Sevgilim ve oğlum Arman ile beraber bol bol gezdik, tabii buralara kadar gelmişken de epeyce yedik :)
Hatay'a nasıl gidilir ? Hatay'da Ne Yemeli? Hatay'da Nerede Konaklanır? sorularını sıkça duyuyorum, Hatay Gezi Rehberi yazımda hepsini ayrıntılı şekilde anlattım, bir göz atmanızı tavsiye ederim, aklınızdaki soruların cevabını bulabileceğinizi düşünüyorum :)
Hatay'a nasıl gidilir ? Hatay'da Ne Yemeli? Hatay'da Nerede Konaklanır? sorularını sıkça duyuyorum, Hatay Gezi Rehberi yazımda hepsini ayrıntılı şekilde anlattım, bir göz atmanızı tavsiye ederim, aklınızdaki soruların cevabını bulabileceğinizi düşünüyorum :)
Umarım bu keyifli geziye, benim de ufacık bir katkım olur,
Şimdiden iyi yolculuklar dilerim ...
HATAY'DA GEZİLECEK MUHTEŞEM YERLER
1 - Eski Antakya Evleri
Kapısından girmeden sizin için bir şey ifade etmemesi normal, çünkü kendilerini tamamen dış dünyadan soyutlayan bir planları var.
Jasmin Konak Otel |
Ama o kapının eşiğinden geçip de 2-3 adım atınca kocaman bir avlu ve genelde 2 katlı yapılmış olan binası, sizi resmen sarıp sarmalıyor. Zaman makinasından çıkmış gibi oluyorsunuz o an.
Antakya'nın son 200 yılına tanıklık eden bu evler, senelerce yıkık dökük kalmış, şimdilerde restore edilip, ağzımızı açık bırakacak güzelliklere bürünmüş, çok da enfes olmuş.
Restore yapılan evler, butik otelden tutun da restorana, cafeye kadar çeşitli amaçlarla kullanılıyor.
Benim burada en çok beğendiğim binaların başında, Konak Restoran var. Hem ortam hem de yemekleri şahaneydi kesinlikle. Özellikle hava kararacağı zaman gidip, 2 halini de görmenizi tavsiye ederim.
Çünkü akşam ışıklandırılmış hali bence çok otantik :)
Diğer beğendiğim konak ise; Ka Vinn Butik Otel olarak hizmet veriyor. Dış kapıdan girince avlunun etrafını sarmış, kırmızının güzelliği karşılıyor insanı.
Konak Restoran |
Çünkü akşam ışıklandırılmış hali bence çok otantik :)
Konak Restoran |
Diğer beğendiğim konak ise; Ka Vinn Butik Otel olarak hizmet veriyor. Dış kapıdan girince avlunun etrafını sarmış, kırmızının güzelliği karşılıyor insanı.
Ka Vinn Butik Otel |
Eski bir Konak Kapısı |
Daha kısa, geniş ve insanda gülümseme isteği uyandıran çok güzel minareleri var. Eski Antakya evlerinin arasında yürürken mutlaka göreceksiniz siz de.
Sultan Sofrası |
Bir diğer beğendiğim konak ise Sultan Sofrası. Buraya kahvaltıya gittik (siz de gidin mutlaka) yöreye özgü lezzetlerle donatılmış, tam da beklediğim gibi bir Antakya kahvaltısıydı, :)
Sürk, humus, biberli, daha neler neler ... |
Konak Restorandan biraz daha ufak bir ev ama çok keyifliydi yine de.
Bunlardan başka, Jasmin Konak Otel, Paşha Restoran (özellikle ışıklandırılması ve tabelalardaki sözler harika), Mahal ve Fora Cafe de çok keyifli mekanlardı.
Habib-i Neccar camisine çok yakın mesafede yer alıyor. Bu kısımda park edebilmek biraz sıkıntılı, trafik inanılmaz yoğun ve karışık. Caminin karşı çaprazındaki otoparkta yer bulabilirseniz süper derim :)
2 - Antakya Arkeoloji Müzesi
Muhteşem bir geçmişe sahip Antakya, Roma ve Endülüs İmparatorluğundan sonra en büyük yerleşim yeriymiş. Bu yüzden Arkeoloji müzesini gezmek de büyük zevkti bizim için.
Eskiden merkezde yer alan müze sonraları böyle güzel bir binada hizmet vermeye başlamış.
Eskiden merkezde yer alan müze sonraları böyle güzel bir binada hizmet vermeye başlamış.
Hatay'ı Hataylı arkadaşla gezmek gibisi yok :) |
İhtişamlı bir geçmişe göre biraz eksik kalsa ve bir bebek açma ünitesi bile bulunmasa da bence gidilip görülecek en keyifli yerlerden.
