovnik'te Konaklama

Navigasyon otelimizi ararken bizi devamlı döndürüp duruyor, çünkü yolların çoğuna giriş yok. Şarjımız da bitince otele en yaklaştığımız noktada arabayı park edip iniyoruz. Sevgili tabana kuvvet başlıyor oteli aramaya.

Şimdi arama deyince "ne olacak canım" demeyin hemen, burada tüm evlere en iyi ihtimal 100 basamakla ulaşılıyor. Biz otoparklı olsun diye Old Town da tutmadık odayı. Siz eski şehrin kalbinde kalabilirsiniz, biraz daha pahalı fakat zevkli olacaktır.

Dubrovnik biraz da Old Town demek, o yüzden otopark sorununuz yoksa bolca merdiven inip çıkacağınız bir oda ayarlamanızı tavsiye ederim (fiyat olarak daha mantıklı olacaktır)

Bu arada otopark ücretleri insanın belini bükmeye yetiyor, bu da aklınızda olsun. Burada aracınızın olması kesinlikle işkence, net!

Balkanlar tatili planlarken en pahalı tuttuğum oda Dubrovnik'te oldu. Apartments Dubrovnik Seven adlı otelin tek geceliğine 162 Euro veriyoruz. 1 Oda 1 Salon, salonunda ufak bir de mutfağı mevcut.

Old Town'a yürüyerek 10 dakika uzaklıkta ve ne yazık ki çoğu otel gibi deli gibi merdiven inip çıkmak zorundasınız. Asla tek bavulla seyahat edememiş, çocuklu bir aile olarak sevgilinin hali budur :)

Hayattan bezmiş bir koca :)

Ev sahibi üst katınızda oturuyor, otoparka ücretsiz girmenizi sağlayan kart da onda olduğundan devamlı sizinle otoparka gelmek durumunda, ayrıca çok da konuşkan biri :) Otel bu kadar. Bir de Taht Oyunlarının belli sahnelerinin çekildiği kale manzarası var onu atlamayalım :)

Bu terasa bayıldım
Burada, kapısında Sobe - Zimmer - Room yazan kiralık odalar bulmak da mümkün ama sezonunda doluluk oranını hesaba katıp, riske girmemek en iyisi diye düşünüyorum. Airbnb yada Booking bu konuda hayat kurtarıyor.


Dubrovnik'te Gezilecek Yerler


Old Town u Keşfetmek

Biz geç saatte Dubrovnik'te olduğumuzdan Eski Şehir ile ilk tanışmamız (tabelalarda Stari Grad diye geçiyor) bol ışıklı oldu. Kesinlikle ertesi gün, güneşin altında gezdiğimden daha fazla keyif aldım.

Pile Gate

Dubrovnik demek aslında Old Town demek biraz da. Taksiye yada otobüse beni Old Town a götürün derseniz sizi Pile Kapısında bırakacaktır. Burası 4 kapıdan en önemlisi.

Eski şehrin ana kapısı sayılıyor. Eskiden akşamları kapatılan bu kapı günümüzde devamlı açık.

Kanguru Özlem, Pile kapısında :)

Surların yanına geldiğimiz an, büyüklüğünden ağzım açık aklıyor, Pile Kapısından içeri girdiğimde ise büyüleniyorum.

Hep adını duyardım ama ne söylense azmış, nasıl güzel korunmuş, insan inanamıyor. Kendimi film setinde hissediyorum. O kadar büyük ve gösterişli ki, hemen o çağa ışınlanmak istiyorum.

Girişte kuşların inanılmaz güzel sesleri ile yola devam ediyoruz.

Stradun Caddesi

Meğerse burası daha başlangıçmış, kapıdan Stradun Caddesine girdiğimiz an başlıyor asıl gösteri. Her şey bakımlı ama eski hali hiç bozulmamış olarak muhafaza edilmiş. Muazzam bir cadde ama asıl gezilecek görülecek yerler sokak araları bence.

