Yollarda Hayat Var...: SİNGAPUR GEZİLECEK YERLER REHBERİ

singapur, singapore, merlion, skypark, marina bay sands, botanik bahçesi, orkide bahçesi, orchard, en yüksek havuz, gardens by the bay, skywalk, akvaryum, universal studios, sentosa, car cable

Haritada ufacık bir yer kaplıyor Singapur, fakat biz 4 gün sabahtan akşama kadar gezmemize rağmen hala listedeki bütün maddelerin üzerini çizemedik, o kadar da gezilesi bir Asya ülkesi.

Ufacık bir ülkede 5.7 milyon insan yaşıyor ve insanın başını döndürecek kadar hızlılar. Daha sakin yürüyen bir tanesini görmek nasip olmadı bana :)

Dünyanın az sayıdaki şehir devletlerinden biri olan Singapur, kendine ait 60 kadar adacık ile beraber yaklaşık 620 Km2 lik bir alana sahip.

Düşünün boyu 43 Km ve eni de 22,5 Km olan dikdörtgen şeklindeki bir adadan bahsediyoruz. Taksiyle bir uçtan diğerine gitmek yaklaşık olarak 1 saatinizi alan bu adada görülecek o kadar çok keyifli yer var ki, insan inanamıyor.

"Singapur, 1965 senesinden beri doldurma işlemleri ile topraklarını yaklaşık olarak yüzde 25 büyütmüş"

Zamanında tropikal ormanlarla kaplı olan ülke, bunların yüzde 85 ini kaybederek bu günlere gelmiş, sonra da kendi elleriyle binaların içlerine şelaleler, yağmur ormanları yapıp onları turizme açarak ağzımızı açık bırakmış :)

Singapur İçin Ayrıntılı Gezi Rehberi yazımda, Singapur için vize, birbirinden ilginç yasakları, nerede ne kadara konaklanır, nerede - ne yenir, hediye olarak ne almalı konularından ayrıntıları ile bahsettim. Bu yazıyı okuyan yolda kalmaz :)

"Yılın her zamanı sıcaklık bakımından turizme açık fakat yağmura yakalanma şansınız her daim elde var bir, ne kadar sıcak olsa da yanınızda bir adet şemsiye ve hırka bulundurmanızda fayda var, biri yağmurdan diğeri metroda donmaktan kurtarır"

Meyveler çok leziz :)

Singapur'da farklı etnik kökenlere ait insanlar yaşıyor, China Town (Çin Mahallesi), Little India (Hint Mahallesi) ve Kampong Glam (Arap Mahallesi) bu insanların yaşam biçimlerini açıkça izleyebileceğiniz, hatta onlardan biri gibi günlerinizi geçirebileceğiniz yerler.

Hazırlıklar tamamsa işte size Singapur'un gezilecek birbirinden güzel noktaları, şimdiden keyifli okumalar dilerim...

"Singapur yerel saati, Türkiye'den 5 saat ileride"

CHANGI HAVAALANI

Öncelikle şunu belirtmeliyim ki adaya adım atar atmaz gezilecek ilk keyifli yer, Changi Havaalanı elbette. İçinde outleti, bambu, kelebek, ay çiçeği gibi birbirinden değişik bahçeleri, çocuk parkları ile hayran olmamak elde değil.

Dünyanın en iyi havalimanları ödülünü defalarca alması tesadüf değil.

ORCHARD ROAD

Biz hem merkezde olalım, hem de her yere metro ile ulaşım kolay olsun diye Orchard'ın kalbinde konakladık (Mandarin Orchard Otel). Çok da memnun kaldık.

Burası her türlü markanın boy gösterdiği, mağaza ve alışveriş merkezi cenneti (20 den fazla var), dolayısı ile Singapur'un da en pahalı caddesi.

Bu 2 kilometrelik bulvarda ücretsiz wifi ile takılabilir yada birbirinden şık mağazalarda stres atabilirsiniz.

Orchard, İngilizcede "meyve bahçesi" anlamına geliyor, eskilerde etrafı meyve ağaçları ve hindistan cevizi ağaçları ile çevrili olduğundan bu ismi alsa da şimdilerde avm bahçesi demek daha yerinde olur sanırım.

Özellikle Takashimaya ve Ion alışveriş merkezlerinin yemek bölümleri hayat kurtarıcı olabilir bunu not almakta fayda var. Ayrıca Ion alışveriş merkezinin içinde metro girişi de bulunmakta (MRT)

Saray anlamına gelen Istana bu caddenin sonunda yer alıyor, Cumhurbaşkanlığı Binası olarak kullanılıyor ve etrafı yemyeşil.

