Yollarda Hayat Var...: AYVALIK'A GİTMEK İÇİN 10 HARİKA NEDEN

Egenin incisi unvanını sonuna kadar hak eden mavi ve yeşilin sımsıcak kucaklaştığı Ayvalık, bir defa gidenlerin bile müdavimi olacağı kadar güzel bir ilçe

Buralarda birine Ayvalık'ta konaklayacağım derseniz size "ömrün uzar" diye karşılık vermesi kaçınılmaz. Kaz dağlarının havası, Marda dağının muhteşem suyu, ada manzarası ve tabiat parkının yeşili ile tadına doyulmayacak güzellikte.

İzmir tarafından araba ile geliyorsanız, yol 154 Km ve yaklaşık olarak 2 saat sürüyor, Aliağa, Şakran, Çandarlı, Dikili ve ardından muhteşem Ayvalık karşınızda. Diğer taraftan gelirseniz Balıkesir üzerinden ulaşmanız mümkün.

İster yaz isterseniz de kış, her mevsimi ayrı güzel bir yer burası. Denizin kenarında tazecik balık yiyebileceğiniz, Cunda Adasını keşfedebileceğiniz, Sarımsaklı'nın uçsuz bucaksız kumsalında denizin keyfini çıkarabileceğiniz bu güzel ilçede mutlaka yapılması gereken bazı şeyler de var elbette.

Kısa zamanda Ayvalık'ı keşfetmek isteyenler, "herkes Ayvalık'ta, ne var bu kadar güzel olan" diyen, tatil için yer arayanlar özellikle sizler için yazdım bu yazıyı.

Buyrun Yollarda Hayat Var'ın Ayvalık için olmazsa olmaz; Top 10 u...

1- Cunda Adasını Keşfetmek

Ayvalık demek biraz da Cunda demek benim için, denizin üzerinden geçen manzaralı köprüsü ile adaya ulaşıyoruz. Sahil boyunca sıralanmış balıkçılarında, daha yeni denizden çıkmış balıkları afiyetle tüketiyoruz.

"Rakı Balık Ayvalık" olarak dillere dolanması pek de tesadüf değil, devasa camlı vitrinlerindeki onlarca değişik ve tazecik meze, iyot kokusu, samimi bir ortam vazgeçilemeyecek kadar keyifli geliyor misafirlerine.

Buranın meşhur balığı, Papalina. Meze niyetine kılçıkları ile birlikte çıtır çıtır yenebiliyor.

Balık üstü olmazsa olmaz elbetteki minicik ve leziz; Lokması. Zaten kokusunu alınca es geçmek mümkün olmuyor. Cunda sahilinde herkesin elinde bir paket görürseniz sakın şaşırmayın.

Cunda adasında çarşıyı gezmek de ayrı bir keyif. El emeği ürünler, zeytinyağlı sabunlar, şallar, tokalar tam da bayanlar için. Bir şey almadan çıkmak biraz zor.

Cunda adasında es geçilmemesi gereken en önemli şey ise; Taş Kahve de denize nazır kahvenizi zevkle yudumlamak.

Yüksek tavanında kırlangıçların uçuştuğu, devasa pencerelerinden duvarlara vuran renk cümbüşünü seyredeceğiniz, tarihi yüzyıl öncesine dayanan, Cunda'nın sembollerinden biri olan bu kahve, tazecik balıklardan sonra midenize çok iyi gelecek eminim.

2- İmren Pastanesi; Lor Tatlısının En Lezzetli Halini Tatmak

Ayvalık'ın yerlisi olan dostlarımızın tavsiyesi üzerine tanıştık İmren Pastanesiyle. Talatpaşa Caddesinde bulunan 1954 yılından beri hizmet veren bu pastane, yaptığı sakızlı dondurması ile meşhur olmuş. Şimdilerde ise Türkiye'de eşi benzeri olmayan Lor tatlısı ile anılır durumda.

Yunanistan'dan sadece bu tatlıyı yemeğe gelenler bile olduğunu düşününce ne demek istediğimi daha iyi anlayabilirsiniz sanırım. Yazın yanına koydukları sakızlı dondurma ile servis ettikleri Lor Tatlısını tatmadan Ayvalık'tan dönmek haksızlık olur.

3- Sarımsaklı Plajında Denizin Keyfini Çıkarmak

İzmir tarafından gelenler için Ayvalık'a girmeden, tabelasından sola saparsanız upuzun kumsalı ile Sarımsaklı Plajı ile karşılaşacaksınız. Burası Ayvalık merkeze yaklaşık 8 Km mesafede bulunuyor.

Ne çok ince hamur gibi ne de kalın bir kumsalı var, ayağınıza yapışmayan pırlanta gibi parlayan kumsalının uzunluğu 7 Km ve genişliği 100 metre. Evet burası; göz alabildiğince bir kumsal, hemen derinleşmeyen, pırıl pırıl bir deniz.

Cüz'i bir şezlong ücreti ile tüm gün keyif yapmanız mümkün. Sarımsaklı Otelleri için her keseye uygun seçenekler mevcut. İster pansiyon isterseniz de 5 yıldızlı bir otel, tercih sizin.

4- Tik Mustafa'nın Yerinde Balık Keyfi ve El Emekleri Çarşısı

Ayvalık tenekeciler çarşısında, eski tip bakımsız binaların arasında gezerken böylesine muhteşem bir mekanla karşılaşmayı beklemiyorduk kesinlikle. Birbirinden güzel mezeler, balıklar, enfes bir sofra ve muhteşem bir dekorasyon ile uğranması kaçınılmaz bir yer oldu bizim için.

