İlk gün neler yaptık , (Batman, Diyarbakır, Gazi Köşkü) tıklayın!
İkinci gün nasıldı ? (Midyat, Mor Gabriyel Manastırı, Hasankeyf) burayı tık tıklayın!
Bana sorsanız buralardan pek gidesim yok ama gerçek hayat bizi
beklemekte, yine erkenden kalkıp işe gidilecek, o zaman bekar olduğumdan
mütevellit “neredesin, aman geç kalma, ” nidalarıyla anne sözü dinlenecek falan filan bildiğimiz şeyler yani.
Neyse güne Etsiz bir kahvaltı ile başlamak için
kolları sıvıyoruz, gözlemeler, domat (domates in İzmirlicesi), peynir, üzüm..vs
yi marketlerden sırasıyla alıp, doğruca bulduğumuz ilk yeşilliğe Halil İbrahim
Soframızı kuruyoruz. Ohhh bizden keyiflisi yok valla. Afiyetle ve bol
muhabbetle silip süpürüyoruz hepsini.
Bugün benim için çok mutlu geçecek çünküüü Kaburga
dolması ve Diyarbakır burma kadayıfı yiyeceğiz ama öncesinde gezilecek yerler
var.
İlk hedefimiz Veysel Karani Türbesi;
buraya asıl gidiş amacımız, sevgili Veysel in adının konma sebebi olması.
Annesi hamileyken rüyasında görüyor ve biricik oğluşuna bu ismi koyuyor. Bugün
de horoz kesiliyor, alnına kanı sürülüyor, adak tamamlanıyor.
Her yıl 16-17 Mayısta Veysel Karani yi anma
etkinliklerinde çok kalabalık oluyormuş burası. Temmuz olmasına rağmen bugün
bile insan bolluğu var.
Hava o kadar sıcak ki gölge olan yerler nimet bize, rahmetli
anneannem e söyleseydim eğer, “ahhh kızım gör işte bu ne ki , cehennem nasıl
yakacak bir düşün....” diye sonuna kadar asla dinlemeye gücümün yetmediği
vaazlardan birine başlardı , mekanı cennet olsun, amin.
Karınca gibi; insanlar türbeye bir girip bir çıkmaktalar,
ya Allah deyip dalıyoruz içeriye, ooo ışığı gören gelmiş. Arkalarda bir yerde
dualarımıza başlıyoruz , okuyup üfleyip, dışarı zor atıyoruz kendimizi. Çoğu
insan namaz kılıyor, bu arada çoğu insanın ter koktuğunu maalesef bizzat test
ediyorum burada.
Çeşit çeşit hediyelik eşya alıyoruz, iğne oyaları,
biblolar, bakırlar....
Örtüler takıldı, dualar edildi, adaklar kesildi,
haydi yolumuza devammmmm
Malabadi Köprüsü şarkısını her duyduğumda artık
gözümde canlanacak bir görüntü var. Billur gibi açık mavi muhteşem suların
üzerinde yükselen kocaman bir köprü, yanınıza gelen esmer ve ne dediği hızından
dolayı pek de anlaşılmayan , ama ille de buranın hikayesini anlatmaya çalışan
küçücük çocuklar....
Malabadi Köprüsü, Diyarbakır-Batman yeni yapılan
karayolunun sağ tarafında, Silvan ilçesi
yakınlarında, Batman Çayı üzerinde bulunuyor. 1147 yılında Artukoğulları döneminde inşa edilip, ortadaki büyük sivri kemerin
ayakları kayalıklara oturtulmuş. Kemerin her iki ucunda köprünün güvenliğini
sağlayacak nöbetçilerin oturması ve kervan yolcularının dinlenmesi için
yapılmış birer oda var.
Bizim ufaklıktan öğrendiğimiz ; Mervaniler döneminden kalan Malabadi, ismini
sevdiği kız boğulunca, köprüyü yapan Bad’dan alır.
Efsane şöyle;
Bad, nehrin karşı kıyısında
yaşayan bir kıza aşıktır. O zamanlar nehrin üzerinde köprü falan da yok, Bad sevdiği kıza
ulaşamaz. Her ikisi sadece nehrin kıyısından karşı karşıya konuşurlar. Kız bir
gün, Bad’ın yanına gitmeye çalışır fakat daha karşı tarafa ulaşamadan suya
kapılır.
