Yollarda Hayat Var...: SPLIT; DALMAÇYA'DA İZMİR'İ YAŞAMAK

Hırvatistan, birbirinden güzel ve keyifli adaları, korunmuş eski şehirleri, mideleri bayram ettiren enfes mutfağı ile tam bir turizm cenneti.

2013 yılında Avrupa Birliğine girip, Schengen vizesi istemeye başladığından beri, vizesiz Balkanlar turu hayallerinden çıksa bile Avrupa'nın en popüler tatil destinasyonu olma yolunda hızla ilerliyor.

Split ise, Hırvatistan'ın 2.büyük kenti, Yunanlılar, Romalılar, Türkler hepsinin burada izlerini görmek mümkün.

Denizin kıyısında palmiye ağaçlarının çevrelediği Riva'sı bulunuyor, Türkiye'den gelen çoğu turist burayı İzmir'e benzetiyormuş. Riva'sını da Kordon 'a :)

Keşke İzmir'de de tarih bu kadar güzel korunabilmiş olabilseydi.

Gerçekten de sahildeki meydanı, huzuru, cafeleri, restoranları, eğlence mekanları ile İzmir'in küçük bir kopyası gibi.

Split

Split genelde birbirinden güzel ve turistik adaları için tercih ediliyor, biz de Hvar adasını görmek için tanıştık kendisi ile. Burayı, adalara transfer noktası olarak da düşünebilirsiniz.

En popüler adaları Hvar, Brac, biraz uzak olsa da Korcula. Tabii bunların yanında Paklenski Adaları da bakir ve temizliği ile ilgi odaklarından biri.

Split limanından bu adaların her birine, (fazlaca sayıda) feribot bulmak mümkün. Ulaşım Jadrolinija isimli firma tarafından sağlanıyor.

Biz Hvar adasını görmek için gidip, üstüne bir de Brac adasını keşfedip artı Split'e de hayran olarak ayrılmış bir aileyiz :)

Her sokakta ayrı bir eğlence

Yani demem o ki Split aslında adalardan ayrı bir şekilde değerlendirilmeyi hakediyor. Güzel korunmuş eski şehri, eğlenceyi ve huzuru aynı anda sunan mekanları, palmiyelerin sardığı Riva'sı ile Hırvatistan'a gelip de mutlaka uğranılması gereken yerlerden. Üstüne bir de adaların güzelliğini eklerseniz tadından yenmiyor :)

Split'e Ulaşım

Tren, feribot ve otobüs seferleri hemen limanın etrafında sıralanmış şekilde bulunuyor. Biz Mostar'dan 2,5 saatte geleceğimiz yolu karıştırıp 6 saatte gelebilmiş olsak da, gördüklerimizden sonra, bu güzelliğin, yoldaki tüm eziyete değdiğini düşünüyorum.

Saraybosna'dan çıkarken kiraladığımız araç ile Balkanlar turu yaptık o yüzden kullanmadık ama siz uçak ile gelmeyi düşünüyorsanız (biz gittiğimizde ülkemizden direkt uçuş yoktu) merkeze 40 dakika mesafede bir havaalanı bulunuyor.

Bu arada Balkanlarda otobüs ile seyahat biraz yorucu olabiliyor, çok konforlu değiller, tam saatlerinde kalktıkları nadir ve normalden biraz daha uzun sürüyor ama en ekonomik hali yine de bu seçenek.

En çok tercih edilen ulaşım yöntemleri Zagreb'e uçup, ya uçak yada tren yolu ile Split'e gelmek. Tren ile yaklaşık 7 saat sürüyor yolculuk. Bu arada trenler, otobüslerden daha konforlu.

Diğer bir ulaşım ise Dubrovnik'ten karayolu ile gelmek. Bunun için pasaportunuzun yanınızda olması lazım çünkü arada bir Bosna Hersek toprağına girip çıkmanız gerekiyor. En az 3,5 saati göze almalısınız böyle bir yolculuk için.

