Haftalardır beklediğim, haritayı önüme açıp gidilecek yerleri
belirlediğim, tam bayram üstü olmasına aldırmadan full olan otelleri tek tek
arayıp, sonunda hazır hale getirdiğim tatilimize, en sonunda çıkabildik.
E tabi pek de kolay olmadı, ama bugün 4.günü olmasından güç alarak söyleyebilirim ki tüm bu çabaya fazlasıyla değmiş.
Alttaki gibi bir tablo oluşturdum, çok işimize yaradı. Fiyat bölümünü boşalttım, yayınlamak etik olmaz diye düşündüm.
E tabi pek de kolay olmadı, ama bugün 4.günü olmasından güç alarak söyleyebilirim ki tüm bu çabaya fazlasıyla değmiş.
Alttaki gibi bir tablo oluşturdum, çok işimize yaradı. Fiyat bölümünü boşalttım, yayınlamak etik olmaz diye düşündüm.
Bir sürü bavul ayrılıyoruz evden, o an o kadar içerliyorum ki
evimi öyle yalnız bıraktığım için, hani sevgilim kalalım dese, okey diyeceğim o
derece.
Sonradan “deniz, kum, güneş” repliği aklımdan geçiyor, işte o
an vazgeçiyorum bu ev sevdamdan. Kalsın yalnız, canım ne yapalım, sırtımıza
alıp götürecek değiliz ya :)
Sevgili bavulları görünce beklediğim tepkiyi vermiyor nedense,
aşkım istersen ütüyü de alalım deyince surat ifadesini incelemek zorunda
kalıyorum.
3 defa yalnız olarak, son seferi de birlikte inerek
taşıyabiliyoruz bavulları arabaya, olsun sığdık ya. Vivi.com.tr'den Bodrum Havalimanında araç kiralamak istedik ama bavullar çok olunca kendi arabamızla seyahat etmeyi tercih ettik.
İlk hedef elbette ki Bodrum. Önceki yazılarımda da bahsettiğim
Alta Park Gümbet te konaklıyoruz. Geceleri sadece uyumak için oteli
kullandığımızdan, uygun fiyatlı olması tercihimiz. Fakat bu sene hayal
kırıklığı yaşatıyor bize.
Kırılan,bozulan hiçbir şey yenilenmemiş (duş başlığı, sifon,
sesi çıkmayan TV bunlardan sadece birkaçı) çalışan tek şey klima , ona bile
şükreder durumdayız.
Otele eşyaları bırakır bırakmaz doğruca hoop Bitez e. Burada
denize girmekten büyük keyif alıyoruz artık, sevgili Elif sayesinde. Şezlong ve
şemsiye ücretsiz, sadece yediğiniz içtiğinizi ödüyorsunuz.
Etrafımız Rusçuklarla dolu, sürekli ayakta salınıp duruyorlar
ve sanki 3 saniye sussalar ceza verilecekmiş gibi çeneleri düşük. Bana bu kadar
itici gelen bir dil neden bizim Türk erkeklerine melodi gibi gelir anlamıyorum.
Neyse biraz kitap
okuyup sevgilimi rahat bırakıyorum, göz banyosunu rahatça yapabilsin diye
(yakalarsam yakarım ama)
Birkaç girişten sonra kesmiyor gidip deniz yatağı da alıyoruz,
çocuklar gibi eğleniyoruz o saatlerde. Yatağın üzerinden takla atıyorum,
altından dalarak geçiyorum, mutluluktan ölebilirim o an.
Hava kararmaya başlayınca plaja veda edip 5 yıldızlı süper! otelimize geliyoruz, duşlar alınıyor Bodrum
merkeze iniliyor.
Girişte sanatçıların oturduğu bir bölüm var. İster karikatürünüzü yaptırın ister yağlı boya tablo. Oturuyorsunuz 20 dakikada işlem tamam. Bu kadar yetenekli olmayı kim istemez ki...
Meşhur Halikarnas, merkezdeki enfes ötesi pastane, Hacivat Karagöz hepsi bize hoşgeldin diyor.