Genç Bad, tüm aramalarına
rağmen sevdiği kızı bulamaz, kahrolur, başka sevenlerin böyle acılar çekmemesi
için, o dönem Silvan beyi Meya Farqin’in yanına gider ve “Sevdiğim kız yanıma
gelemeye çalışırken suya kapılıp boğuldu. Gelin burada bir köprü yapalım,
insanlar rahatça geçebilsinler, sevdiklerine kavuşabilsinler” der.
Silvan beyinin adamları köprüyü yarıya
kadar yapar ancak köprünün kemer açıklığı İstanbul’daki Ayasofya Camisi’nin
kubbesinden daha büyük olur. Bad’ı yanına çağıran bey, köprünün kalan yarısını
yapıp yapamayacağını sorar.
Yapabileceğini söyleyen Bad,
beye şu şartı koşar; “Köprünün kalan yarısını tamamlarsam, senin sağ elini
bilek hizasından keseceğim.” Aynı şekilde Silvan beyi de Bad’a köprüyü
tamamlayamazsa sağ kolunu keseceğini söyler.
Her ikisi de şartları kabul eder ve Bad
köprünün kalan yarısını yapmak için kolları sıvar. Bad köprünün kalan yarısını
tamamlar ve beyin sağ kolunu bilekten keser. Ve köprüye, Kürtçe ‘mal’ (ev) ve Bad
ismini birleştirerek ‘Malabadi’ adı verilir. "Bad’ın evi" anlamına gelen Köprünün
ortasındaki kesik el figürünün ise iddiayı kaybeden beyin kesilen elini sembol
ettiği söylenir.
Yapılışı böyle, ama burada hikayelerin elbetteki sonu
yok, Malabadi Köprüsü şarkısının yazılmasına sebep olan hikaye de ise;
Karşı köyden , diğer aşiretteki bir güzele
sevdalanan Xerib, Fatma’yı görmek için her gün Malabadi köprüsüne gider. Bir
süre sonra Xerib, kızı istemeye gider. Fakat Fatma'nın babası iki sevdalının
kavuşmasına izin vermez. Ancak sevdalıların köprüdeki buluşmaları gizlice
sürer.
Bir gün Fatma’nın babası durumu fark eder
ve gece yarısı köprüde sevdalılara pusu kurar. Silahlar ateşlenir; köprü
ortasında iki sevdalı öldürülür.
Hikayeler
de hep acı sonla bitiyor, mutlu sonla bitenlerin aşkı da efsane olamıyor, sanırım geriye
anlatacak birşey kalmıyor :)
Bol
bol resimledikten sonra; Diyarbakır a doğru yolculuk başlar.
O
zamanlar nargile sevdalısı olan beni en çok mutlu edecek yerdeyiz.
Yeşilliklerin üzerine kilim serilip, koca koca minderler getiriliyor, ortaya da
yer sofrası, tamamdır. Ben şaşkınlıkla izliyorum burası Diyarbakır da açık hava
cafesi :)
Türk
kahveleri (Yunan kahvesi diyenleri kınıyorum, belirtmek istedim); yudumlanıp, nargileler
tüttürülürken hararetle gezinin yorumu yapılıyor.
Ayakkabıları çıkarmışız,
çoraplar nerede bilen yok, ayaklar foraaaa. Herkes halinden çok memnun, Hamza'ya
ve emeği geçen herkese bol bol teşekkürler .
Diyarbakır
da her yer Türk bayrağı ve Atatürk resmi ile dolu.
Alışveriş yapmak için çarşısına giriyoruz, her yer gümüşçü , bakırcı.
Surların
etrafında ve içinde çocuklar gibi eğleniyoruz. Gitmeden her yerinin tadına
varalım diye. Bu güzelim caddelerinde bizim ayrıldığımızın haftasında
bombaların patladığına, ortalığın savaş alanına döndüğüne inanmak mümkün değil,
o kadar sakin ve huzurlu görünüyor ki...
Önceki
günlerde miss gibi ciğerinin tadına bakmıştık, bugün de meşhur kaburga dolması
hayaliyle yanıp tutuşuyorum. Offf yumuşacık , lokum gibi, ağzım sulanıyor hayal
ederken bile.
Buraların
yerlisi ile gezmek başka bir ayrıcalık, nerede ne meşhur, ne yenir ne içilir
Hamza bu konuda süper bir rehber. O yüzden de Diyarbakır ın surlarına karşı,
Selim Amcanın Sofrasında alıyoruz soluğu. Önümüze gelen herşeyi bu ne diye bile
sormadan silip süpürüyoruz.