Fotoğraf Google'dan

Orchard'da sakız çiğnemenin yasak olduğunu ve hemen uyarıldığınızı okumuştum gitmeden, sakızın kokusuna bile tahammülü olmayan benim için en muhteşem yasak bu olsa gerek :)

Gündüz nemden dolayı yürümek ne kadar sıkıntılıysa, akşamları gezmek ise bir o kadar zevkli. Rengarenk ışıklandırmalar, sokak satıcıları, banklarda sosyalleşen gençler ve müzik, insana yorgunluğunu unutturuyor.

"Mutlaka gitmeli, insana çok şey katıyor" diyemeyeceğim bir cadde burası ama Türkler olarak avm gezmeyi de seviyoruz orası net! Uğrayabilir, cafelerinde vakit geçirebilirsiniz, sonra da şehri gezmeye devam.

"Otellerde prizler dönüştürücü olmadan kullanılabiliyor"

HAYVANAT BAHÇESİ

Dönüş uçağımız arızalanıp kalkmayınca, Qatar Havayolları bizi 1 gün daha Singapur'da misafir etti bu sayede hayvanat bahçesini de ziyaret etme şansı bulmuş oldum.

Afiyetle muz yemelerini seyretmeye doyamadık :)

Hayvanların, birileri görsün diye eziyet edilerek kafeslere kapatılmasından çok da hazzetmeyen ben, 9 kez "en iyi zaman geçirme" yeri olarak seçilen, hayvanların kendi ortamlarında ve hatta etrafınızda (vahşi olanları hariç) cirit attığı bu hayvanat bahçesini çok merak ediyordum gitmeden.

Denk gelemedik diye çok üzüldüğüm çeşitli aktiviteler mevcut burada, mesela orangutanlar etrafınızda dolanırken açık büfe kahvaltı yapabilmek, su aygırı gösterisi, yemek vakitlerinde hayvanları ellerinizle beslemek ve penguenlerle yürüyüş yapabilmek gibi.

Bunları yapamasam da beyaz kaplanı görünce usulca ortamdan sıvışmak, fillerin muzları afiyetle yemelerini izlemek, zürafalar ve kangurular ile yakın temasta bulunabilmek bile bu geziyi benim için unutulmaz kıldı.

Bileti kaldığımız otelde bulunan infocus telefondan aldık; 27 Singapur Doları ödedik, normal fiyatının 33 SGD olduğunu düşünürsek daha uygun olduğunu söyleyebilirim.

Hayvanat bahçesine gitmek için Metro (MRT) ile Orchard'dan (Kırmızı hatta) 15 durak aşıp Choa Chu Kang durağında indik, ardından 927 numaralı otobüsü kullandık.

Siz dilerseniz Ang Mo Kio durağında inip 138 numaralı otobüsü de kullanabilirsiniz. Yada merkezden taksi ile yarım saatte ulaşabilirsiniz.

Beyaz kaplan ile yakın temas :)

Hayvanat bahçesi inanılmaz büyük, bütün hayvanları görmek, zaman geçirmek ve hepsini yürüyerek bitirmek aynı gün neredeyse imkansız diyebilirim. Arada çalışan shuttle ı kullanmak çok mantıklı. Hem hayvanların tanıtımlarını dinleyebilir, hem de bolca resim çekebilirsiniz.

Çok sevimlisiniz :)

Eğer bizim gibi zamanınız varsa ve yürümeyi seviyorsanız, buradan haritaya ulaşıp, istediğiniz bölümleri rahatlıkla gezebilirsiniz.

Bilet için; http://www.zoo.com.sg/visitor-info/singapore-zoo-tickets.html

Ağır yasakları ile bildiğimiz Singapur'da idam cezası olduğunu biliyor musunuz?

Ve turist olsanız da bundan kurtulamayacağınız durumlar var.

Night Safari - River Safari - Jurong Bird Park

Hayvanat bahçesine kadar geldiniz, girmeden hemen sağ kısımda bulunan Night Safari bölümünü göreceksiniz.

Akşam 19:30 da bir trene binip, size ulaşamayacak uzaklıkta bulunan hayvanları izleyip, bolca fotoğraf çekiyorsunuz ayrıca hayvanlar hakkında bilgiler alıyorsunuz. Biz aydınlıkta tüm gün hayvanat bahçesini gezdiğimizden ve karanlıkta Arman'ın rahatsız olacağını düşündüğümüzden katılmadık.