Ya da Saraybosna'dan otobüs ile Split'e gelmeniz de mümkün. Otobüs seferleri için linki buraya bırakıyorum. Ama siz yine de saati saatine kalkmadığını ve değişiklik olabileceğini göz önüne alın.

Split'te Konaklama

Buraya gelenlerin büyük çoğunluğu Split'te konaklamak yerine kocaman limanından kalkan feribotlar ile inci gibi adalarına ulaşıp konaklamayı tercih ediyor.

Biz Split'te 2 gece konakladık fakat şimdi düşününce en az 3-4 gün ayrılmalıymış kanaatindeyim.

Balkanlar ile ilgili son yazımda, Mostar'ı 2-3 saatte gezdikten sonra bir sonraki hedefimiz olan Split için yola çıkmış, sevgilinin navigasyona olan alerjisi yüzünden 6 saati yollarda heba etmiştik. (Normalde özel araçla 2.5 saat sürüyor) gece yarısı, geceliğine 125 Euro verdiğimiz otelimize ulaşmıştık. Ayrıntılı bir Mostar yazısını buraya bırakıyorum.

Otele varana kadar sahibi bize devamlı internetten mesaj gönderdi sağolsun, otele yaklaşınca ise yolda bekleyip arabamıza bindi ve gayet hareketli gece hayatının olduğu caddede, ücretsiz otopark bulmak için uzunca bir süre gezdi.

Otelimiz dışarıdan pek iç açıcı değil

Bavulları taşıması için sevgilime yardım etti, bunların yanında ikram olarak, yataklarımızın üzerine kurabiye, dolabımıza şarap ve meyve koymayı da ihmal etmedi. Bu ufak ama her şeyi bulabildiğimiz, tertemiz odadan inanılmaz memnun ayrıldık.

Ama manzarası çok keyifli :)

Yeri de limana ve merkeze yürüme mesafesinde, etrafında market ve eğlence mekanları da bir hayli fazla.

Fiyatı pahalı gibi dursa da eğer ki deniz manzaralı olsun diyorsanız, hele ki sezonunda pek de kaçışınız olmuyor bu rakamlardan.

Küçük ama kullanışlı

Split'te daha doğrusu Hırvatistan'ın genelinde oteller ve hayat pahalı ne yazık ki. Balkanlar turu planlarken otel için en zorlandığım yerler Dubrovnik ve Split oldu. Hem çok çabuk doluyor hem de merkeze yürüyüş mesafesinde ve otoparkı olanlar fazlaca pahalı.

Bununla birlikte aracınız varsa otopark ücretleri buralarda tavan yapmış durumda haberiniz olsun, otoparkı olan otel bulmak çok doğru bir kararmış.

Biz Booking'de otelin resmini görüp, deniz manzaralı balkon beklerken o deniz manzarasının minik bir camdan çekildiğini anlayıp şaşkınlık yaşamıştık başta, ama çocuk kucakta merkeze ve limana yürürken ne kadar iyi bir tercih yaptığımızı anlamış olduk. Otelin adı; Quest House Sv. Duje

Bu arada deniz kıyısı bir otel bulacaksanız, çoğu yolun akşamları trafiğe kapalı olduğunu hatırlatmam da gerekiyor. Zira biz daracık bir yolda, neredeyse 1 Km yi geri geri gitmek durumunda kaldık bu yüzden.

Split'te Gezilecek Yerler

*Diocletian Sarayının Daracık Sokakları

Split'in merkezinde yer alan, Diocletian Sarayı, en iyi korunmuş Roma eserlerinden ve ayrıca Split'te görülebilecek en önemli yerlerden biri.

Eski şehri gece keşfedebildik

Buranın inşasında kullanılan taşlar Brac adasından getirilmiş, aynı taşlar Beyaz Saray'da da kullanılmış ayrıca.

Split, ilk Hristiyanları katletmesi ile anılan Roma Hükümdarı Diocletian'ın yazlık sarayını buraya yaptırması ile önem kazanmaya başlıyor.

Ölümünden sonra da Romalı yöneticiler yine burayı kullanmaya devam ediyor, Bizans, Hırvat, Venedik ve Avusturya egemenliği altına giriyor, Şehirdeki büyük duvarlar ise denize kıyısı olan çoğu yer gibi Türklerden korunmak için yapılmış.