Stradun Caddesi 

Sevgili ile filmlerden ne biliyorsak onları arıyor gözlerimiz, acaba askerler hangi evlerde kalıyordu, bu kadar basamağı her defasında inip çıkıyorlar mıydı? Merdiven olayı beni çok etkiledi sanırım, devamlı orada yaşayan insanların bacaklarında kas var mı diye incelerken buldum kendimi :)

Stradun Akşamları :) 

Yaklaşık 300 metrelik caddeyi ağzımız açık şekilde dolanıyoruz, cafeler, restoranlar ve tüm mağazalar hıncahınç dolu. Fiyatlar da pek ucuz değil açıkçası. Sanıyorum parayı emen bir mekanizmaları var çünkü cebimiz nasıl boşalıyor anlamıyoruz, hesap kitap yapamıyoruz bir türlü :)

Fransisken Manastırı

Avrupa'nın en eski eczanesi Franciscan Monastery 13.yy'da inşa edilmiş sonra düşmanların kullanımını engellemek için yıkılmış, daha sonra yeniden inşa edilmiş. Bu insanın azmi de hiçbir şey de yok vallahi.

İçinde eczane müzesi ve 70.000 den fazla kitabın bulunduğu kütüphanesi bulunuyor. Giriş 4 Euro


Çan Kulesi

Çana vuran tahta heykellerin yerini bronz heykellerin aldığı, İtalya'dan alıştığımız üzere yamulan kulenin güvenliği tehdit etmesiyle yıkılması ve yerine yenisinin yapılması ile günümüze ulaşabilmiş.

Orlando Sütunu

St Blaise Kilisesinin hemen önünde bulunan bu sütun, festivallerin başlangıç törenindeki temel sembolmüş. Üzerindeki şövalyenin adı Orlando. Dubrovnik'in savunmasında emeği geçtiği için, Hırvatların özgürlüğünü temsil etmesi açısından dikilmiş.


Hemen üst kısmında duyuruların yapıldığı bir bölüm de var.


Sponza Sarayı

Stradun Caddesinde bulunan orijinal formunda korunan bu saray, önünden geçen herkesi büyülemeye söz vermiş gibi çıkıyor karşımıza. Günümüzde bir çok organizasyona ev sahipliği yapıyormuş.


St. Blaise Kilisesi

Burası eski bir kilise alanına inşa edilmiş, adından da anlaşılacağı üzere Aziz Blaise için yapılmış. Şehirdeki bir çok düğün merasimi burada yapılmakta, Dubrovnik'in en önemli dini mekanlarından birisi sayılıyor, içindeki mermer işlemeleri de oldukça gösterişli.


Ploce Gate

Arman kanguruda uyurken Stradun caddesini ve ara sokaklarını arşınlıyoruz. Sevgili, o kadar saat araba kullanıp, kanguruda 16 Kg lık Arman'ı taşırken zevkle gezebiliyorsa düşünün güzelliğini.

Hoş otel odasına karanlıkta girip uyumayı düşünürken, hadi kaleye dediğimde beni bir kaşık suda boğmak isteyeceğini düşünmüştüm ama O asık bir suratla "abartmak yok ama, yarım saat gezer geliriz" demişti. Bizim yarım saat gece yarısını buldu tabii, fakat hiç ses çıkarmadı :)

Liman Kapısı

Stradun Caddesi bitince bir kapı daha görüyoruz. Burası 2.en önemli kapısı olan ve limana açılan; Ploce Gate.

İki kısımdan oluşuyor iç kapı biraz alçak, buradan geçerken enfes bir müzik karşılıyor bizi. Akustik o kadar iyi ki büyülenmemek elde değil. Limana açılan diğer kapı ise gayet büyük. Kısa bir Dubrovnik turu yapmak isteyenler için;


Işıklandırılmış, minik bir iç deniz ve ileride liman girişi ile gayet güvenli duruyor. Zamanında burayı işgal etmek bir hayli zor olmalı.