Ortam şahane |
Girişte Maximum kart ve müze kart kullanılabilir. Biz müze kart aldık, Saint Pierre Kilisesinde de kullandık. Kart parasını çıkardık sayılır bu sayede :)
3 - Saint Pierre Kilisesi (Anıt Müze)
Hristiyanların hac görevini yerine getirdiği yerlerden sadece biri burası ve Hristiyanlık tarihinin en eski kiliselerinden kabul ediliyor. Hatta dünyanın ilk Katolik kilisesi de sayılıyormuş.
Kayalara oyulmuş 13 metre derinliğinde, 9,5 metre genişliğinde ve 7 metre yüksekliğindeki bu mağara Antakya'daki ilk Hristiyanların gizli toplantılarına ev sahipliği yapmış.
Kayalardan sızarak sunağın içinde biriken su, vaftiz törenleri için kullanılmış ve kutsal kabul edildiğinden yakın zamana kadar hastalara içirilmiş. Depremlerden dolayı günümüzde su oranı giderek azalmış tabii.
İçinde su olmasından dolayı nemden çok fazla etkilenmiş kilisede, dağa açılan gizli bir geçit de bulunmakta. Sunağın yanındaki duvar boyalarının ufak bir kısmı ve yerdeki az miktarda mozaik, eskilerden günümüze kadar anca kalabilmiş.
İçi çok harap durumda, hoş Hatice'nin söylemesine göre bu iyi haliymiş, yeni elden geçmiş. Şaşırtıcı, çünkü bu halinde bile nemden kararmış duvarlardan başka bir şey yok.
Müze olan bu kilise Valilik izniyle ayinlerde de kullanılabiliyor.
Müze olan bu kilise Valilik izniyle ayinlerde de kullanılabiliyor.
Kiliseden biraz ileride dağa oyulmuş kaya mezarlar da bulunmakta.
Bu arada size buranın tarihini anlatmaya çabalayan minikler var etrafta, biz teşekkür edince, “iyi gezmeler abla, gününüz güzel geçsin” diyecek kadar da tok gözlü ve sevimliler.
Etrafınızı sarıp rahat bırakmazlar diye düşünmeyin, 2 dakika zaman ayırıp dinleyin. Az miktarda para da verebilirsiniz. Biz dinlemediğimize pişman olup kiliseyi gezdikten sonra dinleyip, verdik, pintilik yapmadık yani :)
4 - Uzun Çarşı
Alın size İstanbul'daki kapalı çarşının ufak bir versiyonu. Birbirinin benzeri sayısız dükkan, mağaza, çakma markalar ve yöresel ürünler. Her telden var anlayacağınız.
Baharatçılar çarşısı, ayakkabıcılar çarşısı gibi bir çok bölümü bulunuyor.
Sabunlar, sepetler, ev eşyaları, çeyizlikler, künefeciler, et restoranları hepsi birarada. Size tavsiyem kerebiç ve köpük helvası almanız.
Köpük helvasının en lezzetlisinin burada olduğunu öğrendim. Kerebiç biraz tatsız olduğu için bu köpüğe batırılıp yeniyormış, buradaki fırınlardan yeni çıkan tazecik kerebiçler alınabilir.
Ve bence çay ile birlikte tadı enfes :)
Köpük Helvası |
Köpük helvasının en lezzetlisinin burada olduğunu öğrendim. Kerebiç biraz tatsız olduğu için bu köpüğe batırılıp yeniyormış, buradaki fırınlardan yeni çıkan tazecik kerebiçler alınabilir.
Ve bence çay ile birlikte tadı enfes :)
Bir de bu çarşıda efsanevi Pöç Kasabına da uğramalısınız, pöç ün anlamı kuyruk sokumu olsa da kebabı enfes :) Kime sorsanız yerini gösterecektir.
5 - Türk Katolik Kilisesi
Antakya ile ilgili tüm tanıtım kitapçıklarında yer alan bir fotoğraf var, önde bir kilise çanı arkasında Cami minaresi olan. İşte o muhteşem fotoğrafı çekmek için doğru adres burası.
Kapanmasına 10 dakika kalmasına rağmen, kapı duvardı biz gittiğimizde. Uzun süre inatla zile basınca güleryüzlü sakallı bir abi açtı kapıyı. Sanırım ayağımızı sürüdük ki sonradan dolup taştı. Bize kapıyı açtığına pişman olmuştur diye düşünüyorum :)
Avluya açılan kapıdan girmek, çok gizemli :) |
Kapanmasına 10 dakika kalmasına rağmen, kapı duvardı biz gittiğimizde. Uzun süre inatla zile basınca güleryüzlü sakallı bir abi açtı kapıyı. Sanırım ayağımızı sürüdük ki sonradan dolup taştı. Bize kapıyı açtığına pişman olmuştur diye düşünüyorum :)
Hem Türk, hem Katolik olmak pek alışılmış bir durum değil gibi geliyor insana başta. Abdülmecit'in izniyle katoliklere bu kiliseyi yapma izni verilmiş, fakat hakkında pek de detaylı bilgi bulabilmek mümkün değil internet aleminde.