"Singapur'da trafik sağdan akıyor"

Tabii bir de gidenlerin, "hayvanlar çok uzaktaydı, görmedik, gereksiz" diye yorumlarının da bu kararımızda etkisi büyük.

Aynı turu nehirden de yapabilirsiniz. Bilet almak için siteye girdiğinizde paket ücretlerinin daha avantajlı olduğunu göreceksiniz. Eğer zamanınız varsa hayvanat bahçesi ve river safariyi gündüz yapabilir, hava kararınca da Night safariye katılabilirsiniz.

Bilet ve bilgi için; http://www.nightsafari.com.sg/

Bu arada kuş parkı hayvanat bahçesinde değil; Boon Lay durağında, Chinese Garden'a yakın bir yerde bulunuyor, bunu atlamayalım.

"Singapur'da 4000 den fazla çok katlı bina ve gökdelen var, fakat binaların 280 metre yüksekliği geçmesi yasak"

GARDENS BY THE BAY

Metro'da Marina Bay durağında inip, içimiz dışımız yeşillik ve su dolana kadar bolca yürüyüş yaptığımız, yapay devasa ağaçlarına hayran olup, bu ağaçları birbirine bağlayan köprüde yerden 22 metre yükseklikte (skywalk) yürüyerek Singapur'u izlediğimiz, resim çekmeyi abarttığımız, ülkemizde de böyle yemyeşil alanların olmasını dilediğimiz keyifli bir park burası.

Skywalk için 8 SGD ödeyerek bilet aldık ve asansör kuyruğunda beklemeye başladık. Yukarıya çıkınca 15 dakikamız var, öyle 8 SGD ye tüm gün takılayım falan yok yani :) Hoş saat tutanı görmedim ama belli olmaz burası Singapur, her an biri omzuma dokunup "haydi hemşehrim" diyebilirdi :)

Resim Google'dan

Biz Marina Bay durağında inince her köşesini gezebilmiş olsak da Bay Front durağında inmek daha mantıklı, böylece daha az yorulup, devasa ağaçların (supertrees) yanına kolayca ulaşabilirsiniz. Biz bunu ayaklarımız su toplayınca anladık :) Zira 101 hektarlık bir alandan bahsediyoruz.

Bahçe tasarımı ile ilgili uluslararası bir yarışma açılmış ve kazanan proje halkın da değerlendirmesiyle kabul edilerek bugünkü Gardens By the Bay ortaya çıkmış. Çok da iyi olmuş.

Biz gittiğimizde (Mart 2017) Çocuk festivaline denk geldik o yüzden her yanımız; kıpırdayıp, sesler çıkaran, ışıklandırılmış dinozorlar ile doluydu.

Buranın asıl güzelliği elbetteki hava karardıktan sonra başlıyor, inanılmaz bir lazer gösterisi oluyor bu bahçede. Çeşitli yerlerden izlenebilse de bence en zevklisi müziğin gümbür gümbür hissedildiği bu bahçede yere uzanarak yapılanı.

"Singapur para birimi SGD olarak geçiyor yani Singapur Doları. Bildiğimiz Amerikan Dolarından farklı bir kura sahip, 1 SGD yaklaşık 2,5 TL tutuyor (2017)"

LAZER GÖSTERİSİ

Hemen bir üst yazıda belirttiğim gibi, Gardens by the Bay de hava kararınca başlayan, dev ağaçların (supertrees) üzerindeki ışıklandırmaların, müzik eşliğinde sunduğu muhteşem bir gösteri bu. Singapur için şaşılacak bir şey ama ücretsiz.

Sadece bu bahçede izlemek zorunda da değilsiniz, şehrin birçok yerinden gösteriyi görebilmek mümkün. Burası olayın merkezi sadece :)

Eğer bir bank bulup rahat etmek istiyorsanız, hava kararmadan en az yarım saat önce Bay Front durağında inip, yerinizi almanız önemli çünkü akın akın insan geliyor ve birçoğu yerlere uzanmak zorunda kalıyor. Üstüm pislendi diye pimpiriklenmeyecekseniz unutun gitsin bu önerimi :)

Hava karardıkça bir sessizlik başlıyor, ardındannnnn (burada video devreye girer);

Işık gösterisi deyip kulak arkası etmeyin, muhteşem müzikler eşliğinde unutulmaz bir deneyim.

