15 Temmuz hayatımızı toz pembeye döndüren imzaları attığımız gün. Her anında sevgilimi göreceğim diye heyecan duyduğum, onu nasıl mutlu edebilirim diye kafa yorduğum.
Evlilikten yana büsbüyük korkuları olan beni
bile, bu kuruma aşık eden, koca bir yıl. Bence hayat arkadaşını bulduktan sonra
evlilik gerçekten tadından yenmiyor.
Şöyle ki; Annenizin “sana güveniyorum ama etrafa
değil” , "hadi saat kaç oldu, daha eve gelmiyor musun?" sözleri
artık yok, her daim seyahat arkadaşınız yanınızda, bütçeniz artık çok
fazla açık vermiyor, gardrobunuzun önünde “benim hiç kıyafetim yok” diye
sızlandığınızda “bi dolap eşyan var, daha alma günah” sözü yerine “hafta sonu
alırız aşkım” sözünü duyduğunuz , muhteşem bir şey :)
Babanın 40.gün duası okunacağından o günlerde
bir program yaparız diye hiç düşünmüyorum. Güzel bir otelde güzel bir yemek
bile, süper bir plan olur aklımca.
Hafta sonu izinli de olunca hadi İstanbul a
gidelim diyor sevgilim, anneleri görürüz hem de güzel bir yemek yeriz, çok iyi
fikir.
Yüzüne dikkatli bakınca; bir şeyler gizlediğinde
oluşan o muzur gülümsemesini görüyorum , anlaşıldı gizli bir program varrr.
Yuppiiiii...
Hafta sonuna kadar rahat bırakmıyorum,
"hadi ipucu ver, doğru tahmin edersem evet de, çok merak ettim ucundan
azıcık nolurrrr.. " şeklinde yalvarmalarım hep boşuna; o sadece gülümsüyor
ve "tadını çıkar, tahmin edemezsin" diyor.
Nasıl edemem bal gibi de ederim
:) (sonradan ona çok hak verdim, sürprizi ilk 200 tahminimin içinde bile
yer almıyordu)
Bavulumu hazırlarken soruyorum nasıl kıyafetler
alayım yanıma, olaya hemen el atıyor ve gelip hepsini kendi tek tek seçiyor. Şu
yemek için, şu adrenalinli program için..vs şeklinde.
Hani adrenalini de çok sevse anlayacağım, dalga
geçiyorum asansöre mi bineceğiz yoksa diye... (kendisi Ringa ya binmemi bile
yasaklamışken ne adrenalini)
Arkadaşların hepsi de benden meraklı, sürekli
arayıp soruyorlar “ipucu var mı” diye. Yok ya ne ipucu veriyor, ne ponçik
ponçik bakan gözlerime acıyıp ötüyor, ne de gaza geliyor.
O sus pus, tabii arada alakasız, kandırmaca
ipuçları veriyor ve zaten karışık olan aklım iyice allak bullak oluyor.
Neyse İstanbul’dayız, önce dişçi randevumuz var.
Aslında bu dişçi de ayrı bir yazı konusu olabilir, 20 yıldır gerek Almanya dan,
gerek İzmir den aynı dişçiye giden bir sevgilim var çünkü, başka dişçi
koltuğuna oturtabilene aşkolsun.
Şikayet ediyorum sanmayın, alışkanlıklarına bu
kadar bağlı olması süper bir şey, demek ki benden de vazgeçmeyecek :)
(Polyanna Özlem)
Evettt program asıl şimdi başlıyor; atlıyoruz
bir taksiye, nereye gittiğimiz sır tabii, soru sormak da gereksiz. Ben de
tabelaları takip ediyorum tahminde bulunayım diye.
Tabii aklımda var bir şeyler, düğün gecemizde
kaldığımız oteli tutmuştur kesin diyorum, hatta yemeğe de evlilik teklif ettiği
kız kulesine götürür. Nostalji olsun diye.
Annem, teyzem herkes de böyle düşünmüş. Ama
sevgilimin ne kadar farklı bir erkek olduğunu hesaba katmadan.
Tarabya levhaları görüyorum, ne vardı burada ,
ne vardı derken, sevgilim "boğaz a iyi bak bir daha göremeyebilirsin"
diyor. Hımmm yemezler paşam , demek ki otel boğaza bakacak...
Hani eski Türk Filmlerinde gördüğümüz, kocaman ,
boğaz manzaralı otel.
Otel baştan sona yenilenmiş, bir kusur bulayım diye o
kadar incelememe rağmen, ne personelde ne de hizmette nokta kadar bir hata bulamıyorum.
Yataktan , banyodan hatta wc den bile boğaz manzarası izleyebiliyorsunuz. Hemen sarılıyorum sevdiceğime, öpücük ve teşekkür yağmuru eşliğinde.
Taksi gelince ohh diyorum nereye gideceğimizi
öğreneceğim şimdi ama sevgili onu da düşünmüş, şoförü dışarı çağırıp yolu tarif
ediyor. Allam yaaa...