Bir de bu korkunç korsan gemileri var elbet. Sizi adalara götürüp gezdiriyorlar. Biraz korsanlık yapayım demenin bedeli günlük 50 TL.
Birkaç turdan sonra geleneksel olarak uğradığımız Moonlight
bar a gidiyoruz. O kadar güzel bir yer ki burası, masalar kumsalda, denizin
hemen dibinde. Dalga vurdukça ayaklarınızın yanına kadar sokuluyor. Tabii bir
ara coşup ön masaları aşıp da arkalara kadar ulaştı herkesi ayaklandırdı ama
olsun.
Denizin içine ışıklandırmalı şerit çekmişler harika gözüküyor,
Bodrum Kalesine karşı soğuk soğuk biraları yudumluyoruz.
Eğlenceye gücümüz kalmayınca ben başlıyorum ağlaşmaya, öldüm,
bittim, hadi dönelim otele… Nasıl yatıyoruz ne zaman dalıyoruz hatırlamıyorum
bile.
2.gün değişiklik yapalım Turgutreis te denize girelim diyoruz.
Gitmesek de olurmuş bence. Bir defa plajlar tarafında arabayı park etmek mümkün
değil. Her yer kiralık araba kaynıyor.
Dolaş dolaş en sonunda bir otopark görüyoruz, içeri girerken
adam parmağıyla nereye park edeceğimizi gösteriyor.
Bilmez ki benim sevgilim
otoparklarda oradan girer, buradan çıkar. Tabii yine kendi gözüne kestirdiği
yere park ediyor, görevli uyuz uyuz gelip demez mi “sen beni anlamıyorsun, sana
şurayı gösteriyorum” diye.
Da da daaam canına mı susadın adammm, park bomboş
zaten, git işine. Bir bakıyorum; Sevgili alttan üste doğru kızarmakta, en son
kulaklarından çıkan dumanları görüyorum.
“Sen nasıl konuşuyorsun benimle, al otoparkını, çıkıp
gidiyorum” ooo sesini çıkar çıkarabilirsen. Neyse eldeki son park da hayal oldu
diye düşünürken, plaja daha yakınını buluyoruz, her şeyde bir hayır varmış.
İnternetteki araştırmalarımıza göre ‘Günbatımı Plajı’ mutlaka görülmeliymiş, mavi
bayraklıymış falan filan. Kesinlikle katılmıyorum. Bildiğin yol kenarında,
denizi dalgalı ve bulanık bir plaj. O gün bana mı denk geldi bilmiyorum ama hiç
bizi cezbetmedi. Zaten Turgutreiste de yapacak bir şey bulamadık, ben burayı
gezilecek yerler listemden sildim bile.
Tek faydalı tarafı; duvara asmak için aldığımız muhteşem
kelebek. Kanatları el işi cam boyaması ile yapılmış. Aldım, kabul ettim …
Eee bugün denize girmeyecek miyiz? Mümkün mü bu! Zaman
daraldığı için bugünde Bitez plajında alıyoruz soluğu. Ohhh cup cupppp…
Akıllanmamış gibi yeniden internetten aramaya başlıyoruz
değişik bir balık restoranı bulmak için. Akyarlar'da, Fener restoran ilgimizi çekiyor. Hemen
hayal kurmaya başlıyoruz, deniz fenerini restore etmişlerdir, birkaç ufak ve
şık masa, blog için de süper olur, off off diye. Gidip görüyoruz kenarda hayalimizdeki gibi bir
fener fakat onun yanında bildiğin plaj restoranı, salaş ve bakımsız :(
Bildiğinden şaşmamalı deyip, Gümüşlük e ışınlanıyoruz, yuppiiii. Gümüşlük yazın muhteşem, her yerde
el işçiliği satış tezgâhları.