FLOWER DOME - CLOUD FOREST

Super Trees'in keyifli görüntüsünden sonra karşımıza cam ile kaplı ilginç iki bina çıkıyor. Birincisi "Miss Joaquim" isimli orkideden esinlenerek yapılmış olan binasıyla, çiçeklerden bir dünya olan Flower Dome, diğeri ise 2.577 cam panelle kaplı olan, içinde; dünyanın "en büyük kapalı alan şelalesi" bulunan Cloud Forest.

Resim Google dan

İçeriye girince dünyanız değişebilir haberiniz olsun, 35 metre yüksekliğindeki Bulut dağı, Singapur'un mutlaka görülmesi gereken yerlerinden.

İçerideki nem oranı yüksek, bunun yanında belki de bir daha asla karşılaşmayacağınız bitki türleri ise enfes. Şelalenin arasındaki yollarda ıslanarak dolaşabilmek için ise kesinlikle buraya gelmeye değer.

Tek tek gezmek isterseniz 12 SGD, ikisinin biletini bir alırsanız 20 SGD ödemeniz gerekiyor. Fakat bilet kuyruğu bir hayli fazla oluyor, mümkünse gitmeden internetten almak en mantıklısı.

https://ticketing.gardensbythebay.com.sg/Ticketing.aspx?ticket=local

"Asya meyvesi olan Durian'ın, ağır ve keskin kokusundan dolayı toplu taşıma araçlarına alınmadığını biliyor musunuz"

UNIVERSAL STÜDYOLARI

Singapur da eğlence isteyenlerin favori yeri olan Universal Stüdyoları ile ilgili gitmeden aklım karışıktı. Yani Sentosa Adası neresi, Universal Studios neresi tam da idrak edememiştim.

Meğerse, Sentosa adası; içinde çeşitli aktivitelerin, otellerin ve plajın bulunduğu eğlence adasının ismiymiş.

Universal Studios ise, bu adada bulunan eğlence merkezi :) Amerika'dakinden desem abartmış olacağım sanırım çünkü çook minik bir versiyonu.

Kapısından adım attığınız anda kendinizi Hollywood sokaklarında buluyorsunuz, kuzucukları için alışveriş yapmayı bekleyenler hemen solda bulunan hediyelik eşya dükkanı sizi bekliyor. Sağlı sollu cafeler, marketler, kırmızı şirin kamyonlar, klasik arabalar bol bol fotoğraf çektirecek türden.

Sonraki bölüm New York, burada birbirinden ilginç gösteriler izlemek mümkün. Biz bu sokaklarda sadece yürüyüp geçtik çünkü Sci-Fi City'e girmek için can atıyorduk.

Sci-Fi girişinde yer alan Transformers o kadar zevkliydi ki eğer Arman yanımızda olmasa ve sevgilimle aynı anda girebilsek sanırım akşama kadar çıkmazdık buradan.

Şansımıza express bilet almadığımız halde hiç sıra beklemeden girip çıkabildik, sanırım Universal Stüdyo gezimizi hafta sonuna denk getirmemekle çok iyi ettik.

Burada ayrıca çook hızlı ve karmakarışık karşılıklı düello yapan 2 coaster (Battlestar Galactica) bulunuyor, biz cesaret edemedik, şu an üzülsem de yeniden gitmek için bir neden kalması da fena olmadı sanırım.

Acceleratör ise burada yapılacak diğer bir aktivite, kendi etrafında dönerek sizi şapşal etmekte üstüne yok :)

Sci-Fi City den çıktıktan sonra görsel olarak en beğendiğim Antik Mısır bölümüne geliyoruz. Burada da basit bir coaster'la böcek saldırılarından ve yanmaktan kaçtım. Battlestar 'a binmeye çekinen benim için basit bir tecrübe oldu.

Treasure Hunters da yavaş bir jeep, içinde hazine keşfi, piramitler ve koruyucularının gösterileri görülmeye değer.

The Lost World, Far Far Away, Madagaskar, Water World diğer görülebilecek bölümler. Amerika'daki stüdyolar ile kıyaslamazsanız keyifli bir eğlence parkı.

SENTOSA ADASI

Universal Stüdyoları gibi tema parkları, Mega Zip, Balmumu Müzesi, golf sahaları, Kelebek Parkı, dünyanın en büyük akvaryumu, casinosu ve birbirinden kaliteli otellerinden oluşan adını Malayca'da "sakinlik, sükunet" ten alan bu ada; Singapur'da uğranılması gereken yerlerin başında geliyor.