10 dakika geçince gözlerimi kapattırıyor,
gideceğimiz yere kadar da açmak yasak. Kaçamak bakmak da yasak, hoop hemen
yakalayıveriyor, ceza almamak için teslim oluyor ve ne derse harfiyen uyuyorum.
Keyifli bir oyunun içindeyim nasılsa.
Gözler kapalıyken buraya gelene kadar söylediği
her sözü düşünüp, kendimce ne olduğunu anlamaya çalışıyorum. Sonradan
öğreniyorum ki hepsi benim aklımı karıştırmak için söylenmiş sözlermiş elbet :(
Bir ara şoför yolu karıştırıyor, gözlerim kapalı
“yahu" diyorum "İstanbullu bir şoförün bile bilmediği neresi olabilir
kiiii, olumm nereye götürüyorsun benii”
Geldik denir denmez, açıyorum gözlerimi, eee bu
da ne... Camlı bir binanın önündeyiz. İçeri giriyorum yine bir numara yok,
bildiğin deri koltuklar, tv, national geographic dergileri, çaylar.
Çalışanlarda sadece gülümsüyor, tembihliler belli. Camın kenarına gidiyorum, bu
dağ başına niye geldik dercesine.
Meydanın ortasında mavi bir helikopter!!!
Buraya aittir herhalde derken, sevgilimle göz
göze geliyoruz, Aman Tanrım yine aynı gülümseme var yüzünde, evet biz
helikoptere bineceğiz. Yuppiiii, ama nasıl, nereye ooo bi dünya soru var kafamda
hala.
Telefonda yer bildirimine giriyorum, KaanHeliport , Ayazağa dasınız diyor.
Saat 16:00 olunca Melih Kaptan la birlikte
havalanmaya başlıyoruz. İstanbul yedi tepe, seni keşfe hazırım.
Öncelikle uçaktan çoook daha keyifli,
görüş alanı muhteşem, inişler ve kalkışlar bizim gibi kaptanınız tecrübeliyse
hiç hissedilmeyecek kadar sakin. Önünüz , üstünüz her yer cam, sadece pıtı pıtı
gürültüsü fazla, zaten onun içinde mikrofonlu bir kulaklık takıyor ve rahatça
konuşabiliyorsunuz.
Kaptan çok sempatik, özel bir yer isteyip
istemediğimizi soruyor, her gördüğümüz yerin tarihini, kimin yaptırdığını,
nasıl bir öneme sahip olduğunu da anlatıyor. Bu şekilde daha da keyifli oluyor
yolculuk.
Kaldığımız Tarabya Oteline iyice yanaşıyor, Kız
Kulesini turluyor, İki köprü arasında bize dilek tutturup sonra da helikopteri
boşluğa bırakıyor, sıkı tutun düşmesin diyerek :) çok komik adam
vesselam...
Zaman nasıl geçti, ne zaman yere indik hiç
anlamadım, hadi şimdi de ben bir tur kullanayım dedim de gülüştük, e ama ben doğru
söylüyordummmm
Yere indik ama ben hala uçmaya devam ediyorum,
mutluluktan. Canım sevgilim benim...
Otele dönüyoruz, balkonumuzda meyvelerimizi
yiyoruz, biraz da dinlendikten sonra, hazırlanıp doooğruca akşam yemeğine. Neresi
olduğu konusunda yine hiçbir fikrim yok.
Zaten mest olmuş durumdayım, kokoreç yiyelim
dese yine de mutluluktan öleceğim . Ama sevgili; Su Ada / Mezzaluna da yer
ayırtmış. Hayatımda ilk defa gidiyorum.
Tekne ile adaya geçiyorsunuz, boğazda, köprünün
rengarenk ışıklarına karşı muhteşem lezzetli bir yemek. Bol bol sohbet
ediyoruz, resim çekiliyoruz.
Şu saatten sonra Mezzaluna nın krem brulesi
favorim. Ben tiramisu söylemiştim tatlı olarak ama baktım sevdiceğimin brulesi
süper, hoop sildim süpürdüm tabağını. Bana göre tiramisunun alkolü biraz fazla
gelmiş.
11 gibi kalkıyoruz, biraz da odamızın keyfini
çıkarmak üzere. Balkonda İstanbul'u bu defa da karanlıkta, ışıl ışıl izliyoruz.
Boğaz manzaralı küvetimizi doldurmak aklımıza bile gelmeden birbirimize sarılıp,
mışıl mışıl uyuyoruz.
Sabah saati kurup erkenden başlıyoruz güne,
restoranın balkonunda, altta gördüğünüz rüya gibi manzaraya karşı enfess bir
kahvaltı yapıyoruz.
Burayı daha sonra kahvaltı mekanı olarak yazmak
istiyorum çünkü; yok yok. Aklınıza gelebilecek her şey, hem de kaliteden hiç
ödün verilmeden yer alıyor.
