Yollarda Hayat Var...: GERMİYAN KÖYÜ / ÇEŞME-İZMİR

Ege'ye bahar çok yakışıyor, havalar tam da şirin köyleri keşfetme vakti. Biz de güneşin parlayan yüzünü görünce biraz D vitamini stoklamak için kendimizi, en sevdiğim yere yani yollara atıyoruz

Aslında bu hafta sonu Alaçatı Ot Festivali vardı fakat bünye Japonya gezisinden sonra kalabalık görmeye henüz hazır olmadığından biz de Alaçatı'ya 10 dakika mesafede bulunan Germiyan Köyü'ne çeviriyoruz yüzümüzü.

İyi ki de öyle yapmışız, bu kadar renkli, güleryüzlü ve yaratıcı bir köyü uzun zamandır görmemiştim.

Germiyan Köyü'nün Özelliği Nedir?

Burası Türkiye'nin ilk Slow Food köyü. Yani temel kriterinin temiz gıda olduğu bir sivil toplum hareketinin parçası. iyi, temiz, adil olarak ürün yetiştirilecek, "ağzında zeytindalı olan salyangoz" resmi bulunan işletmelerde hiçbir şekilde turfanda ürün kullanılmayacak.

Halk geleneksel lezzetleri yaşatmak konusunda seferber olmuş durumda, hazır maya yerine ekşi mayalı ekmekleri taş fırında pişiriyorlar. Yemeklerdeki sebzelerin tümü tarlalarından ve zamanında toplanmış.

Endüstriyel üretime karşı, küçük üretici ve doğal gıdayı bulabildiğimiz bu köy, aynı zamanda Çeşme'nin tek Türkmen köyü.

Peki köyün tüm özelliği bu kadar mı? Elbette ki hayır.

Asıl fark yaratan kısmını sona sakladım, burası bir çiçek köy adeta, belki siz de TV'de denk gelmişsinizdir, köyde çiftçilik yapan Nuran Erden isimli bir kadının tüm köyün duvarlarını birbirinden özel resimlerle güzelleştirmesini.

Resim Google dan alıntı

Önce kendi duvarını boyamış, köy halkı tarafından çok beğenilince isteyen herkesin duvarını boyamaya başlamış. Tek isteği, ev sahibinin duvarını beyaza boyaması.

Artık boya için sponsor olan bir firma bile varmış bu arada, resimlerin altına iliştirilen yazıdan anladık.

Resimler içinde genelde çiçekler yer alıyor, tavşanlar, bayrağımız, sosyal mesajlar da var tabii.

Köye girdiğiniz an gülümsüyorsunuz bu sayede. Tek kişinin, bir çiçek figürünün bile nasıl bir devrim yarattığını görmek için gelmeli buraya asıl.

Her duvarda resim çektiren onlarca insanı görünce içten içe gurur duyuyoruz biz de Nuran Hanımla.

Germiyan Köyü'ne Nasıl Gidilir?

Burası İzmir'e 80 Km, Çeşme'ye ise 23 Km mesafede yer alıyor, İzmir-Çeşme otoyolunu kullanıp Zeytinler çıkışından, Çeşme istikametine doğru ilerliyoruz. Nohutalan Köyünü geçer geçmez karşımıza Germiyan Köyü çıkıyor.

Yolu düzgün, özellikle de yazın Çeşme'ye tatile gelindiğinde 20-25 dakikada ulaşabilirsiniz.

Kalabalık ve gürültüden uzak, köy hayatını yaşayabildiğimiz, keyifli bir yer burası. Haftasonları birçok tur firması da geliyor. Tatlı bir yoğunluk yaşanıyor

Germiyan Köyü'nde Neler Yapılır?

Nuran Hanımın Resimleri

Arabanızı köyün dışında park edip yürüyerek bu güzel köyü keşfetmeli önce, köy kahvesinde sohbet etmeli, bunu söylemeye gerek yok aslında duvarlardaki resimleri görünce dayanamayıp bol bol da fotoğraf çekileceksiniz nasılsa.

Otantik Ev

Köyde yaşayan Dilek Hanım'ın Otantik Evi bir başka görülmesi gereken yer. Eski köy evleri gibi döşediği evinde, tazecik ürünlerle lezzetli bir kahvaltı da yapabilirsiniz.

Bu güne kadar gördüğünüz en güzel köy evi olabilir hem de kendisi :)

Japonya dönüşü dinlenmek isteyen kocayı gezdirirsen, mesajlar verebilir :)

Musa Amcanın Mini Müzesi

Meydanda yöresel ürünler satan bir dükkan göreceksiniz, işte müze burası :)

Evet, biz de hiçbir yerde okumadığımız için müzeden habersizdik, sadece yöresel ürünlerin fotoğrafını çekiyor, kapı önündeki dedelerle kopanisti peyniri ile ilgili bilgi alıyorduk.