Adı saray fakat kendi korunaklı bir şehir gibi. 2 saat ayırırsanız keyifle gezebilirsiniz. İçinde sizinle resim çekilmeyi bekleyen imparator Diocletian, Jüpiter Tapınağı, zindanlar, Katedral ve daracık, inanılmaz keyifli sokakları var.

*Riva'da Gece / Gündüz

Eski şehre sırtını dayamış cafe ve restoranlar, gündüz sessiz sakin takılsalar da akşam oldu mu sokaklara kadar taşan eğlencesi, bakımlı kadınları ve şık erkekleri ile iyi ki geldim dedirtecek türden.

Size de Kordon u anımsatmadı mı?

Bunun yanında akşamları sahil kenarını mis gibi pancake stantları, patlamış mısır satanlar, lavanta keselerinin binbir türünü barındıran hediyelik eşya dükkanları dolduruyor.

Mısırcı Arman

Pancake iyiydi fakat patlamış mısır inanılmaz bayattı, tatmadan almayın derim. Akşam Diocletian sarayını gezmek daha bir keyif veriyor bize. Herkes bir taşın üzerine oturmuş sohbet ediyor. Sanki eski zamana ışınlanmış gibiyiz.

Sahil kenarı ışıl ışıl, her adım başı güzel müzikler eşliğinde yürüyoruz. Meydana bir sahne kurulmuş, keyifli bir grup, insanları coşturuyor.

Split coşuyor :)

Hemen limanın karşısında bol ışıklı bir eğlence merkezi görüyoruz, Arman kucağımızda olunca girmeden geçip gidiyoruz.

Gecesi bu kadar eğlenceli olan Riva, gündüzleri de etrafınızda dolaşan güvercinleri, palmiyeleri, cafeleri ile tüm gününüzü geçirebileceğiniz bir yer.

*Cumhuriyet Meydanı

Riva'nın batı kısmında kiremit rengi, ilgi çekici bir yere denk geliyoruz, burası Cumhuriyet Meydanı. Genelde Split Müzik Festivali gibi eğlencelere ev sahipliği yapıyormuş. Bize denk gelmedi ne yazık ki.

Poz vermeye meraklı turistler :)

Bir de yerel lezzet denemek isteyenler için etrafında bulunan restoranları tavsiye ettiler.

*Split yazısında Fotoğraf

Limanın hemen önünde yer alan Split yazısını görüp de resim çekilmezsek olmazdı tabii ki. Bolca sıra beklemek gerekiyor fakat eğlenmek garanti.

*Marmontova Caddesi

Burası alışveriş caddesi olarak geçiyor, özellikle yol kenarındaki şapkacılar ilgi çekici.

Fakat asıl ilgi çekici olan şey, bir çeşme.

Diğer ülkelerdeki anlamını bilmiyorum ama bu çeşmenin biz de ilgi odağı olması kaçınılmaz. Buyurun size edepsizlik abidesi Nah çeşmesi :)

Utanmadan sıkılmadan tepemizden hareket çektiği yetmiyor gibi bir de Arman ile beni altında bolca ıslatıyor.

Islattı bizi bu edepsiz çeşme

Nah işaretinden gelen su, önümüzde bulunan kahve fincanı gibi metal bir bardağa doluyor.

*Limanın Önündeki Dondurmacı

Her gün defalarca yedik yine de bıkmadık. Özellikle sıcak bir günde olunca, bolca seçenek, bize çok davetkar gözüktü sanırım :)

*Peristil Meydanı

Burası sarayın merkezinde yer alıyor. İmparator, kendisi ile Tanrılar arasındaki bağı vurgulamak için, 3 taraflı tapınak ile çevrelemiş bu meydanı.

Burada en çok heyecan uyandıran şey, 3500 yıl önce Mısırdan getirilmiş olan Sfenks. Bu arada Sfenksin bir başı yok ne yazık ki.