Bahçesindeki kuyusu ve kilisenin içi çok keyifli, zaten çok büyük değil, hızlıca gezilebiliyor.
Bahçesindeki kuyusu ve kilisenin içi çok keyifli, zaten çok büyük değil, hızlıca gezilebiliyor.
Hoşgörü ve kardeş olduğumuzu hatırlatan en güzel görüntüye ise bahçeden çıkılan minik merdiven ile ulaşılıyor.
6 - Harbiye Şelaleleri
Sıcak yaz günleri Hatay'da gidilebilecek en keyifli yerlerden biri bence Harbiye. Dağdan taştan gürül gürül suların aktığı, şelalesinin altında alabalık yiyebildiğiniz, hem gönlümüze hem de midemize bayram ettirecek bir yer burası.
Girişte satıcılar var, bence mısırcıyı es geçmeyin, hele de közde olanı müthişti. Bir de taşa keserle şekil veren bir amca var. Sadece el emeğini alıyor o da mesela el işi bir fil için 5 TL gibi.
Resim çekmek istediğimi söylediğimde "tamam" dedi ama yine de objektife bakmaya utandı :)
Burada suyun ilk çıkış noktası var fakat biz gittiğimizde evlere su verildiği için kapalıydı. Özellikle bu kısımda merdivenlerden bile sular taşıyor, üst kısmında ise ablalar mis gibi ekmek pişiriyordu :)
Harbiye kalp ben yani o kadar diyeyim :)
Harbiye'nin bir başka özelliği de “ipek”leri. Dokunduğu atölyeleri görmek keyifli olacaktır. Biz satış mağazasına girip bolca dağıttık ortalığı.
Sonra da fular kardeşliği pozları verdik bol bol :)
Sonra da fular kardeşliği pozları verdik bol bol :)
Renkleri ve dokuları o kadar güzel ki anlatamam. İçinde Orijinal kozalar bulunan bile var ki ben hemen bir tane kaptım. Bakar mısınız şunun güzelliğine :)
Bu arada bir Hataylının yanında gönlünüzce alışveriş yapabilmek mümkün değil, aklınızda olsun :) Elime neyi alsam, bu bizden deyip ücretini ödediler. İkincisini almaya korktum :) Gönlü zengin arkadaşlarım benim.
Bu arada bir Hataylının yanında gönlünüzce alışveriş yapabilmek mümkün değil, aklınızda olsun :) Elime neyi alsam, bu bizden deyip ücretini ödediler. İkincisini almaya korktum :) Gönlü zengin arkadaşlarım benim.
Aldığınız ürünün cinsine, ipeğinin kalitesine ve büyüklüğüne göre fiyatları değişiyor.
Burada dikkatimi çeken diğer bir şey ise, defne. Baktığım her dükkanın, otelin, sokağın adı neredeyse Defne idi. Defne sabunları, şampuanları almak için doğru yerdesiniz.
Fakat mağazaya gelip şurada kilosunu 2 TL ye satıyorlar, siz pahalısınız diye şikayet etmeyin bence. Yoksa sahibi size göbeğiyle gülüyor, şahit oldum. O paraya aldığınız şeyin defne ile alakası yok diye :)
7 - Meclis Binası
1937-1939 yılları arasında bağımsız bir Hatay devleti varmış, onun da bir millet meclisi.
İşte Türkiye Cumhuriyeti'ne kendi istekleri ile katılıp il olana kadar Hatay'ın durumu buymuş. Ben ilk okuduğumda ayrı bir devlet olduğuna çok şaşırmıştım
İşte Türkiye Cumhuriyeti'ne kendi istekleri ile katılıp il olana kadar Hatay'ın durumu buymuş. Ben ilk okuduğumda ayrı bir devlet olduğuna çok şaşırmıştım
Günümüzde kültür merkezi olan bina ile tanışmamız bir nikah töreni eşliğinde oldu :) Hatta kapıda duran bayan, bizi dışarı atmasın diye kocamı arar gibi yaparak girdim içeriye :)
O kadar içeri girip, çıktım bir tane nikah şekeri vermedi vicdansız kadın ama sevgilimin “herkes abiye , senin kıyafetine bakıp yabancı olduğunu anlaması zor değil” cümlesinden sonra hak verdim tabii.
Burası uzun yıllar porno film seyredilen bir sinema vazifesi görmüş ne yazık ki, ta ki özel bir şirket buraya yatırım yapıp kültür merkezi haline getirene kadar.
Düşünsenize tam merkezde koskocaman bir tarih var ve siz orayı böyle iğrençliklere alet ediyorsunuz, akıl alır gibi değil. Neyse geç de olsa dönülmüş bu yanlıştan, eskiye söylenecek bir söz yok ama şu anki hali gerçekten sıcacık bir ortam.