Bu kadar ilgili olduğumuzu gören Musa amca, "gelin bak size ne göstereceğim" diyerek bizi alıp, dükkanın arka kısmına götürdü.

Germiyan gezimizi daha da anlamlı getiren bu mini müzede neler yok ki, vurulan bir Mehmetçiğin son nefesini kontrol ettikleri aynadan tutun da, Osmanlı zamanından kalma kapılara, eski belgelere, Yunanca yazıları ile tuğlalara, paralara kadar dopdolu bir hazine.

Yakılsın diye verdikleri sandıktan çıkan belgeleri tarihçilere inceleten Musa amca, Osmanlı zamanında kullanılan "İstanbul'da rahat dolaşım belgesi" olduğunu öğrenince gözlerine inanamamış.

Bundan sonra yıkılan bir binada kepçenin ağzından aldığı inanılmaz bir kapıyı 20 günde orijinal parçaları ile tamir etmiş. Tarihe ilgisi büyük, köy halkı da biliyor ve artık ne bulsalar getiriyorlar buraya.

Gösterdiği belgeler karşısında insan şaşkınlığını gizleyemiyor. Mutlaka uğrayın hoşsohbet Musa amca ile tanışın, tek tek hepsini anlatsın size, gurur duysun o da eseri ile.

Özellikle kendi elleriyle yaptığı antika kalyonu görün, bizden de çok selam söyleyin ama olur mu?

Germiyan Köyü'nde Neler Yenir?

Buranın en önemli lezzeti hiç şüphesiz Kopanisti Peyniri, adından da anlaşılacağı üzere Yunanca dan geliyor. Anlamı "ezilmiş, dövülmüş" demekmiş.

Resim Google dan ne yazık ki

Eskiden köyde yaşayan Rumlardan kalan bir yadigar. Her mevsim olmuyormuş ne yazık ki havaların biraz daha ısınması gerekiyormuş, biz gittiğimizde yoktu ve tadamadık çok merak ettiğimiz bu peynirden.

Endüstrileşmesi yapılamayan tamamen el ustalığı isteyen bir çeşit lor peyniri ama tuzlu ve ekşi bir tadı bulunduğundan acı peynir diyen de çok, özellikle şarapseverlerin çok beğeneceği lezzette. Yapımı çok meşakkatli, taze keçi lorunun günlerce karılması sonucu hazırlanıyor.

Eskiden çeşmede bakkallarda satılır, herkes kendi evinde mutlaka hazırlarmış tüketmek için, sakız adasına ihraç edilirmiş, zamanla keçi üretiminin azalması ve yeni neslin ilgi göstermemesi ile yokolmaya yüz tutmuş. Şimdilerde Slow Food hareketi ile geleneksel bu peynir yeniden eski değerine kavuşmuş.

Bunun yanında taş fırında pişen, 1 hafta bayatlamayan ekşi maya ekmeği diğer meşhur lezzetleri. Köy kahvesinde ada çayı içebilir, Dilek Hanımın köy kahvaltısını tadabilir, Hurma Zeytini, Pirinçli Mantı, Damat Lokumun tadına bakabilirsiniz.

Mevsiminde, poleni alınmayan kekik balı, kınalı bamyası 2300 yıllık bu topraklarda yetişen diğer doğal ürünleri.

Zaten yol kenarlarında tezgah açmış ablalar, evinin bahçesine masa atmış, çayını demlemiş, sarmasını sarmış, çiğ börek ikram eden teyzeleri ile aç kalmak mümkün değil burada.

Bu evde sarma ve börek yedik :)

Bu anlattıklarımdan sonra nasıl keyifli bir gün geçirdiğimizi az çok tahmin etmişsinizdir diye düşünüyorum.

Yaz aylarında yapılacak Germiyan Festivali ile de adından bolca bahsettirecek gibi, "keşke" dediğim tek konu; köyün ortasından geçen araçların, rahatça gezmeyi zorlaştırması.

Köyde olup da çocuğumun elini, ezilmesin diye bırakamamak beni huzursuz etti sadece.

Buralara kadar gelmişken çok yakında bulunan Barbaros Köyü'nü yada Ildırı Köyü'nü de ziyaret edip tüm gününüzü doldurabilirsiniz.

Güzel bir Ege pazarından size sevgilerimi gönderiyorum,

Seyahatle kalın

Ege de çok bilinmeyen 30 yer yazımı okudunuz mu?
Kozbeyli, Adatepe, Yeşilyurt, Kirazlı, Doğanbey(Domatia) Köylerini de mutlaka haftasonu planlarına dahil etmeli :)

İlginizi Çekebilecek Diğer Yazılar