Büyük Onofrio Çeşmesi (Velika Onofrijeva Fontana)

Zamanında şehre su sağlayan çeşme, adını mimarı Onofrio della Cava dan almış. Hala eski kuyulardan gelen su içilebiliyor. Alın size ekonomi, doldurun şişeleri :)

Suyu buz gibi

Dubrovnik'e yeniden gelmek isteyenlerin mutlaka suyun tadına bakması öneriliyor benden söylemesi :)

Şehir Surları

Dubrovnik'te ne yapılır diye kime sorsanız, size ilk olarak surlara çıkmanızı tavsiye edecektir. Bunu planlarınıza dahil edin ama ya sabah çok erken yada akşamüstü olsun.

İnanılmaz bir sıcak var, üstü açık ve yaklaşık 2 saat boyunca 2 Km uzunluğundaki surları adım adım gezeceksiniz. Şapka, su, yelpaze, vantilatör artık ne bulursanız alın yanınıza :)

Akşamüstü 19:30 gibi kapatıldığından biz gezemedik, 2 saatlik geziyi göz önünde bulundurarak giriş yapmanızda fayda var. Bu yüzden sabah erken saatler daha keyifli olacaktır diye düşünüyorum.

Her bir sokak fotoğraflık

Bu surlar; şehrin, Unesco koruması altına girmesinin en önemli sebebi olarak gösteriliyor.

Surları gezmek 2 saat sürüyor fakat dilerseniz belli noktalardan çıkış yapabilirsiniz, İnstagramlık bol bol fotoğraf çekme garantili bu turun bedeli kişi başı 13.5 Euro.

Burada ufak bir hatırlatma surlar için aldığınız biletler Lovrijenac Kalesinde de geçerli, sakın sıcaktan bunalıp atmaya kalkmayın. İktisat iktisattır arkadaşlar, gülmeyin :)

Pile Kapısının hemen yanından, surlara kolayca çıkabilirsiniz.

Papağanlarla Yakınlaşma

Stradun caddesinde yaptığım en keyifli aktivitelerden biri de rengarenk papağanlar ile geçirdiğim birkaç dakika.

Sahibinin öpe koklaya koluma ve hatta kafama koyduğu papağanlar Arman'ı başta korkutsa da sonradan O bile keyif almaya başladı.

Bir kuş da kucağımda :)

Saçımı yolmaları, birbirlerine kart bir sesle deli gibi bağırmaları falan bir kenara o kadar sevimliler ki neden insanların bu güzel canlılarla sohbet edip, yakınlaşmak için bir dünya sıra beklediklerini şimdi daha iyi anlıyorum

Maskeron Üzerinde Durma

Bir diğer turistik aktivite ise eskiden suyun oluklar halinde dışarı atılması amacıyla yapılan bu gösterişli taşların üzerinde durup, tshirtünü çıkarabilmek.

Bunu ilk hangi yetenek avcısı başlattı bilmiyorum ama kesin sarhoştu diye düşünüyorum. Akıllı adam işi değil çünkü.

Püf noktası çıplak ayaklı olmak :)

Durma kısmı zor da olsa yapılabilir ama üstünü çıkarma kısmı imkansız bence. Çıkarabilirseniz dileğinizin gerçekleşeceği söylense de eğlence için denenebilir.

Sizin de hoşunuza gittiyse eski eczanenin olduğu duvara alalım hemen :)

Buza Bar'da Manzara Keyfi

Old Town ın deniz kıyısı tarafında yürürken, duvarda göreceğiniz oyuktan içeri girerseniz, muhteşem bir manzara ile karşılaşacaksınız.

En soldaki masayı kapan çok şanslı :)

Kale duvarının dışında kayalıkların üzerinde olan bu barda içki fiyatları çok da makul olmadığından, kredi kartı da geçmediğinden oturun keyif yapın diye tavsiye veremiyorum elbette ama mutlaka uğrayın :)


Teleferik (Cable Car)

Dubrovnik'te yapılacak aktivitelerden bir diğeri ise şehri tepeden seyretmek için telerefik yolculuğu yapmak. Güneşi batırmak için en uygun noktanın burası olduğu söyleniyor.