Burası uzun yıllar porno film seyredilen bir sinema vazifesi görmüş ne yazık ki, ta ki özel bir şirket buraya yatırım yapıp kültür merkezi haline getirene kadar.
Düşünsenize tam merkezde koskocaman bir tarih var ve siz orayı böyle iğrençliklere alet ediyorsunuz, akıl alır gibi değil. Neyse geç de olsa dönülmüş bu yanlıştan, eskiye söylenecek bir söz yok ama şu anki hali gerçekten sıcacık bir ortam.
Meclisin hemen girişinde bulunan pastanesinden kabak tatlısı aldık, kendileri pek bir lezzetli :) Tabii bu bildiğimiz kabak tatlılarından değil, çıtır çıtır :) Aklınızda bulunsun yemeden dönmeyin.
Bizim gibi hepsinden yiyip mide spazmı geçirin diye yazayım dedim, Hatay'a gelip de yemeden olmaz :) Napalım arkadaş bir tek ben mi rejimi bozup kilo alayım yani. Eşlik ediverin siz de bir şey olmaz.
8 - Habib-i Neccar Camii
Antakya merkezde bulunan bu cami Anadolu'nun ilk Hristiyan camisi olarak kabul ediliyor ve ihtişamı ile göz dolduruyor.
Burası Roma dönemindeki bir Pagan Tapınağının üzerine inşa edilmiş, Bizans döneminde Kiliseye çevrilmiş ve İslamiyetin Anadolu'ya gelmesiyle, İslami mimariye uygun şekle getirilerek Cami olmuş.
Burası Roma dönemindeki bir Pagan Tapınağının üzerine inşa edilmiş, Bizans döneminde Kiliseye çevrilmiş ve İslamiyetin Anadolu'ya gelmesiyle, İslami mimariye uygun şekle getirilerek Cami olmuş.
Bu yapının altında 3 mezar bulunmaktaymış. Biri Habib-i Neccar, diğer ikisi de Hz İsa'nın havarileri. Depremlerde zarar görmesinden dolayı şimdiki caminin, tamamen bir Osmanlı eseri olduğu söyleniyor.
Habib-i Neccar, Roma döneminde yaşamış, bir Antakyalı. Onun zamanında tek tanrıya inanan yeni bir din doğar. Bu dine Hristiyanlık denir. İnsanlığa Hristiyanlığı anlatmaya çalışan İsa peygamber, Antakya'ya havarilerini gönderir.
Havariler, Habib-i Neccar'ın cüzzamlı oğlunu iyileştirdiklerinde, Neccar da gözlerinin önünde olan bu mucizeden dolayı Allah'a inandığını ve yanlarında olduğunu söylemiştir.
Halkın büyük tepkisi ile karşılaşan havarilere de yine dağdaki marangoz atölyesini bırakıp yardıma koşmuştur.
Halkın büyük tepkisi ile karşılaşan havarilere de yine dağdaki marangoz atölyesini bırakıp yardıma koşmuştur.
Dinini inkar etmesinden dolayı havariler ve Neccar öldürülürler. Hatta Habib-i Neccar'ın dağda başının kesildiği, yuvarlanarak geldiği yere de caminin yapıldığı rivayetler arasında.
Hristiyanlık ve Müslümanlık arasında ortak bir payda oluşturan ve herkese hoşgörü ile yaklaşan Habib-i Neccar'ın, Kuran-ı Kerim'de Yasin Suresinin 13-19. ayetlerinde geçen “Antakya” kişisi olduğu düşünülmekte ve bu yüzden kendisine “Sahib-i Yasin ve Sahib-i Antakya” da denilmekteymiş.
Hristiyanlık ve Müslümanlık arasında ortak bir payda oluşturan ve herkese hoşgörü ile yaklaşan Habib-i Neccar'ın, Kuran-ı Kerim'de Yasin Suresinin 13-19. ayetlerinde geçen “Antakya” kişisi olduğu düşünülmekte ve bu yüzden kendisine “Sahib-i Yasin ve Sahib-i Antakya” da denilmekteymiş.
9 - Kanuni Sultan Süleyman Kervansarayı
Amanos dağlarının üzerinde, İskenderun ile Amik Ovasını birbirine bağlayan anayolun geçtiği sarp ve tehlikeli geçitten 1552 yılında geçen Kanuni Sultan Süleyman, yolcuların dinlenmesi için bir kervansaray, cami ve hamam yapılmasını emretmiş.
Artık nasıl zorlu bir yolculuk yaptıysa kendileri :)
Padişah emretmiş ya hepsi 1 yıl sonra hazırmış. Buranın diğer bir özelliği binaların planını Mimar Sinan'ın çizmesi ve inşaatının kalfaları tarafından bitirilmesi.
Evliya Çelebi 1648 yılında geçtiği bu boğazı Belen (yokuş, bel) diye isimlendiren ilk kişi olmuş, sonrasında Belen olarak kalmış.
