Nereye gidersek gidelim eğer ki dinlenmek ve denize girmek istiyorsak bizim için adres belli; Datça-Palamutbükü.
Peki ne var bu ufacık köyde derseniz; aslında pek de bir şey yok :) Çok yıldızlı oteller yok mesela, disco yok, alışveriş merkezleri, son model arabalarıyla hava atan gençler, jet-ski ler yok.
Bunların yerine bahçesinde mangal yapabildiğiniz minik pansiyonlar, apartlar, berrak ve yağ gibi yumuşacık bir deniz, gece açılan birkaç minik tezgah, esprili dondurmacıları var.
O yüzden başta yazdığım gibi maksat kafa dinlemek olunca biz mutlaka buraya geliyoruz. İtalya'dan sonra Bodrum ve hemen arkasından Palamutbükü yapmamızın tek nedeni de işte bu huzur ihtiyacı.
Geçen sene gidip temizliğinden, konumundan ve misafirperverliklerinden çok memnun kaldığımız Palmaris Oteli arıyorum. Biz geçen sene gelmiştik falan deyince tanımıyorlar ama sonra adımı söyleyince "aaa Özlem hanım sizi tanıyorum, blogunuzu takip ediyorum, bizimle ilgili çok güzel şeyler yazmışsınız" deyiveriyor.
Aman bir gururlanıyorum, şımarıyorum sormayın gitsin, işyerinde biri beni görse ayaklarımın yerden 1 karış havalandığını iddia edecektir eminim o anda. Ne güzel bir şey bu blog, ne kadar uzak olsa bile sizin cümlelerinizi, duygularınızı okuyabiliyor insanlar.
Neyse efendim yerimizi ayırıyorlar, önündeki binaya bir kat daha çıktıkları için deniz manzarası biraz daha kapanmış onu da haber veriyorlar incelik gösterip.
Biz de bu defa akıllılık edip önceden Bodrum-Datça arabalı feribot biletimizi alıyoruz. Geçen sefer bilet kalmadığından, karayolu ile 5 saat manzarasız ve sıkıcı yolculuktan sonra kulağımıza küpe olmuştu çünkü.
Hava sıcak diye açıkta otursak da bir süre sonra üşümeye, ardından da donmaya başlayıp içeriye kaçıyoruz. Gidene kadar uyuklayıp duruyorum.
Datça limanı yeni yapılıyordu biz gittiğimizde, koca koca vinçler, kepçeler garip garip sesler çıkarıyordu. Eminim bitince gayet güzel olacak.
Datça'da alışveriş merkezine uğrayıp kalacağımız süre boyunca lazım olacak yiyecek-içeceklerimizi temin ediyoruz. Özellikle kahvaltılık almak çok mantıklı, çünkü akşamları genelde balık ya da mangal yapmak keyifli oluyor burada.
Kardeşim Mehmet de yıllık izinde olduğundan biz eve yerleşip, deniz kenarına inene kadar İstanbul'dan gelip, yanımızda oluyor.
Siz kardeşinizle nasılsınız bilmem ama biz hala 8 yaşında 2 küçük çocuk gibi oluyoruz biraraya gelince. Dalma yarışları, dipten kum çıkarma, kaydırak, balık peşinde koşma, nefes tutma derken saatlerce denizden çıkamıyoruz.
Habersiz olduğumuz ve o günlerde nokta kadar bir yer kaplayan Arman, annesine sıkı sıkı tutunmuş demek ki. Belki de keyif bile almıştır bu kadar hoplama zıplamadan, e ne de olsa anasının kuzusu, atraksiyonu sevecek kesin :)
Sosyal medyada resim paylaşırken Kankardeşimin ablası, arkadaşım Çiğdem'in de buralarda olduğunu görüyorum. Telefonlaşıyoruz, hooop o da tatlı kızı ve kocası ile geliyor.
Deniz sefamızı bitirince, bahçede mangal hazırlıklarına başlıyoruz. Rivayete göre biz bayanlar duş alana kadar erkekler savaş ateşi gibi kocaman bir mangal ateşi yakmışlar fakat nedense ben camdan bakana kadar bu muhteşem ateş biranda sönüvermiş. Tabi yerseniz, erkeklerin iddiası bu yönde :)
Mangal konusunda gizli güçlere sahip olan ben, imdatlarına yetişiyorum. Başta sevgili biraz bozulsa da sonuç ortada, karnımız aç ve birinin bu işi yapabilmesi lazım.