Resim Google dan malesef
Teleferik keyifli olsa da oraya ulaşım meşakkatli. Boskoviceva sokağına girip biraz merdiven çıkmayı gerektiriyor. Dubrovnik'te bu merdivenlerden kaçış yok anlayacağınız.

Okurken ben de "aman canım ne olacak" diyordum şimdi sizin dediğiniz gibi, ahh ahhh başa gelmeyince anlaşılmıyormuş acısı :) Burada yaşayan insanların bacaklarına bir bakın, kas yumağı, hepsi futbolcu gibi maşallah.

Fiyat 100 Kuna


Lokrum Adası Turu

Ploce Kapısının bulunduğu limandan devamlı Lokrum Adasına seferler düzenleniyor. 10 dakikada ulaşmak mümkün adaya.


Biz zamanımız olmadığı için bir başka sefere deyip gidemesek de üzerinde kimsenin yaşamadığı, denize girilebilecek en iyi noktalardan biri olan Lokrum, aklımızın bir köşesinde yer ediyor. Bir başka sefere diyoruz artık.

Unesco koruması altındaki bu adada botanik bahçe ve surlardan başka, özellikle çocuklu ailelerin  tercih ettiği küçük bir de göl bulunuyormuş.


Şehir Gezisi Turlarına Katılmak

Pile Kapısının hemen önünde yer alan stantlardan çeşitli turlar satın almanız mümkün. Benim en merak ettiğim Game of Thrones'un İzini Sürmek oldu.


Bunun haricinde Old Town'u rehberle gezmek, Lokrum Adasına gidip zaman geçirmek de mümkün.

Bu turlar yürüyerek, araçla yada botla yapılabiliyor. Fiyatları da seçtiğiniz tura göre 28 Euro'dan başlıyor, 142 Euro'ya kadar çıkabiliyor.

Dubrovnik Liman

Film sahnelerinin geçtiği mekanlara ulaşıp resim çekilebiliyor, Lokrum adasının keyfini çıkarabiliyorsunuz.

Eğer Dubrovnik'te fazla zamanınız varsa bu stantlara uğramak, sıkılmadan, keyifle zaman geçirmenize yarayabilir.


Lovrijenac Kalesi

Buraya Game of Thrones dizisi sever biri olarak Kings Landing demek pek mantıksız olmaz diye düşünüyorum. Çünkü dizinin ilgi çekici birçok sahnesi burada çekilmiş.


Denizden 37 metre yükseklikte, sivri kayaların üzerinde bulunan bu kale, zamanında denizden gelecek tehlikelere karşı şehri korumakla görevliymiş.

Günümüzde sanatsal faaliyetlere ev sahipliği yapıyor. Sayamadığım kadar çok merdiveni çıkmayı göze alan herkesi bekliyor.


Kale Manzaralı Deniz Keyfi

Yukarıda Lokrum Adasından bahsettim, daha yakında bulunan surların hemen dibindeki plajdan bahsetmesek olmaz o zaman. Burada dilerseniz kano kiralayabilir dilerseniz de efsane bir manzaraya karşı gönlünüzce yüzebilirsiniz.

Hemen surların dibinde mini bir plaj var

Bunun haricinde Banje Beach de yine kale manzarasına sahip, taşlı ve bol kestaneli bir plaj. :) Dubrovnik zaten genel olarak kayalıklar ve falezlerin üzerine kurulduğundan denize girmek için bana göre pek ideal değil. Yine de sıcak bir yaz günü serinlemek için tercih edilebilir


Dubrovnik'te Ne Yenir?

Denize kıyısı olan birçok yer gibi burada da ilk tercih deniz ürünlerinden yana kullanılıyor. Ayrıca Balkanlarda olduğumuzu hatırlatacak cevapcici de hala restoranlarda bolca var.