10 - Samandağ ve Titus (Vespasian) Tüneli
14 Km lik, gözalabildiğine uzanan sahili ile yerel halkın olduğu kadar turistlerin de uğrak yerlerinin başında geliyor Samandağ. Denizi dalgalı yan sörf için de elverişli.
Samandağ'ı bu kadar turistik yapan elbette ki sadece denizi değil, oluşan sellerin limanı doldurmasına karşı dağın delinerek yapıldığı Titus Tüneli, Beşikli Mağara ve kaya mezarları.
Roma İmparatoru Vespasian'ın çılgın projesi olan bu tünel, çekiç ve murçlarla, 1000 kölenin 10 yıl boyunca çalışmasıyla bitirilmiş ve Vespasian'ın ömrü, bittiğini görmeye yetmediği için oğlu Titus devam ettirmiş. O yüzden iki isimle de anılmaktadır.
Girişte müze kart geçiyor, eğer yoksa 8 TL ücreti var. İçeride wc mevcut, ayrıca doğal ürünler satan tezgahlar da var. Uzunca bir süre yürüneceği için, sıcak havada gitmenizi önermem, biz yaptık siz yapmayın :)
Tünelin sadece ufak bir kısmını gezebiliyoruz, burada dikkat edilmesi gereken en önemli şey, ayakkabılarınız. Çünkü çoğu yerde kaygan taşların üzerinde yürümeniz gerekiyor, ayrıca bir kısmı zifiri karanlık, bunun için de telefonun ışığı hayat kurtarıcı oluyor :)
Yürüme mesafesinde bulunan, önündeki mezarların görüntüsünden dolayı Beşikli Mağara adı verilen Kaya Mezarlar da mutlaka görülmeli.
Girişte müze kart geçiyor, eğer yoksa 8 TL ücreti var. İçeride wc mevcut, ayrıca doğal ürünler satan tezgahlar da var. Uzunca bir süre yürüneceği için, sıcak havada gitmenizi önermem, biz yaptık siz yapmayın :)
Mezarların görüntüsü beşiği andırdığı için bu ismi almış |
Yürüme mesafesinde bulunan, önündeki mezarların görüntüsünden dolayı Beşikli Mağara adı verilen Kaya Mezarlar da mutlaka görülmeli.
11 - Arsuz
Hatay da deniz deyince Arsuz diyorlar. Biz zamanı yettirip yüzemedik ama siz yaz mevsiminde geliyorsanız es geçmeyin derim.
12 - Hıdırbey / Musa Ağacı
Bu anıt ağaç Samandağ ilçesine 6 Km uzaklıktaki Hıdırbey Köyü sınırları içinde bulunuyor ve 800-1000 yaşında olduğu tahmin ediliyor. Çevresi 21, çapı 7,5 metre olan, ağacın dalları yaklaşık 1000 m2' lik alanı kaplamakta.
2 tane oyuk var, etrafı çevrilmiş olsa da insanlar içine girmeyi ihmal etmiyor. Efsanesi de olmazsa olmaz tabii.
2 tane oyuk var, etrafı çevrilmiş olsa da insanlar içine girmeyi ihmal etmiyor. Efsanesi de olmazsa olmaz tabii.
İnanışa göre Hazreti Hızır ve Hazreti Musa Samandağı'nda buluşurlar, sonra Hz Musa, Hıdırbey köyünde çok susayıp, dereye su içmeye iner ve asasını bırakır.
Döndüğünde asasının yeşillenip çınar filizi haline geldiğini ve yeşerdiğini görür. O günden sonra buraya Musa Ağacı denir.
Asayı yeşerten suyun da şifalı olduğuna inanılıyor, Ab-ı Hayat çeşmesinden suyun tadına bakabilmeniz mümkün. Önünde; şişe doldurmak ve sudan içebilmek için uzunca bir sıra oluyor haliyle.
Ayrıca hemen Musa Ağacının karşısında elişi ürünler ve organik yiyecekler satılan minik bir pazar da var.
Devamında derenin üzerine kurulmuş masalarda, buraya has, tandırda pişmiş biberli'den yiyebilir, kazlarla birlikte suya ayaklarınızı sokabilirsiniz.
Ortam çok keyifli.
Döndüğünde asasının yeşillenip çınar filizi haline geldiğini ve yeşerdiğini görür. O günden sonra buraya Musa Ağacı denir.
Asayı yeşerten suyun da şifalı olduğuna inanılıyor, Ab-ı Hayat çeşmesinden suyun tadına bakabilmeniz mümkün. Önünde; şişe doldurmak ve sudan içebilmek için uzunca bir sıra oluyor haliyle.
Ayrıca hemen Musa Ağacının karşısında elişi ürünler ve organik yiyecekler satılan minik bir pazar da var.