O da beni gaza getiriyor ve hoop mangal işini kucağımda buluveriyorum :) Sevinsem mi üzülsem mi bilemedim. Zeki adam, iki güzel sözle yırttı işten :)
Balkonumuzda güzel bir sofra kuruyoruz ve patlayana kadar yiyoruz. Ilık ılık esen rüzgar, lezzetli bir sofra, plansız biraraya gelebilmiş arkadaşlar, muhabbet şamata, tatil dediğin budur dedirtiyor insana.
Akşam çıkıp yürüyoruz minicik tezgahların arasında. Dondurmacı da mola veriyoruz. Mavi renkli olan dondurma konusunda Çiğdem ile satıcı arasında şirin bir polemik yaşanıyor. Adam neyden yapıldığını söylese de bizim kızı inandırmak zor :)
Çiğdemler de buraya yakın bir kampta çadır kurmuşlar, demek ki isteyince çocukla da böyle heyecanlar yaşamak mümkünmüş aklımızda olsun.
Sahilde oturuyoruz, ay üzerimizde.
Bundan sonraki günlerimiz de deniz, uyku, bronzlaşmak şeklinde geçiyor. Kendimize balık yemek için şirin bir restoran buluyoruz. Geçen sene geldiğimizde yediğimiz Sera Cafe'nin önünden hızlıca geçtikten sonra Badem Restoranda deniz kıyısındaki masaya oturuveriyoruz.
Balıklar, salata, mezeler gayet güzel, fiyat da uygun geliyor. Keyfimize diyecek yok.
Geçen sefer diğer bükleri gezemedik diye çok üzüldüğümüzden, içimizde uhde kalmasın bu defa da oralarda denize girelim diyoruz.
Deniz kenarındaki minik yolda ilerliyoruz. Aslında dağların aralarında denize girenler bir hayli fazla, denizin rengi öyle güzel ki anlatamam.
Biz Hayıtbükü hayaliyle aradaki hiçbir yerde durmuyoruz. Fakat orası da biz de hayalkırıklığı yaratıyor. Palamutbükünden bir hayli daha ufak bir yer burası ve tıklımtıkış bir kumsalı var.
Bize o gün öyle mi denk geldi bilmiyorum ama denizi bulanık, zaten metrekareye 15 çocuk düştüğünü varsayarsak neden deniz suyunun da o kadar sıcak olduğunu tahmin edebilirsiniz sanırım.
Bu kadar yol geldik ama benim suya giresim gelmiyor, şirinlik yapıp tekrar geri dönmek istiyorum, bakıyorum ki sevgili ve Mehmet de aynı fikirde, gerisin geri Palamutbükü'ne gidiyoruz, ohhh be benim berrak, muhteşem denizim var ne diye heyecan arıyorsun değil mi ama :)
Geri döneceğimiz zamana kadar sudan çıkamıyorum, 15 günlük yıllık iznimize, baştanbaşa İtalya'yı, Bodrum'u ve Palamutbükü'nü sığdırmış insanlar olarak gayet mutlu ve yorgunuz.
Dönüşte yine feribotla Bodrum'a geçiyoruz, her daim Oasis'in içinde bulunan Çin Restoranına uğrardık fakat bu defa aynı restoranın Midtown adlı alışveriş merkezinde açıldığını bildiğimizden denemeye karar veriyoruz.
Midem kötü olduğundan tavuklu-mısırlı çorbasını içiyorum. Hamileymişim demek ki aşerdim :) Aynı restoran olabilir fakat sevgilimden sonra bende de alışkanlıklarımdan vazgeçememe gibi bir huy oluştu sanırım, Oasis'te ki restoran bana daha sıcak ve lezzetli geldi.
Bu gezi de anlıyorum ki, bazen yeni heyecanlar insan da hayalkırıklığı yaratabiliyormuş.
Bodrum dan İzmir e yolculuktan sonra evim evim güzel evim modundayız. Bir de bavulların boşaltılması, yıkanması, yerleştirilmesi ...vs olmasa bu tatiller tadından yenmeyecek.
İlk gün her şeyi çıkarıp kirli sepetine atıyoruz tüm yapabildiğimiz bu :)
Yarın iş var, sevgiliyle oturup tüm tatilin dedikodusunu yapmak, aklımızda kalan güzellikleri paylaşmak, tanıştığımız insanları anmak varken kim uğraşır ev işiyle :)
Bu tatile Temmuz 2014 te çıktığımız halde, fırsat bulup anca şimdi (Şubat ayında) paylaşabiliyorum. Kafamı kapıdan çıkarsam beni Foça'ya fırlatacak kadar fırtına var dışarıda, böyle soğuk kış günlerinde içimi ısıtacak tatil resimlerine bakmak bile bana huzur veriyor. Umarım size de yazın teninizde bıraktığı o sıcaklığı hatırlatabilmişimdir.