Tipik bir Akdeniz şehrindesiniz damak tadı bizlerden pek de farklı değil. Başta pizza olmak üzere İtalyan mutfağı hakim. Konoba denen restoranlarda alternatifler bir hayli fazla.


Pile kapısını arkanıza aldığınızda sağda kalan sokak aralarında güzel restoranlar mevcut. Ambiyans ve lezzet bakımından hoş gözüküyorlar. Tabii pahalı. Zaten Dubrovnik'te paranın nasıl gittiğini anlamak imkansız.

Nautika Restoran, Pantarul, Pizzeria Tabasco ve Dalmatino Konoba tavsiye edilen yerler, özellikle Dalmatino'da karışık deniz mahsulleri tabağı öve öve bitirilememiş.

Dubrovnik'den Neler Alınır

Cam ürünleri meşhurmuş ama ben pek iç açıcı şeyler göremedim açıkçası, genelde Dubrovnik baskılı hediyelik eşyalar, Game of Thrones markalı akla gelebilecek her türlü ürünü satan mağazalar, birbirinden ilginç şekerlemeler revaçta.

Lavanta kesesinin güzelliği
İnsanın kendine engel olması imkansız bu şekerlemelerin yanında

Tabii Hırvatistan denilince benim aklıma ilk gelen, çeşit çeşit Lavanta Keseleri de dükkanları süslüyor.


Dubrovnik'te Ne Kadar Zaman Geçirmeli

Dubrovnik, Old Town'dan ibaret desek yanlış olmaz sanırım, burayı gezmek ve surları arşınlamak 5-6 saatinizi alacaktır, gece hayatının keyfini de düşünürsek 2 gün doya doya kalınabilir. 3.gün biraz sıkabilir diye düşünüyorum.

O günü de Lokrum Adası yada günübirlik çevre gezilerine ayırabilirsiniz. En yakın ve keyifli olanları Hvar, Mljet, Korcula yada Brac Adaları, sınır geçişindeki beklemeyi saymazsak Budva, Kotor, Bosna Hersek, Mostar Turu olabilir.


Biz geç saatte ulaşmamızın acısını, Dubrovnik'e doyamadan ayrılmakla ödüyoruz. Bir günümüz daha olsaydı, teleferik ve Lokrum Adasını da görebilmeyi isterdim.

Şimdiki rota Karadağ, Dubrovnik'den en kolay nasıl çıkılır diye bolca yol tarifi aldıktan sonra ayrılıyoruz.

Küçük ama güzel Dubrovnik :)

Yolda herkesin kenara park ettiğini görüp muhteşem bir Dubrovnik manzarası yakalıyoruz. Küçük ama bizi hayretler içerisinde bırakan muhteşem bir şehirsin, kalbimizde bundan sonra yerin ayrı :)


Dubrovnik'ten Karadağ'a Geçiş

Normalde Dubrovnik ve Karadağ arasındaki mesafe az, hatta ben buna güvenip Karadağ'dan sonra ülkemize dönüş uçağı için Dubrovnik araştırmaya başlamıştım. Allah'ın sevgili kuluymuşum ki ucuza bilet bulamamışım.

Çünkü özellikle sezonunda aradaki sınır kapısından geçmek bir işkenceymiş.

Sınıra yaklaşınca pasaportları hazırlıyoruz, karşı şeritteki yola takılıyor gözümüz, sonsuzluğa uzanan bir araç trafiği.

Bizim taraf hızlı ilerlediği için, onlar adına kendimizce üzülüyoruz. Demek ki herkes Dubrovnik tarafına gidiyor, ne şanslıyız diye gülüşüp duruyoruz. Allah'ın sopası yok demiş miydim ben size daha önce :)

Hırvatistan sınırından yaklaşık 15 dakikada çıkıyoruz, süper !