Devamında derenin üzerine kurulmuş masalarda, buraya has, tandırda pişmiş biberli'den yiyebilir, kazlarla birlikte suya ayaklarınızı sokabilirsiniz.
Ortam çok keyifli.
13 - Vakıflı Köyü
Antakya'nın tek Ermeni köyü olan Vakıflı, Hıdırbey'e yakın mesafede bulunduğundan aynı gün içinde gezilebilir.
Bakımlı evleri, püfür püfür esen havası ve enfes lezzetleri ile keyifli bir nokta. Organik tarım yapılan köyde bir de ufak Ermeni Kilisesi bulunuyor.
Bir de organik ürünlerin satıldığı bir dükkan var, ceviz reçeli ve tuzlu yoğurt aldık ikisi de enfes :) Lezzetli likörler, yağ, reçeller, şarap çeşitleri ile seçenek bir hayli fazla.
Bakımlı evleri, püfür püfür esen havası ve enfes lezzetleri ile keyifli bir nokta. Organik tarım yapılan köyde bir de ufak Ermeni Kilisesi bulunuyor.
Bir de organik ürünlerin satıldığı bir dükkan var, ceviz reçeli ve tuzlu yoğurt aldık ikisi de enfes :) Lezzetli likörler, yağ, reçeller, şarap çeşitleri ile seçenek bir hayli fazla.
14 - Payas / Kale - Sokullu Külliyesi
Anadolu'dan Suriye'ye giden yol üzerinde bulunan Payas'ta, yıkık dökük halde bulunan eski çağlardan kalma kale, Osmanlı hakimiyetindeyken sökülmüş ve yerine daha derin hendekli yeni bir kale yapılmış.
Kale, tersaneye uzak kalıp korunamayınca, iskele kalesi (cin kulesi) de eklenmiş.
Sokullu Mehmet Paşa, zamanında yolcular burada rahatça konaklasınlar diye bir de kervansaray yaptırmış.
Bu külliyenin en önemli özelliği, Mimar Sinan'ın ustalık eserim dediği Edirne Selimiye Camii ile aynı zamanda yaptırıldığı için büyük mimarın en iyi eserlerinden biri sayılması.
Hac ve İpek yolu kervanlarının kesiştiği bu külliyede yolcular, ücretsiz olarak yer - içer ve barınırlarmış. Keşke günümüzde de olsa, gezmek ne zevkli olurdu :)
Payas ta bir de II.Selim cami bulunuyor.
Burası çok geniş bir alana yayılmış durumda. Burayı gezerken, Instagram hesabıma gelen mesajlara bakılırsa, herkes burada bir sakinlik ve huzur hissetmiş.
Giderseniz mutlaka avlusunda oturup bir süre kendinizi dinleyin, bakalım siz de nasıl bir etki bırakacak.
Sokullu Mehmet Paşa, zamanında yolcular burada rahatça konaklasınlar diye bir de kervansaray yaptırmış.
Bu külliyenin en önemli özelliği, Mimar Sinan'ın ustalık eserim dediği Edirne Selimiye Camii ile aynı zamanda yaptırıldığı için büyük mimarın en iyi eserlerinden biri sayılması.
Hac ve İpek yolu kervanlarının kesiştiği bu külliyede yolcular, ücretsiz olarak yer - içer ve barınırlarmış. Keşke günümüzde de olsa, gezmek ne zevkli olurdu :)
Aşk her yerde :) |
Payas ta bir de II.Selim cami bulunuyor.
Burası çok geniş bir alana yayılmış durumda. Burayı gezerken, Instagram hesabıma gelen mesajlara bakılırsa, herkes burada bir sakinlik ve huzur hissetmiş.
Giderseniz mutlaka avlusunda oturup bir süre kendinizi dinleyin, bakalım siz de nasıl bir etki bırakacak.
Arkamızdaki Asi Nehri, ne yazık ki çok bakımsızdı :( |
15 - Habib-i Neccar Tepesi
Antakya'yı kuşbakışı izlemek, yanında da sıcacık bir kahve içmek için bulunmaz bir yer. İnsan yukarıdan bakınca ne kadar çok ev olduğuna şaşırıp kalıyor.
Manzara şahane ama ne yazık ki wc ler için aynı şeyi söyleyemeyeceğim, tabii bunda insanların temizlik konusunda sınıfta kalmasının da etkisi çok büyük diye düşünüyorum :(
Bu tesisin terasına çıktığınızda diğer evlerden farklı yapıda bir bina göreceksiniz.
Burası yıllardır inşaatı devam eden Hilton Oteli.
Temelini kazdıkları sırada bulunan kalıntılar yüzünden izinler çıkmıyor, otel de zemindeki tarihi eserleri çıkarıp üstünü cam kaplayıp müzeye dönüştürmek durumunda kalıyor. Zaten otelin yapısı bir hayli ilginç, sanki küp küp odaları var gibi.