Siz adının sakinlik olduğuna sakın aldanmayın çünkü gayet hızlı ve heyecanlı saatler geçirmek kaçınılmaz.

Ben adaya girer girmez Mega Zip te aldım soluğu, kemerim bağlandı, 5 katlı bir kuleye tırmandım veee kendimi boşluğa bıraktım :)

Videosunu izlemek isterseniz;

İlk atlayış çok heyecanlı, ardından manzarayı izlemek ise inanılmaz keyifli çünkü önce ormanın, sonra da gördüğüm en güzel renkli denizlerinden birinin üzerinden uçtum. Ben kamera ile çektim ama indiğinizde onların çektiklerinden de satın alabiliyorsunuz hiç üzülmeyin. Tabii ucuz değil bu da aklınızda bulunsun :)

Mega Zip; 45 Singapur Doları

Renginden bahsettiğim Siloso Plajı bakmalara doyamadığım bir yer, biz zamanımız yok diye giremedik ama hala aklımda :)

Mega zip gibi Sky Ride da heyecan arayan ziyaretçilerini bekliyor.

Sentosa adasına gitmek için, Harbour Front (MRT) istasyonunda yer alan Vivo City alışveriş merkezinin içinde Sentosa Express trenini kullanabilir (gidiş-geliş kişi başı 4 SGD) yada yine Vivo City durağında Sentosa Board Walk isimli yoldan 710 metre yürüyebilir (Kişi başı 1 SGD) ve adaya giriş yapabilirsiniz.

Kaşlarım ve manzara :)

Veya bizim gibi saniyede 4 metre hızla giden muhteşem manzaralı Cable Car (Teleferik) kulanabilirsiniz.

"Dünyanın tasarım ödüllü en iyi tuvaleti, Mount Faber - Jevel Box isimli mekanda bulunuyor"

İlk durağı Mount Faber, Singapur'un en yüksek yeri (96 metre), ikinci durak olan Harbour Front ise 69 metre, ve son durak Sentosa Adası.

82 kabinli cable car, eğer imkanınız varsa mutlaka tercih edilmeli diye düşünüyorum. Duraklar arası yaklaşık 5'er dakika sürüyor, fiyatı ise kişi başı geliş-gidiş 26 SGD.

"Bir zamanlar korsan saldırılarından dolayı "ölüm adası" olarak adlandırılan Sentosa, 2.dünya savaşında ise askeri amaçlar için kullanılmış"

MARINA BAY SANDS OTELİ, HAVUZU VE SKYPARK

Otelin neresi gezilir ki dediğinizi duyar gibiyim, ben de aynen böyle düşünüyordum gitmeden çünkü.

Fakat burası sadece bir otel değil, kapısından girdiğiniz anda anlayabiliyorsunuz zaten bunu. O kadar büyük ve gösterişli ki insanın başı dönüyor.

Ne var ki bu otelde derseniz buyrun;

3 gökdelenin üzerine oturtulmuş bir gemiyi andıran otelin terası turistlerin ilgisini bir hayli çekiyor çünkü 1.2 hektarlık bu alanda 250 ağaç, binlerce tropik bitki bulunuyor, Skypark ülkedeki en iyi manzaralı yerlerden biri.

Otelin terasında, boşlukta kalan 67 metrelik bir kısım var, burası belli sayıda insan alabiliyormuş, hesap etmişler 350 kişi aynı anda zıplarsa çökme ihtimali yüksekmiş, ne işinize yarar bilmiyorum ama bu da burada dursun :)

200 metre yüksekliği ve 150 metre genişliği ile "dünyanın en yüksekte bulunan" havuzlarından biri de yine burada yer alıyor. Doldurmak için 1.5 milyon litre su gereken bu havuzdan, gece 11 e kadar sadece otel müşterileri faydalanabiliyor.

Eğer otel müşterisi değilseniz 23 SGD verip Skypark'ta manzara seyredebiliyoruz, havuz yok!

Kıydık paraya, genelde tüm turistlerin (para babaları hariç) yaptığı gibi tek gece konakladık. Hoş neredeyse geceliğine bir asgari ücret verip, Universal Stüdyolarından erken çıkamadığımız için ancak hava karardığında girebildik havuzuna ama olsun buna da şükür.

Yahu arkadaş bu kadar para vermişsin tüm gün takıl otelde di mi, yok illa keşifte olacağım, bazen kızıyorum kendime.