Bu kadar yedikten sonra eritmek için elbetteki yürüme mesafesinde bulunan El sanatları çarşısını gezmenizi öneririm, yazmadan bileklikler, boncuk işlemeler, mağazalarda tonla para vereceğiniz, burada ise üç kuruşa sahip olacağınız kolye tasarımları ile bu çarşı Ayvalık'a gelenler için bir cennet.

Taktığınız bileklikleri en az 10 kişi "nereden aldın" diye sormazsa ben de bir şey bilmiyorum o kadar diyeyim.

5- Taksiyarhis Kilisesi - Koç Müzesini Gezmek

Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethinden 9 yıl sonra yapılan fakat depremler ve bakımsızlık nedeni ile yıkılmasından sonra 1873 yılında Rum Ortodoks Cemaati tarafından eski temelleri üzerine inşa edilen bu kilise, zamana yine dayanamamış ve harabe haline gelmiş.

Ardından Rahmi Koç tarafından eski haline bağlı kalınıp muhteşem bir restorasyondan geçmiş. Şimdi içinde klasik otomobillerden, çocuk oyuncaklarına, denizcilik malzemelerine kadar geniş bir Koç müzesi bulunmakta.

Görkemli bir açılış yapılması planlanırken, Soma'da içimizi yakan elim maden kazası meydana gelmiş, bundan dolayı sessiz sedasız kapılarını açmış bu müze mutlaka görülmeli.

6- Şeytan Sofrasında Güneşi Batırmak

Sönmüş bir volkandan kalan lav birikintileriyle oluşmuş bu tepe, belki de bu bölgedeki en güzel manzaraya sahip. Ayvalık-Sarımsaklı arasında deniz tarafındaki tabelaları takip ederek 10 dakikada ulaşmak mümkün.

Rivayet odur ki, Zeus'un süt annesi Zeus'a zarar vereceği düşüncesi ile şeytanı kovar. Şeytan da çok sinirlenip bir ayağını Midilli'ye bir ayağını da Ayvalık'a basar. Bu iz de o günden kalma. Şimdilerde etrafı demirle çevrili bu ize para atıp dilek dilemek, yanındaki ağaca çaput bağlamak pek bir meşhur.

Dilek kısmını bilemem ama bu manzara kaçırılmamalı diye düşünüyorum.

7- Tekne Turuna Katılmak

O kadar muhteşem koylara ev sahipliği yapan bir coğrafya ki burası, tekne turuna çıkmadan denizin hakkını tam manası ile verebilmek mümkün değil.

Yemek kalitesi bakımından diğer yerlerde çıktığımız turlara pek benzemiyor, gık diyene kadar balık ve salata mevcut. Doydum deseniz bile gelip tabağınıza papalinaları bırakıyorlar o derece. Bu arada animatörlerle çok eğleneceğinizin de garantisi var :)

8- Necdet - Sevim Kent Kitaplığında Kaybolmak / Aşıklar Tepesi

Zamanında Fener Rum Patrikhanesine bağlı olan manastıra un sağladığı düşünülen değirmenden, mübadele sonrasında geriye sadece birkaç taş parçası kalmış. Yıllar yılı yıkık bir şekilde kalan değirmen ve kilise Rahmi Koç'un restorasyonundan sonra bugünkü halini almış.

Yaşlandığında "göremediğime değil okuyamadığıma üzülüyorum" diyen emekli diplomat Necdet ve eşi Sevim Kent'in adı verilmiş. Oğlu Muhtar Kent ise babasına ait 1300 ü aşkın eserini bu kitaplığa bağışlamış.

Bu arada değirmene çıktıysanız, harika bir deniz manzarasına da hazır olun :)

9- Macaron Konağında Minik Bir Mola Vermek

Konağın bulunduğu bölgenin eski adı "Marjoram" yani Mercanköşk. Eskiden evlerin avlularında yetişen bu bitkinin adı evrilerek Macaron olmuş. Köşkü satın alanlar burayı otel olarak işletiyor.

Sahilin paralelinde, denize 100 metre mesafede, her noktası ayrı keyifli olan bu tarihi konakta kalmasanız bile, görüp fotoğraflamadan Ayvalık'tan ayrılmayın derim ben. Ayvalık Otelleri için seçenek bir hayli fazla, eminim ki siz de içinize sinen bir tanesini mutlaka bulursunuz.

10- Ayışığı (Bekar Kızlar) Manastırı ile Tanışmak

Cunda adasının kuzey yönünde, Pateriça yarımadasının en uç noktasında yer alan Ayışığı Manastırı dik bir yamacın deniz ile birleştiği noktada bulunuyor.

Zamanında ev olarak kullanılması dolayısı ile günümüze dek ayakta kalmayı başarabilmiş ender yerlerden biri.

Suzan Sabancı çok sevdiği Ayvalık'ta bu güzel binayı, mübadele ile gelen Katrinli ailesinden satın almış ve zorlu bir restorasyon çalışmasından sonra, konser ve sergilere ev sahipliği yapabilecek bir mekan olarak düzenlemiş.

Rumca adıyla Agios Dimitrios sevenlerinin ziyaretini bekliyor.

Bunlar gibi daha nice güzellikleri var Ayvalık'ın. Elimden geldiğince bu cennet yeri size tanıtmaya çabalıyorum. Keyifle ve huzurla geçireceğiniz nice tatilleriniz olması dileğiyle...

Seyahatle kalın

Sevgiler,

İlginizi çekebilecek diğer yazılar;

1 yorum:

Yağmur & Serhat20 Aralık 2016 14:22
Ben Ayvalık'a sadece bir kere gitmiştim oda Cunda Adasına :) Bayılmıştım resmen. Zaten Ege'ye aşığım böyle yerlerde yaz-kış yaşamak vardı insan yaşlanmaz :)
YanıtlaSil
Yanıtlar