Fakat geçen Hatay turumuzdan beri değişen bir şey olmamış bu gittiğimizde de, aslında bu eserler bulununca neden Kültür Bakanlığı el atmadı, neden otel inşaatının devamına izin verdi, şu anda hangi eserler koruma altında gibi kafamda deli sorular var.
16 - Soğukoluk Yaylası
Bu isme aranızda çoğu kişinin aşina olduğuna eminim, zira İzmirli olan babam bile evet Uğur Dündar'ın programında görmüştüm dedi.
Yıllar önce Uğur Dündar'ın ortaya çıkardığı Soğukoluk, rezil durumdaymış. Zorla çalıştırılan kadınlar, mahzeninde gizli bölmeler, kumarda hayatları sönen erkeklerle dolu , tam da Türk filmi senaryosu gibiymiş :(
Askeri darbe zamanında soğukoluk tamamen kapatılıp, adı bile değiştiriliyor. Şimdilerde Güzelyayla :) Eğer bu mahzenleri görmek istiyorsanız, gittiğinizde öğretmenevi olan binaya uğramanız yeterli.
Peki şu anda durum ne derseniz, mis gibi hava, İskenderun'a kuşbakışı muhteşem bir manzara . Buraya hava kararmadan gelip, her iki halini de görmeli diye düşünüyorum çünkü ışıklı hali de muhteşem. Yaz mevsimi bile olsa hava serin oluyor, hırkalar çantaya atılsın :)
Biz Neco'nun Yeri Restoranda yedik hem manzara hem yemekler şahaneydi. Burada özellikle Bıldırcın pek meşhur. Yanına Firik Pilavı ve sac Kavurma, ohhh şimdiden özledim bile :)
17 - Affan Kahvehanesi
Dışarıdan Kahve gibi gözüktüğüne bakmayın, içinden geçilen bahçesi çok keyifli.
Haytalı |
Altta nişastalı muhallebi, üstte dondurma ve gülsuyu :) Çok hafif ama lezzetli bir tatlı, ben çok beğendim ama tabii hala ilk tercihim künefe :)
Bu az fıstıklı hali :) |
O da nerede; elbette ki, İskenderun'daki Petek Pastanesinde, özellikle merkezde bulunan şubesinde yemenizi tavsiye ederim.
Çınaraltı'nın da meşhur ama bence Petek ne yaparsa en güzelini yapıyor. İzmir'de Reyhan, İstanbul'da Divan neyse Hatay'da da Petek o dersem anlaşılır sanırım :)
18 - Aziz Simeon Manastırı
St Simon, Stilitler Tarikatının kurucusu olarak bilinmekte. Simeon'un ailesi bir depremde öldüğü için O da Yaşlı Simeon olarak bilinen bir keşişin yanına sığınır ve dini eğitim alır.
Antakya'ya döndükten sonra ise bu tepeye çıkarak kendini tamamen Hristiyanlığa adar ve 10 metre yüksekliğinde, 1,5 metre genişliğinde bir sütunun üzerinde 45 yıl boyunca inzivaya çekilip yaşar.
Stilitler tarikatındakiler inzivaya çekilmek için bir sütun inşa edip onun üzerinde yaşamaya başlıyorlar. Bu şekil bir yaşamı seçtikleri için "Terk-i Dünya Tarikatı"'da denilmektedir.
Simeon'un sabrı ve inancı kısa zamanda Hristiyanlık dünyasında yayılmaya başlamış, insanlar hastalarına deva, dertlerine çözüm aramaya gelir olmuşlar.
Fotoğraf Google dan |
Hatay'daki önemli bir inanç merkezi olan 479 metre yükseklikteki Aziz Simeon manastırının yerleri mozaiklerle kaplıymış, fakat ne yazık ki, hiçbir güvenlik önlemi alınmadığı için çoğu sökülüp götürülmüş durumda.
Simeon'un üzerinde yaşadığı sütun ve ona çıktığı merdivenlerinin kalıntıları günümüze kadar ulaşabilmiş durumda.
19 - İskenderun Deniz Müzesi
Burası Türkiye'nin 3.Deniz Müzesi (biri İstanbul'da diğeri Çanakkale'de), aynı zamanda İskenderun'un ilk ve tek müzesi.
Denizciliğe ait kullanılan eşyaların sergilendiği bina, dini bayramların ilk günü ve Pazartesi günleri kapalı.
Biz ne yazık ki Pazartesi günü gidip, kapalı olduğu için kapısından geri dönmek zorunda kaldık. Bir sonraki gezimizde mutlaka görmek isterim. Gidenlerden ipucu alabilirim yorum kısmına, nasıl beğendiniz mi?
20 - Hz Hızır Türbesi
Samandağ'a giderken yolun hemen üzerinde beyaz bir türbe karşılıyor bizi, sanki yolun göbeğine konmuş gibi duruyor.