15 dakika kadar sonra ise Karadağ'a giriş için yine bir kapıya yaklaşıyoruz, yani öyle düşünüyorum çünkü kapıyı görebilmek için önümüzdeki yüzlerce aracı aşmamız gerekiyor. Evet bu bir felaket !

Motivasyon yerlerde

Araçlar ilerlemiyor çünkü her iki yol içinde sıkı bir arama var. Araçları durdurup, bavulları açtırıp, tek tek eşyalarını masanın üzerine çıkartıyorlar ve bunu neredeyse herkes için tekrarlıyorlar. Biz aranmayan şanslı gruptanız şükür ki.

Yaklaşık 2,5 saatte anca kapıya geliyoruz, az önceki kapıda  yüzümüze bakıp gülümserlerken, bu defa pasaportlarımızı didik didik inceliyor memur arkadaşlar.

Çocukla seyahat her zaman toz pembe değil :)

Çocukla 2,5 saat aracın içinde yol almadan beklediğinizi düşünün, araba tam bir savaş alanına dönüyor haliyle :)

Yaklaşık 3 saatimizi harcıyoruz burada. Tam sinirlerimiz bozulacak gibi oluyor Karadağ'ın efsane manzarası karşılıyor bizi. Böyle bir güzellik karşısında ne sinir kalıyor ne stres.

Böyle güzel bir karşılamaya kim hayır diyebilir :)

Merhaba Adriyatik'in parlayan yıldızı, bir sonraki yazımın konusu sensin :)

Balkanlar Turu bugüne kadar yaptığım en keyifli gezilerden biriydi, bizimle aynı rotayı izlemek isterseniz diye bol bol yazıyorum, umarım faydalı olur :)

Seyahatle Kalın,

Sevgiler


  1. BALKANLAR TURU İÇİN NASIL PLAN YAPILIR - Yeni !!
  2. HVAR; HIRVATİSTAN'IN LAVANTA KOKULU ADASI - Yeni !!
  3. MOSTAR GEZİ REHBERİ - Yeni !!
  4. SARAYBOSNA GEZİ REHBERİ - Yeni !!
  5. SARAYBOSNA GEZİLECEK YERLER - Yeni !!
  6. UMUT (YAŞAM) TÜNELİ / SARAYBOSNA
  7. SPLIT; DALMAÇYA'DA İZMİR'İ YAŞAMAK