Zaten yaza da ne kaldı ki :)
Sevgiler....
İlginizi çekebilecek diğer yazılar;
- 2013 NASIL GEÇTİ / 1. Bölüm
- 2013 NASIL GEÇTİ / 2. Bölüm
- 2013 İZMİR DE YILBAŞI
- 2014 YILBAŞI PROGRAMLARI
- AKHİSAR DAN EMİRALEM E...
- AKÇAY GEZİSİ
- ALİAĞA - İZMİR
- AYVALIK TA 2 BLOGGER
- AYVALIK-CUNDA (CENNET)
- Antik Zeytin Hotel - Bodrum - Yeni !!
- AĞVA GEZİSİ...
- BALKONUMUZDAN BALIKLAR
- BAŞTAN SONA MALDİVLER
- BEYRUT GEZİSİ
- BODRUM BODRUM...
- BOZCAADA GEZİSİ
- Bodrum-Bitez-Turgutreis-Gümüşlük
- BÜYÜKADA ; BEN GELDİM...
- BİRGİ / ÖDEMİŞ
- CAVİT İN YERİ / GÜZELBAHÇE
- CUMARTESİ KEYFİ / AMRİTA SPA
- DALYAN VE İZTUZU PLAJI
- DENİZ UÇAĞINDAN MALDİVLER
- DEĞİRMEN (TİRE)
- DOĞU YA DOĞRU - 1
- DOĞU YA DOĞRU - 2
- DOĞU YA DOĞRU - 3
- Dağmaran Kahvaltı Evi
- Denize girmek için en güzel plajlar
- Dünyanın en küçük ülkesi; VATİKAN - Yeni !!
- EFES ANTİK KENTİ (SELÇUK)
- EN GÜZEL PİKNİK ALANLARI
- ESKİ DATÇA VE SELİMİYE
- ESKİ FOÇA - İZMİR
- ESKİ FOÇA ŞENLİĞİ
- ESKİŞEHİR BALMUMU MÜZESİ
- Egenin akciğeri; URLA
- Emirgan Korusu, Laleler ve Köşkler..
- Eskişehir Gezi Rehberi / 2.Bölüm
- Eskişehir Gezi Rehberi/1.Bölüm
- Evlilik Teklifi, Kız Kulesi, Ağva
- FASULİ - İSTANBUL
- Fethiye'de Neler Yapılır - 1.Bölüm
- Fethiye'de neler yapılır - 2.Bölüm
- GAZİANTEP GEZİ REHBERİ
- GAZİANTEP GEZİSİ - 1
- GAZİANTEP GEZİSİ - 2
- GAZİANTEP GEZİSİ - 3
- GAZİANTEP GEZİSİ - SON :(
- GAZİANTEP TEN NELER ALDIM
- GEYİKLİ BOZCAADA ÇANAKKALE
- GEZİMANYA SÖYLEŞİM...
- GÖBEKLİTEPE - BALIKLI GÖL
- Günübirlik Gezilecek Yerler / 1.Bölüm
- Günübirlik Gezilecek Yerler / 2.Bölüm
- Güzeller güzeli; Mordoğan-Karaburun
- HAVA ALANINDAN...
- Haydi tatile; KUMBURGAZ 'a
- Hediyelik Eşya Günleri
- ITHAA / SU ALTI RESTORAN
- KAHVALTI MEKANLARI - PART 1
- KAHVALTI MEKANLARI - PART 2
- KAHVALTI MEKANLARI - PART 3
- KAHVALTI MEKANLARI - PART 4
- KAPUTAŞ PLAJI VE KAŞ
- KARAGÖL GEZİSİ
- KISA BİR YUNUS ŞOV...
- KIZ KULESİ HAKKINDA...
- Kirazlı Köyü / Hafta Sonu Kaçamağı
- Kozak ve Çam Fıstıkları
- MALDİVLER / MANTA BALIĞI
- MALDİVLER BALAYI / 1.Bölüm
- MALDİVLER BALAYI / 2.Bölüm
- MALDİVLER BALAYI / 3.BÖLÜM
- MALDİVLER DE YÜZMEK...
- MANTA BALIĞI (MALDİVLER)
- MASAJ / JAKUZİ (Maldivler)
- MERCANLARDA ŞNORKELLING
- Müthiş Bir Evlilik Yıldönümü !