Neyse efendim bu yılın en keyifli ve havalı selfie si oldu benim için bu resim :)

Marina Bay Sands alışveriş merkezi ise, tüm gün gezilebilecek güzellikte, yemek için uluslararası mutfak bulmakta zorlanmadığımız nadir food court lardan birini barındırıyor.

Casinosu, mağazaları ile sıkılmadan gezmek mümkün.

Sky park için inanılmaz bir kuyruk vardı, aslında terasta yer alan barda bir içki içmek ve manzarayı
izlemek bana daha mantıklı geldi, boş manzara için para vermektense kadeh kaldırmak iyi fikir.

Bu arada Gardens By The Bay'de ki lazer gösterisini izlemek için de Sky Park muhteşem.

"Marina Bay bölgesindeki "Floating Stadium" dünyanın su üzerindeki en büyük stadyumu"

Las Vegas tan sonra maliyeti bakımından dünyanın en pahalı kumarhanesi yine bu otelde. Ayrıca otelin giriş katında sampam teknelerle dolaşmak mümkün, büyük demiştim size di mi ?

SINGAPORE FLYER

Burası aslında gezilecek bir yerden çok, yapılacak aktivite kısmına giriyor. Her turu yarım saat süren, 165 metre ile dünyanın en yüksek 2.dönme dolabı olarak bilinen Flyer'a özellikle hava kararacağı zaman binmenizi tavsiye ederim. Çünkü 45 kilometrelik görüş mesafesi ile gündüzü ayrı, gecesi ayrı güzel.

28 kapsüllü bu dönme dolap için en düşük ücret 33 SGD, tabii biz evlenme teklifi için yemek yiyelim, şampanyaları üzerimize dökelim, bas bas paraları yapalım, abartmanın gözünü çıkaralım derseniz, fiyatlar kademeli olarak artıyor (176 SGD* bile gördü bu gözler)

Kapsül dedik ama öyle minik bir şey aklınıza gelmesin her biri 28 kişiyi taşıyabilecek kapasitede, 7 metre uzunluğunda.

Beyler, bilet fiyatlarını görünce sevgilinize "bende kapalı alan fobisi var" falan demeyin, yemez yani :)

Bilet için buraya tıklayabilirsiniz!

BUGIS VE KAMPONG GLAM

Pazar pazar gezeyim, ucuza hediyelikler alayım, bit pazarına dalıp çıkayım diyorsanız burası tam da size göre.

Arap kültürünü etraftaki nargilecilerden bolca hissetmek mümkün. Ucuza Hint kıyafeti, elektronik eşya almak için tavsiye ediliyor fakat ben yine de elektronik eşya için güvenemedim.

BOTANİK VE ORKİDE BAHÇESİ

1995 yılında açılan Botanik bahçesi için yola çıkmadan bolca araştırma yapıp hayran oldum fakat ne yazık ki vakit bulup gidemedim.

Resim Google'dan

Rengarenk, festival alanı gibi olan bu bahçe bir daha ki sefer için gidilecekler listemde ilk sırada yer alıyor. Sadece Botanik Bahçesini gezmek istersek ücretsiz. Orkide bahçesini de ilave edersek 5 SGD gibi cüzi bir rakam ödemek durumundayız. (Saat 19:00 a kadar açık)

Botanik bahçesinde bulunan, çeşitlerine göre 4 mevsime ayrılmış toplamda 60.000 adet orkide koleksiyonu ise 2.5 Km lik bir alana sahip. Bu kadar özen gösterilmesinin sebebi Orkidenin Singapur'un simgesi olması diye düşünüyorum.

Hoş bu adamlar ne yapsalar hakkını veriyor bunu da unutmamak lazım sanırım.

Turuncu hat üzerinde Botanic Gardens durağında inerseniz kolaylıkla ulaşabilirsiniz.

Singapur da duraklar çok anlaşılır değil mi?

MERLION PARK (Mermaid Lion)

Çok bir şey ummadan, gözünüzde abartmadan, sanki Singapur'un anlamını bulacakmışsınız gibi davranmadan görmenizde fayda var.

Sonuç olarak, yarı balık yarı aslan olan bu figür bildiğiniz bir heykel. Ağzından sular fışkırıyor ve manzara bakımından gayet cömert.