İlginizi Çekebilecek Diğer Yazılar

  1. ADATEPE KÖYÜ / KAZDAĞLARI GEZİSİ
  2. AYVALIK'A GİTMEK İÇİN 10 HARİKA NEDEN
  3. Almanya / Heidelberg
  4. Almanya / Heidelberg-Frankfurt
  5. Almanya / Schillingsfürst - Feuchtwangen
  6. Almanya / Wertheim - Würzburg
  7. Almanya Gezisi / Rothenburg
  8. Antik Zeytin Hotel - Bodrum
  9. BADEMLİ - DİKİLİ / FAME BEACH
  10. BALKANLAR TURU İÇİN NASIL PLAN YAPILIR - Yeni !!
  11. BERGAMA ASKLEPİON GEZİSİ
  12. Bebek ile Tatil Nasıl Geçer ???
  13. Divan Palmira Otel - Bodrum
  14. Doğanbey (Domatia) Rum Köyü
  15. Dünyanın en küçük ülkesi; VATİKAN
  16. EJDERHA MAĞARALARI (Drach Caves) / MALLORCA
  17. EN GÜZEL PİKNİK ALANLARI
  18. Ege'de Çok Bilinmeyen 30 Gezilecek Yer
  19. FETHİYE GEZİ REHBERİ
  20. Fethiye'de adrenalin dolu bir tatil için 5 öneri
  21. GAZİANTEP GEZİ REHBERİ
  22. GEZİMANYA SÖYLEŞİM...
  23. Güzeller güzeli; Mordoğan-Karaburun
  24. HATAY GEZİ REHBERİ
  25. KAHVALTI MEKANLARI - PART 4
  26. KAYRA BEACH / DİKİLİ
  27. KIBRIS (Cyprus) ADASI GEZİLECEK YERLER
  28. Kirazlı Köyü / Hafta Sonu Kaçamağı
  29. MALLORCA GEZİ NOTLARI - 1.BÖLÜM
  30. MALLORCA GEZİ NOTLARI - 2.BÖLÜM
  31. MALLORCA GEZİ NOTLARI - 3.BÖLÜM
  32. MALLORCA İÇİN HAZIRLIKLAR...
  33. MAYORKA GEZİ REHBERİ
  34. MAYORKA NIN EN GÜZEL PLAJLARI
  35. MOSTAR GEZİ REHBERİ - Yeni !!
  36. Midilli (Lesbos) Adası Gezi Rehberi
  37. MİDİLLİ GEZİSİ - 1.BÖLÜM
  38. MİDİLLİ GEZİSİ - 2.BÖLÜM
  39. MİDİLLİ GEZİSİ - 3.BÖLÜM
  40. MİDİLLİ GEZİSİ - 4.BÖLÜM
  41. MİDİLLİ'DE YAZ - 1.Bölüm
  42. MİDİLLİ'DE YAZ - 2.Bölüm
  43. MİDİLLİ'DE YAZ - 3.Bölüm
  44. MİDİLLİ'DE YAZ - 4.Bölüm
  45. OCTOBERFEST !!!
  46. OHAL Nedir? Bizleri Nasıl Etkileyecek?
  47. Palamutbükü-Datça / 2014
  48. Phuket / Tayland Gezi Rehberi
  49. ROMA'yı Keşfetmeye Hazır Mısın?
  50. ROMANTİK YOL / ALMANYA GEZİ REHBERİ
  51. SAKIZ (Chios) ADASI PLAJLARI
  52. SAKIZ ADASI (Chios) GEZİSİ - 1.BÖLÜM
  53. SAKIZ ADASI (Chios) GEZİSİ - 2.BÖLÜM
  54. SAMOS (SİSAM) ADASI GEZİ REHBERİ
  55. SEYREK - HOBİ PARK
  56. Sevgili Günlük / Almanya'ya doğru
  57. Sevgilimin Doğum Günü / 2014
  58. Sutüven Şelalesi / Hasanboğuldu
  59. SİNGAPUR GEZİLECEK YERLER REHBERİ
  60. SİNGAPUR İÇİN AYRINTILI GEZİ REHBERİ
  61. Taşlaşmış Şehrin laneti; POMPEI
  62. Teos Park-Sığacık/Seferihisar
  63. Türkiye'nin En Büyük Uçak Restoranı
  64. UCUZ UÇAK BİLETİ NASIL ALINIR - Yeni !!
  65. Urla'yı 7 geçe; ÖZBEK KÖYÜ
  66. Yunanistan Vizesi Hakkında Herşey
  67. YÖRÜK MÜZESİ / FETHİYE
  68. ÇOCUKLA / BEBEKLE SEYAHAT REHBERİ - Yeni !!
  69. ÖZLEM'İN DOĞUM GÜNÜ / 2014
  70. İTALYA GEZİSİ - SİENA / Palio Yarışları
  71. İTALYA GEZİSİ / CENOVA
  72. İTALYA GEZİSİ / FLORANSA
  73. İTALYA GEZİSİ / MİLANO
  74. İTALYA GEZİSİ / PİSA KULESİ
  75. İTALYA GEZİSİ / San Gimignano - Orvieto
  76. İTALYA GEZİSİ / VENEDİK
  77. İtalya İçin Ayrıntılı Gezi Rehberi
  78. İtalya'nın serseri çocuğu; Napoli
  79. İzmir'in Meşhur Köyü; KOZBEYLİ















0 yorum:

Pekiii sen bu konu ile ilgili ne düşünüyorsun? Yorumunu yaz ben Özlem e iletirim... :))

INSTAGRAM @yollardahayatvar