- MİDİLLİ GEZİSİ - 1.BÖLÜM
- MİDİLLİ GEZİSİ - 2.BÖLÜM
- MİDİLLİ GEZİSİ - 3.BÖLÜM
- MİDİLLİ GEZİSİ - 4.BÖLÜM
- MİNİATÜRK / İSTANBUL
- NAZAR KÖY 'E YOLCULUK
- OYUN VE OYUNCAK MÜZESİ
- PALAMUT BÜKÜ / DATÇA
- PRAG GEZİSİ (Metin Yılmaz)
- PRAG GEZİSİ II (KARLOVY VARY)
- Pamuklar içinde PAMUKKALE
- ROMA'yı Keşfetmeye Hazır Mısın? - Yeni !!
- SAKLIKENT KANYONU
- SALVADOR DALİ SERGİSİ
- SEVGİLİM VE DEV BALIKLAR
- SIĞACIK/SEFERİHİSAR (cittaslow)
- Sevgilimin Doğum Günü / 2014
- Suların yuttuğu; HALFETİ
- Sutüven Şelalesi / Hasanboğuldu
- TANDIR ZEVKİ (GİZLİ BAHÇE)
- TESTİ GARDEN RESTORAN
- Taşlaşmış Şehrin laneti; POMPEI
- Teos Park-Sığacık/Seferihisar
- Türkiye'nin ilk otomobili;Devrim
- TİRE - KAPLAN
- Urla'yı 7 geçe; ÖZBEK KÖYÜ
- WAFFLE - TURUNÇ
- YEMYEŞİL MALDİVLER...
- Yalıkavak-Türkbükü-Yel Değirmeni
- Yunanistan Vizesi Hakkında Herşey
- YÖRÜK MÜZESİ / FETHİYE
- ZEUGMA (BELKIS) KÖYÜ
- ÇAMLIK LOKOMOTİF MÜZESİ
- ÇANDARLI / DİKİLİ-İZMİR
- ÇEŞME DE 2 BLOGGER...
- Çanakkale'nin meşhur; Peynir Helvası
- ÖZGÜRLÜK ANITI VE OSMANLI
- ÖZLEM'İN DOĞUM GÜNÜ / 2014
- Özel Araç ile Yurtdışına Çıkış
- İSKENDERİN MABEDİ; Mavi Dükkan
- İTALYA GEZİSİ - SİENA / Palio Yarışları
- İTALYA GEZİSİ / CENOVA
- İTALYA GEZİSİ / FLORANSA
- İTALYA GEZİSİ / MİLANO
- İTALYA GEZİSİ / PİSA KULESİ
- İTALYA GEZİSİ / San Gimignano - Orvieto
- İTALYA GEZİSİ / VENEDİK
- İZMİR E GELDİM DEMEK İÇİN...
- İZMİR ENTERNASYONAL FUARI
- İZMİR İÇİN LEZZET DURAKLARI
- İtalya'nın serseri çocuğu; Napoli - Yeni !!
- İÇMELER / MARMARİS
- ŞIK RESTORANLAR
- ŞİRİNCE
Valla ne yalan söyleyeyim içimi ısıttı diyebilirim :) Yaz'ı zaten çok özledim İstanbulda'da aynı hava bir hayli soğuk..
YanıtlaSilSevgiler canım
Kışın fotoğraflara bakmak en güzeli :)
SilKışın fotoğraflara bakmak en güzeli :)
SilMerhaba Google da Palamutbukünde ne yapılır diye aratınca karşıma çıktı blogunuz. Ne kadar güzel anlatmissiniz. Bir çok şeyi not aldım. Bu aparti hala tavsiye edermisiniz ? Biz gidersek eğer 20 gun kadar kalıcaz. Çamaşır makinesi gibi eşyalar var mı? Yani uzun kalmak için uygun bir apart mi? Sevgiler..
YanıtlaSilTesekkur ederim guzel yorumunuza. Biz gideli biraz zaman oldu cok memnun kalmistik. Camasir makinasini hatirlamiyorum inanin. Uzun kalmaya uygun ama daha ayrintili bilgi icin tesisle gorusmek iyi olur. Biz gittigimizde daha yeni yapilmis bir odada kalmistik tertemizdi simdi ne durumda bilmiyorum. Yanlis yonlendirmek istemem sizi. Fakat Palamutbuku muhtesem insallah ben de en kisa zamanda orada olurum 😁
SilSevgiler