Buraya yazmak için görevliye soruyorum; otel
harici müşteri kabul ediyorlar ve kişi başı 90 TL ücreti var
Kahvaltıdan sonra havuz başında güneşlenip, cup
suya atlıyoruz. Zaman dursun hiç geçmesin istiyorum, her gün evlilik
yıldönümümüz olsun.
Arada dalgamı da geçiyorum, "çıtayı çok
yükselttin, seneye adrenalin olarak mekikle uzaya çıkarız, yemek için de Mars ta yer ayırtırsın artık" diye.
Şimdi o mis gibi küveti doldurmadan olur mu hiç!
Bir kutu şampuanı döküyorum, resmen köpüklere gömülüyoruz. Burada keseyim,
çünkü Şımarıklık yapmak serbest....
Hem çok keyifli hem de dolu dolu bir hafta sonu
geçirdim. Yaşadıklarım bir kenara; asıl bunlara zaman ayırması, beni mutlu
etmek için çabalaması, programlar yapması süper bir duygu.
Sevgilim; sırf seni anlatarak bu blogu
doldurabilirim, kocaman bir seneyi beni hiç kırmadan, hayatıma huzur katarak
dolu dolu geçirmemi sağladığın için, eşin olarak beni seçtiğin için, o güzel
kalbini bana açtığın ve hiç kimselere benzemediğin için sana çok teşekkür
ederim.
İnşallah Allah; mutlu, huzurlu, sağlıklı
şekilde, evlatlarımızla, ailelerimizle bir arada, ağzımızın tadını hiç
bozmadan, yan yana yaşlanmayı nasip etsin, Amin...
BODRUM KEDİM; SENİ ÇOK SEVİYORUM...
Not: Beyler bu sürprizi beğenmeyecek bayan tanımıyorum, bir yerlere mutlaka not edin :)
Not: Beyler bu sürprizi beğenmeyecek bayan tanımıyorum, bir yerlere mutlaka not edin :)
İlginizi çekebilecek
diğer yazılar;
- ACI BİR BABALAR GÜNÜ... - Yeni !!
- ALİAĞA - İZMİR
- BEN GELDİM...
- BUTİK KURABİYE - NÜANS
- BİZ NASIL AŞIK OLDUK !!!
- DOĞU YA DOĞRU - 3
- DOĞUM GÜNÜ SÜRPRİZİ....
- Denize girmek için en güzel plajlar... - Yeni !!
- DÜĞÜN DAVETİYESİ
- DÜĞÜN HAZIRLIKLARI...
- DÜĞÜN İÇİN SLAYT GÖSTERİSİ
- DİNİ NİKAH...(EVLENİYORUZZZ)
- EV-LE-Nİ-YO-RUUUUMMMMM...
- EVİMİN DEKORASYONU GELMİŞ
- Evlenince ilk defa anne demek!
- Evlilik Teklifi, Kız Kulesi, Ağva
- HAVA ALANINDAN...
- Hissetmek
- KARDEŞ RUHUN GIDASIDIR - Yeni !!
- KIZ İSTEME MERASİMİ
- KUAFÖR GÜNLÜĞÜM...
- KURABİYE AŞKINAAAAA....
- LAZER EPİLASYON HAKKINDA...
- NİŞAN TÖRENİMİZ...
- SEVGİLİYE HEDİYE...
- Sevgiliye sürpriz video ...
- YILBAŞINDA BURCU GÜNEŞ..
- YÜKSEK YÜKSEK TEPELERE...
- ÇEŞME DE 2 BLOGGER... - Yeni !!
- ÇİKOLATA KURSU...
- ÖZLEM PILATES YAPIYOR
canim hersey super olmus anlasilan esin cok dusunceli biri ..bizden tam not kesinlikle.. bir ara benim kocama da bir ders verebilirse bu konuda daha da memnun kalacagimi kendisine iletirsin artik :) bu saatten sonra helikopter bana az gelir daha ilginc birsey bulmali..
YanıtlaSil:))) metin , yorumunu bol bol gulumseyerek dinledi. Esinin hakkini yemem asla ekimde maldivlere, sonraki sezonda Amerika ya goturuyor seni.
Silcanım benim daha nice mutlu yıllara inşallah
YanıtlaSilCanim gec okumusum bu postu ama yinede Esin tam not aldi :))) boyle bir performans sevgili esimden bekliyorum, buradan yetkililere duyrulur :) harika bir yildonumu olmus helikopter kismi beni bitirdi :)
YanıtlaSilSevgilerimle ...
Evet ben de şok oldum ve keyiften öldüm. Sen çaktırmadan eşine okut bence bu yazıyı, sona da not ekledim zaten :))
SilBu seneki yıldönümünü de sabırsızlıkla bekliyorum bu arada:)
Merhaba.Tabi ben bu yaziyi şimdi goruyorum amma yine de soylemek istedim(duanin zamani olmaz diye dusunerek)Allah tum dileklerini kabul etsin.Armanla birge nice boyle senelere.
YanıtlaSilAmin insallah cok daha guzelleri senin olsun insallah
Sil