Yorulunca dinlenmelik, benim ve tüm turistlerin yaptığı gibi şımarmalık bir yer. Sıcağın altında, elinde kocaman kırmızı bir şemsiye, önündeki kanguruda Arman bağlı iken, binbir direktifle bu pozu çeken kocam hariç hepimiz çok eğlendik diyebilirim :)

Bu pozu vermeyeni dövüyorlarmış diye duydum :)

Efsane o ki, 14.yy da Malezyalı bir prens havanın kötü olmasından dolayı mecburen bu adaya yaklaşıp biraz mola verir. O esnada devasa ve vahşi bir aslanın bu adada dolaştığını görüp çok etkilenir.

Artık abinin nasıl bir çevresi varsa bir anda herkes bu adaya Malayca da Aslan: Singa ve Şehir: Pura kelimelerinin birleşimi olan Singapura demeye başlar. Gel zaman git zaman Singapore olur bu isim.

Aslan adası olmuş olmasına ama aslına bakarsanız bizim prens Astigmatmış sanırım çünkü bu adada hiçbir zaman aslan görülmemiş, büyük ihtimal beyaz bir kaplanı görüp yaygara yapmış kendileri.

Çin inancına göre su bolluk anlamına geldiğinden, ağzından su fışkırtmayı da ihmal etmemişler, zavallı aslanın son geldiği nokta bu, maymun etmişler bizim gösterişli aslanı anlayacağınız.

Hikayesini dinlemek isteyenler, bu heykelin bir benzerinin bulunduğu Sentosa adasındaki Merlion'un içini ziyaret etmeli.

Biz Marina Bay durağından etrafı geze geze gittik, inanılmaz güzel manzaralar var yol üzerinde, ama siz Raffles Place durağında inerseniz kolaylıkla ulaşabilirsiniz.

CHINA TOWN

Singapur gezimizde en beğendiğim, farklı bir kültürde olduğumu iliklerime kadar hissettiğim yerlerin başında, nüfusun çoğunluğunu oluşturan Çinlilerin Mahallesi geliyor.

Metroda China Town durağında iniyoruz, kocaman bir alışveriş merkezinin içinde kaybolmuş vaziyette çıkışı arıyoruz bir süre. Üst geçitten karşıya geçince ise işte diyorum aradığım yer burası.

Kırmızı lambalarla süslü sokakları, şirin evleri, satıcıları, ilginç süsleri ile tam da gözümde canlandırdığım gibi. Hediyelik bir şeyler almak istiyorsanız burası hem uygun hem de çeşit çok fazla.

Lokal yemek ve Çin mutfağı denemek için yaklaşık 100 metre uzunluğundaki Food Street'e mutlaka uğranmalı, sağlı sollu restoranların oluşturduğu bu cadde her türlü zevke hitap ediyor. Devlet denetiminde olduğundan ve cezaların yüksekliğinden, içinize sinerek yiyebilirsiniz.

Buddha Tooth Relic Tapınağı, Budha'nın diş replikasının bulunduğu bir Budist tapınağı, girişi ücretsiz fakat biraz parayı seviyorlar, resim çekerken para istiyorlar ve oradaki Budha'lardan satın aldığınızda dışarı çıkarmanıza izin vermiyorlar, hiç eksilmeyen market gibi düşünün bu durumu :)

Sri Mariamman Tapınağı ise food street'i kesen cadde üzerinde yer alıyor, burası Singapur'un en eski Budist tapınağı. Özellikle çatı kısmındaki rengarenk süslemeler ilgi çekici.

En eski Çin tapınaklarından biri olan Thian Hock Keng de yine China Town'da yer alıyor.

LITTLE INDIA

Küçük Hindistan dediğinizde sanki anlamını yitiriyor gibi geldi mi size de ?

Little India durağında inince modern binaların yerini bir anda, rengarenk sıra sıra evler, ağır bir köri kokusu, kaşlarının ortası boyalı kadınlar ve hayatımda gördüğüm en fazla erkek grubu alıyor.

Alışveriş yapmak bir zevk burada :)

Öyle böyle değil caddenin her köşesinde 20 şer 30 arlı erkek grupları ayakta takılıyor, turistler hariç kadın neredeyse yok gibi ortalıkta.

İnanılmaz bir kargaşa var sokaklarda

Nasıl bir keşmekeş anlatamam, her dükkanda ayrı müzik çalıyor, bir yanda ateş yanıyor, sokaklar tıka basa insan dolu. Burnumda binbir çeşit baharat kokusu ile adım atar atmaz kaçma dürtüsü yerleşiyor içime.

Hint doğumlu vatandaşların oturduğu Little India benim için biraz hayal kırıklığı ile sonuçlandı. Ya da Hintli işçilerin tatili olan pazar günü buraya gitmek çok yanlıştı desem daha doğru olabilir sanırım.