*Hvar Adası

Diğer tüm adalara olduğu gibi buraya da Jadrolinija isimli firma, feribot seferi düzenliyor. 2 saatte normal feribotla ulaşabilir yada bizim gibi 1 saatte hızlı feribot seyahati yapabilirsiniz. Bilet fiyatları gidiş-dönüş 200 Kn (hızlı feribot-2017 yılı)

Kayıkların denizin üzerinde uçuyor gibi durduğu tertemiz denizi, şirin ve enfes deniz mahsulleri ile hem gözü hem de mideyi şenlendirecek bir ada burası.

Biz günübirlik gidip geldik ama bence en az 1 gece konaklanmalıymış. Gece eğlenceleri de çok meşhur çünkü.

Hvar adasını daha ayrıntılı okumak isterseniz Hvar Adası Gezi Rehberine göz atabilirsiniz.

*Brac Adası

V şeklindeki yapısı ile tüm gezginlerin kalbini fethetmiş Zlatni Rat plajı bu adada bulunuyor. Biz tesadüf eseri tanışmış olsak da kalbimin bir parçası bu adada kaldı diyebilirim.

Split'ten Supetar limanına gidip, oradan da taksi ile Bol'da bulunan Zlatni Rat plajına ulaşabildik. Hızlı feribot ile 50 dakikada ulaştığımız Brac adası için gidiş-dönüş 66 Kn ödeme yaptık.

Taksi için ise 2 aile anlaştığımız için, aile başı 250 Kn verdik. Yanınıza birkaç kişi daha bulamazsanız en uygun 500 Kn a götürüyorlar.

Muhteşem Zlatni Rat Plajının bulunduğu Brac Adası için ayrıntılı bir gezi rehberi hazırladım. Göz atmak isterseniz buraya tık tık!!!

*Manzara için Marjan Tepesi

Normalde şehirdeki en güzel manzara sarayın içindeki kule, fakat yükseklik korkusu olanlar için belli bir yerden sonrası tehlikeli. Eğer ki manzarayı daha keyifli bir yerden seyredeyim derseniz 175 metre yükseklikteki Marjan Tepesine alalım sizi hemen.

Biz zaman bulup gidemesek de, özellikle günbatımı için akın ediyor turistler buraya. Yapılaşmaya izin verilmeyen Oksijen deposu bu tepede bisiklet ve yürüyüş parkurları bulunuyor.

Split'te Neler Yenir

Deniz kıyısında bulunan Split için benim favorim elbette ki her daim deniz ürünleri yemekten yana. Özellikle Hvar bu konuda kendini aşmış durumda. Gregeda tabağı için gittiğimiz restoranda zamanımız olmayınca ( en az 1 saatte pişiyormuş) bu enfes paellayı afiyetle yiyoruz. Tadı hala damağımda.

Istakozlu risottosu pek bir meşhur olan Split'te, Hırvat mutfağının en önemli yemeklerinden olan ve özellikle Saraybosna ve Mostar da bolca görebileceğiniz Cevapi de başrolde.

Her türlü mutfağı bulabileceğiniz gibi özellikle şarap konusunda da oldukça iyiler. Seviyorsanız tam da yerindesiniz.

Split'ten Neler Alınır

Burada adım başı karşınıza çıkacak olan hediyelik eşya; lavanta keseleri.

Mis kokulu keseler

Çeşit çeşit lavanta kesesi mevcut

Bebekli, arabalı, gelinlikli gibi birbirinden farklı ve ilginç lavanta keselerini sevdiklerinize alabilirsiniz. Ben mini bir ağaç yapıp gelinlikli bebekler ile süslemeyi düşündüğümden irili ufaklı bir sürü lavanta kesesi alıyorum Sarayın içinden.

Eşe, dosta, kendime; gelinler :)

2 gün ayırdığımız keyifli Split'i ardımızda bırakıp Dalmaçya kıyılarının güzelliğinde büyülenerek Dubrovnik'e doğru yol alıyoruz, en fazla otel parasını verdiğimiz, Game of Thrones'un izini sürdüğümüz Dubrovnik yazısı en kısa zamanda Yollarda Hayat Var'da :)