Hz Hızır ve Hz Musa nın buluştuğu kayanın üzerine inşa edildiğine inanılıyor, temiz ve ferah. Türbenin girişinde bu buluşma ile ilgili bilgi veriliyor. Geçerken uğranılabilecek yerlerden.
Araçlar etrafında 3 tur dönüyor, ziyaret eden vatandaşlar da para bırakıp, taş, nal, boncuk takıp, buhur getiriyor ve Hz Hızır dan yardım istiyorlar.
Bunun yanında ortasındaki bulunan taşa elini sürüp iyileşmesini istediği yerine götürmek ve duvarları öpüp girdikleri gibi yüzleri türbeye dönük olarak , geri geri dışarı çıkmak da diğer inanışlardan.
Yazdığım 20 gezilecek yer haricinde; Adalı Konağı, Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Müzesi de görülebilecek yerler arasında.
Hatay gerçekten, bir çok dine evsahipliği yapmış, hepsi ile barış halinde yaşamış bir il. En çok da bu özelliğini sevdim sanırım. Hepimize örnek olması dileğiyle :)
Seyahatle Kalın
Sevgiler.
Özlem
Kısa ama ayrıntılı bilgiler verdiğim, seyahat ile ilgili tüm detayları, tam da gezerken paylaştığım Instagram ve Facebook hesaplarıma beklerim. Güzel sürprizler de oluyor, mesela tatil dönüşlerinde şirin hediyeler getiriyorum sizler için :)
İlginizi Çekebilecek Diğer Yazılar;
- Almanya / Heidelberg
- Almanya / Heidelberg-Frankfurt
- Almanya / Schillingsfürst - Feuchtwangen
- Almanya / Wertheim - Würzburg
- Almanya Gezisi / Rothenburg
- Antik Zeytin Hotel - Bodrum
- BADEMLİ - DİKİLİ / FAME BEACH
- BERGAMA ASKLEPİON GEZİSİ
- Bebek ile Tatil Nasıl Geçer ???
- Divan Palmira Otel - Bodrum
- Doğanbey (Domatia) Rum Köyü
- Dünyanın en küçük ülkesi; VATİKAN
- EJDERHA MAĞARALARI (Drach Caves) / MALLORCA - Yeni !!
- EN GÜZEL PİKNİK ALANLARI
- Ege'de Çok Bilinmeyen 30 Gezilecek Yer
- FETHİYE GEZİ REHBERİ - Yeni !!
- Fethiye'de adrenalin dolu bir tatil için 5 öneri
- GAZİANTEP GEZİ REHBERİ
- GAZİANTEP GEZİSİ - 1
- GAZİANTEP GEZİSİ - 2
- GAZİANTEP GEZİSİ - 3
- GAZİANTEP GEZİSİ - SON :(
- GAZİANTEP TEN NELER ALDIM
- GEZİMANYA SÖYLEŞİM...
- GÖBEKLİTEPE - BALIKLI GÖL
- Güzeller güzeli; Mordoğan-Karaburun
- KAHVALTI MEKANLARI - PART 4
- KARAGÖL GEZİSİ
- KAYRA BEACH / DİKİLİ
- KIBRIS (Cyprus) ADASI GEZİLECEK YERLER
- Kirazlı Köyü / Hafta Sonu Kaçamağı
- Kozak ve Çam Fıstıkları
- Midilli (Lesbos) Adası Gezi Rehberi
- MİDİLLİ GEZİSİ - 1.BÖLÜM
- MİDİLLİ GEZİSİ - 2.BÖLÜM
- MİDİLLİ GEZİSİ - 3.BÖLÜM
- MİDİLLİ GEZİSİ - 4.BÖLÜM
- MİDİLLİ'DE YAZ - 1.Bölüm
- MİDİLLİ'DE YAZ - 2.Bölüm
- MİDİLLİ'DE YAZ - 3.Bölüm
- MİDİLLİ'DE YAZ - 4.Bölüm
- OCTOBERFEST !!!
- OHAL Nedir? Bizleri Nasıl Etkileyecek?
- Palamutbükü-Datça / 2014
- ROMA'yı Keşfetmeye Hazır Mısın?
- SAKIZ (Chios) ADASI PLAJLARI
- SAKIZ ADASI (Chios) GEZİSİ - 1.BÖLÜM
- SAKIZ ADASI (Chios) GEZİSİ - 2.BÖLÜM
- SEYREK - HOBİ PARK
- Sevgili Günlük / Almanya'ya doğru
- Sevgilimin Doğum Günü / 2014
- Suların yuttuğu; HALFETİ
- Sutüven Şelalesi / Hasanboğuldu
- Taşlaşmış Şehrin laneti; POMPEI
- Teos Park-Sığacık/Seferihisar
- Türkiye'nin En Büyük Uçak Restoranı - Yeni !!
0 yorum:
Pekiii sen bu konu ile ilgili ne düşünüyorsun? Yorumunu yaz ben Özlem e iletirim... :))