Her yer erkek :)

Metronun hemen çıkışında Tekka Center gözümüze çarpıyor, kasaplar, manav, rengarenk mağazalarla dolu bir yer burası.

Serangoon caddesi boyunca ise Hint kültürüne ait takıları, kıyafetleri ve kınaları bulmanız mümkün, bunun yanında en çok merak edilen konulardan bir tanesi, benim bile notlarıma "en iyi kur burada" diye not aldığım Mustafa Center.

7/24 açık bir alışveriş merkezi düşünün, içinde iğneden ipliğe, elektronik eşyaya kadar her şeyin bulunduğu. Bu arada TL yi Singapur Dolarına çevirebilmek neredeyse mümkün değil aklınızda bulunsun.

Yemek olayında biraz temkinli olmakta fayda var, buraya gelen turistlerin çoğunluğu, ilk haftasını ishalle boğuşarak geçiyormuş diye duydum.

Little India da gezilebilecek bir diğer yer ise; girişin ücretsiz olduğu Sri Veeramakaliamman Tapınağı. Özellikle öğlenleri gitmek lazım çünkü tanrılara seremoni yapılıyor. Biz o kalabalıkta kendimizi ilk metro istasyonuna attığımızdan burayı gezemedik fakat ilginç binası ile turistlerin gözbebeği.

CLARKE QUAY

Gece yaşamının kalbi konumundaki Clark Quay, gündüz genelde sakin.

Nehir kenarında keyifle yemeğinizi yiyebilir, ardından da bar ve gece kulüplerinde sabaha kadar eğlenebilirsiniz. En ünlü restoranları için buraya tık tık.

Resim Google'dan

Sir Andrew Clarke, Singapur'un eski valilerinden, burayı ufak bir balıkçı kasabasından dünyanın en ünlü limanlarından biri haline getirdiği için buraya onun adı verilmiş. Bu arada Quay, iskele demek.

Ulaşmak için MRT de mor hat üzerinde Clarke Quay durağında inmeniz yeterli.

SİNGAPUR NEHİR GEZİSİ (River Cruise)

Yaklaşık 1 saat süren Bumboat nehir turları, hem gökdelenleri hem de geleneksel Çin yapılarını ve önemli binaları yorulmadan gezebilmek için keyifli bir tercih.

Boat Quay ve Clarke Quay'den kalkan bu bot turlarında ilginç fotoğraflar çekmeniz mümkün. Ülke genelde yağışlı olduğundan teknelerin de geneli kapalı olarak yapılmış. Bu Bumboat lar eskiden ticaret için kullanılsa da şimdilerde turistlerin hizmetinde. Kişi başı 18 SGD.

"Boat Quay yakınlarındaki çocukların nehre atlama anını ölümsüzleştiren "People of the river" köprüsü tam da fotoğraflık"

Bilgi için göz atabilirsiniz; https://rivercruise.com.sg/river-cruise/

HAJI LANE

Bir başka merak edip de zamanı yetiştiremediğimden göremediğim yer Haji Lane. Tasarım butikleri, birbirinden keyifli cafeleri ile tam da plansız kaybolmalık bir yer. Müslüman bölgesinde bulunan Haji Lane'i siz de ıskalamayın diye yer vermek istedim.

Biz 2 yaşındaki Arman ile 4 tam gün sabah akşam gezdik Singapur'u. Çok keyifli ve yorucuydu kabul etmek gerekirse, ama tadı hala damağımda.

Bolca keyfini çıkarsak da sanırım bir 4 güne daha ihtiyacımız vardı çünkü bir cafeye oturup kahvemizi koşuşturmadan yudumlamaya vakit bulamadık. Ara sokaklarında kaybolmayı en çok istediğim yerlerin başında hala Singapur var sanırım.

Ben doyamadım, ayaklarımı sürüyerek geri geldim, eğer sizin zamanınız kalırsa; Çin, Japon Bahçeleri, Raffles Hotel, National Gallery ve National Museum u da listenize dahil edebilirsiniz.

Singapur'u tüm ayrıntısı ile yazmaya çalıştım umarım faydalı olabilmişimdir.

Singapur'dan sonra Phuket'e geçtik, iddialı konuşacağım ama benim için hayatımın (şimdilik) en keyifli, en farklı tatili oldu diyebilirim :)

Çok kısa zamanda Phuket ten merhaba diyeceğim sizlere, o güne kadar,