Nazar boncuğu satan stant a girince biraz da duysunlar diye “aa
bak aynı nazar köydekiler gibi” diyorum. Amca hemen yanaşıyor “bunları
bulamazsın orada, ben de boncuk köylüyüm” diyor. Hiç de sevmezler kıyaslanmayı canım…
Gözüme nazar boncuklu bir yüzük kestiriyorum, tırnağımdaki boncukla uyumlu oldu, baksanıza çok ciciii
Burada en sık göreceğiniz diğer şey ise kabak lambalar,
bildiğiniz su kabağını oyup, rengarenk boncuk ve ışıklarla süsleyip sattıkları
muhteşem güzellik. Alıp tüm evi doldurmak istiyorum.
Buradaki lokantaların tavanları bu harika lambalarla dolu,
ışıl ışıl. Masal diyarında gibisiniz.
Geçen kış "Ali Rıza nın Yeri'nde" oturmuş ve gayet de memnun
kalmıştık. Ben ne kadar değişik yerleri deneme taraftarıysam, sevgilim de o
kadar sevdiği yerlere bağlı. Fakat bir dahaki sefere "Aquarium Restoran'ı" deneme konusunda hem fikiriz.
Tabii yazın gelince her yer full. Deniz kıyısı
masalarda oturmak istiyorsanız mutlaka rezervasyon gerekli aklınızda bulunsun,
bizim gibi yapıp 2.sırada oturmayın.
Birbiri arkasına lezzetli mezeler geliyor. Hep duyuyordum,
köpoğlu diye, ondan da tadıyoruz. Cevat Şakir (Halikarnas Balıkçısı) her gün
denize açılırken yanına alırmış bu mezeyi, ondan yadigar kalmış. Merak edenler
için bildiğimiz yoğurtlu kızartma :)
Tereyağında jumbo karides, kalamar, deniz ürünleri kroket (hiç
beğenmedim, içi pişmemiş mücver gibi), peynirli salata, kabak çiçeği dolması ve
Yunan usulü ahtapotu götürüyoruz. E tabi bu kadar mezeden
sonra balığa yer kalmıyor. Hesabı isteyince şok içindeyiz. Alkol
almadan ve hatta balık yemeden gelen hesap 185 TL .
Demek ki bu sezon balık da
yesen en az 300 TL gelecek. Bu da aklınızın bir köşesinde bulunsun derim ben.
Burada bol bol geziyoruz, iskelesine çıkıyoruz. Muhteşem
yatlar görülmeye değer.
Yine gece yarısını yapıp, uykulu gözlerle otelin yolunu
tutuyoruz. Allahtan şoför sağlam, hiç üff demeden, gezdirip duruyor beni.
Tatilimin ilk 2 gününü paylaştım sizinle bugün. Bir sonraki yazımda Yalıkavak ve Türkbükü'nde neler yaptığımızı yazmaya çalışacağım. Tatilde fırsat yaratıp yazabilmek zor oluyor ama diğer taraftan da yazmayı çok özlüyorum.
Önümüzde daha 2 hafta var, gezimiz uzun, umarım her anını beraber yaşayabiliriz.
Bu arada yarın Ramazan Bayramı, şimdiden
büyüklerimin ellerinden, küçüklerimin gözlerinden öperim.
Herkesin ben nerede yanlış yapıyorum diye
kendi kendine özeleştiri yapabildiği, insanların yeniden güzel şeyler olabileceğine inandığı, muhteşem bir bayram olsun. Amin
Bu arada güneşin yaktığı günlerde bizim ufak dostlarımızı da unutmayalım, ufacık bir kap su koymak bizim hayatımızla ilgili hiçbir şeyi değiştirmez, ama onların yaşam kaynağı olacaktır.
Bu arada güneşin yaktığı günlerde bizim ufak dostlarımızı da unutmayalım, ufacık bir kap su koymak bizim hayatımızla ilgili hiçbir şeyi değiştirmez, ama onların yaşam kaynağı olacaktır.
2 haftalık tatilimize toplu halde bakalım, biz nereleri gezdik!!!
İsminin üzerine tıklayın, sizi alıp oralara götüreyim.