Karar
verdim benim midem doğulu, ne yapsalar gözüm kapalı yerim, ee şey ama çok acı olanlarını yemeden bir müddet düşünürüm :)
Üstüne
bir de kadayıf , ohh valla uçak bu ağırlıkla kalkabilir umarım. :)
Havaalanına
geldiğimizde inanılmaz bir kalabalıkla karşılaşıyoruz. Tıklım tıkış ve ufak bir
yer.
Uçağımızda bol bol rötar yapınca, önce zaman geçirelim diye alışveriş
(sevgili Veyso bana çok güzel işlemeli bir fincan alıyor), sonrasında da
bekleme süresi uzadıkça yerlere yatma, uyuma, depresyona girme halleriyle
baş başa kalıyoruz, ne bekledik arkadaş, yazık bize.
3
gün boyunca dur durak bilmeden gezdik, muhteşem lezzetli yemeklerini yedik,
sohbet ettik, keyfe keyif kattık. Ama ne yazık ki sonundayız. Hoşçakal
surların içindeki güzel Diyarbakır, Muhteşem Hasankeyf, Batman ...
Yeniden
buluşmak dileğiyle, hep böyle huzurlu kal...
İlginizi çekebilecek diğer gezi yazıları;
- AKHİSAR DAN EMİRALEM E... - Yeni !!
- AKÇAY GEZİSİ
- ALİAĞA - İZMİR
- AYVALIK-CUNDA (CENNET)
- AĞVA GEZİSİ...
- BALKONUMUZDAN BALIKLAR
- BAŞTAN SONA MALDİVLER
- BEYRUT GEZİSİ
- BODRUM BODRUM...
- BÜYÜKADA ; BEN GELDİM... - Yeni !!
- BİRGİ / ÖDEMİŞ - Yeni !!
- CAVİT İN YERİ / GÜZELBAHÇE
- CUMARTESİ KEYFİ / AMRİTA SPA - Yeni !!
- DALYAN VE İZTUZU PLAJI
- DENİZ UÇAĞINDAN MALDİVLER
- DEĞİRMEN (TİRE)
- DOĞU YA DOĞRU - 1
- DOĞU YA DOĞRU-2
- EFES ANTİK KENTİ (SELÇUK)
- ESKİ FOÇA - İZMİR
- ESKİ FOÇA ŞENLİĞİ
- Evlilik Teklifi, Kız Kulesi, Ağva
- FASULİ - İSTANBUL
- GEYİKLİ BOZCAADA ÇANAKKALE
- GÜNÜBİRLİK GEZİLECEK YERLER
- HAVA ALANINDAN...
- Hediyelik Eşya Günleri
- ITHAA / SU ALTI RESTORAN
- KAHVALTI MEKANLARI - PART 2
- KAHVALTI MEKANLARI PART - 1
- KISA BİR YUNUS ŞOV...
- KIZ KULESİ HAKKINDA...
- MALDİVLER / MANTA BALIĞI
- MALDİVLER BALAYI / 1.Bölüm
- MALDİVLER BALAYI / 2.Bölüm
- MALDİVLER BALAYI / 3.BÖLÜM
- MALDİVLER DE YÜZMEK...
- MANTA BALIĞI (MALDİVLER)
- MASAJ / JAKUZİ (Maldivler)
- MERCANLARDA ŞNORKELLING
- MİNİATÜRK / İSTANBUL
- NAZAR KÖY 'E YOLCULUK
- OYUN VE OYUNCAK MÜZESİ
- PRAG GEZİSİ (Metin Yılmaz)
- PRAG GEZİSİ II (KARLOVY VARY)
- SALVADOR DALİ SERGİSİ
- SEVGİLİM VE DEV BALIKLAR
- SIĞACIK/SEFERİHİSAR (cittaslow)
- TANDIR ZEVKİ (GİZLİ BAHÇE)
- TESTİ GARDEN RESTORAN
- TİRE - KAPLAN
- WAFFLE - TURUNÇ
- YEMYEŞİL MALDİVLER...
- ÇANDARLI / DİKİLİ-İZMİR
- ÖZGÜRLÜK ANITI VE OSMANLI
- İZMİR İÇİN LEZZET DURAKLARI
- ŞIK RESTORANLAR
- ŞİRİNCE
0 yorum:
Pekiii sen bu konu ile ilgili ne düşünüyorsun? Yorumunu yaz ben Özlem e iletirim... :))