İlginizi çekebilecek diğer gezi yazıları;
- 2013 İZMİR DE YILBAŞI
- AKHİSAR DAN EMİRALEM E...
- AKÇAY GEZİSİ
- ALİAĞA - İZMİR
- AYVALIK-CUNDA (CENNET)
- AĞVA GEZİSİ...
- BALKONUMUZDAN BALIKLAR
- BAŞTAN SONA MALDİVLER
- BEYRUT GEZİSİ
- BODRUM BODRUM...
- BOZCAADA GEZİSİ
- Bodrum-Bitez-Turgutreis-Gümüşlük - Yeni !!
- BÜYÜKADA ; BEN GELDİM...
- BİRGİ / ÖDEMİŞ
- CAVİT İN YERİ / GÜZELBAHÇE
- CUMARTESİ KEYFİ / AMRİTA SPA
- DALYAN VE İZTUZU PLAJI
- DENİZ UÇAĞINDAN MALDİVLER
- DEĞİRMEN (TİRE)
- DOĞU YA DOĞRU - 1
- DOĞU YA DOĞRU - 2
- DOĞU YA DOĞRU - 3
- Denize girmek için en güzel plajlar
- EFES ANTİK KENTİ (SELÇUK)
- ESKİ DATÇA VE SELİMİYE - Yeni !!
- ESKİ FOÇA - İZMİR
- ESKİ FOÇA ŞENLİĞİ
- Emirgan Korusu, Laleler ve Köşkler..
- Evlilik Teklifi, Kız Kulesi, Ağva
- FASULİ - İSTANBUL
- GEYİKLİ BOZCAADA ÇANAKKALE
- GÜNÜBİRLİK GEZİLECEK YERLER
- HAVA ALANINDAN...
- Hediyelik Eşya Günleri
- ITHAA / SU ALTI RESTORAN
- KAHVALTI MEKANLARI - PART 2
- KAHVALTI MEKANLARI - PART 3
- KAHVALTI MEKANLARI PART - 1
- KISA BİR YUNUS ŞOV...
- KIZ KULESİ HAKKINDA...
- MALDİVLER / MANTA BALIĞI
- MALDİVLER BALAYI / 1.Bölüm
- MALDİVLER BALAYI / 2.Bölüm
- MALDİVLER BALAYI / 3.BÖLÜM
- MALDİVLER DE YÜZMEK...
- MANTA BALIĞI (MALDİVLER)
- MASAJ / JAKUZİ (Maldivler)
- MERCANLARDA ŞNORKELLING
- Müthiş Bir Evlilik Yıldönümü !
- MİNİATÜRK / İSTANBUL
- NAZAR KÖY 'E YOLCULUK
- OYUN VE OYUNCAK MÜZESİ
- PALAMUT BÜKÜ / DATÇA - Yeni !!
- PRAG GEZİSİ (Metin Yılmaz)
- PRAG GEZİSİ II (KARLOVY VARY)
- SALVADOR DALİ SERGİSİ
- SEVGİLİM VE DEV BALIKLAR
- SIĞACIK/SEFERİHİSAR (cittaslow)
- TANDIR ZEVKİ (GİZLİ BAHÇE)
- TESTİ GARDEN RESTORAN
- TİRE - KAPLAN
- WAFFLE - TURUNÇ
- YEMYEŞİL MALDİVLER...
- Yalıkavak-Türkbükü-Yel Değirmeni - Yeni !!
- ÇANDARLI / DİKİLİ-İZMİR
- ÇEŞME DE 2 BLOGGER...
- ÖZGÜRLÜK ANITI VE OSMANLI
- İZMİR E GELDİM DEMEK İÇİN... - Yeni !!
- İZMİR İÇİN LEZZET DURAKLARI
- İÇMELER / MARMARİS - Yeni !!
- ŞIK RESTORANLAR
- ŞİRİNCE
yazılarını merakla bekliyordum. iyi tatiller sayende gidip görmüş gibi oluyorum.
YanıtlaSilNe guzel hep beraber geziyoruz :)))
Sil