Navigation Menu

BATUM DA 1 GÜNDE NELER YAPILIR?


Doğu Karadeniz turuna çıkıp bu kadar yaklaşmışken, Batum'u görmemek büyük kayıp olur diye düşünerek 1 gece konaklamalı
olarak planımıza dahil ediyoruz.

Batum da neler yapılır? Batum da Neler Yenir? Batum a Nasıl Geçilir? diye bolca araştırma yaptıktan sonra bu sürenin yeteceğini düşünüyorum. 

Fakat Batum hayal ettiğimizden daha büyük ve ilgi çekici olunca 2 gece bile sıkılmadan kalınabilirmiş diyorum şimdi


En büyük güvencemiz Batum için Vize istenmemesi ve kimlikle bile girilebilmesi. Tabii kimlikle girilebilir diyorum ama bazı memurlar eski kimliklerle girişe izin vermeyebiliyormuş, yeni kimliğiniz yoksa işi şansa bırakmamak adına pasaportunuzu da yanınıza almayı unutmayın derim.

Biz de yeni kimlikleri yumurta kapıya dayanınca çıkartmaya çabaladığımızdan yetiştiremeyip, pasaportlarla giriş yaptık.

Karadeniz de Batum'a en yakın yer Hopa. 

Rize'de bol yeşil, bol oksijen ile ruhumuzu şımarttıktan, 2000 rakımlı yaylalarında efsane manzaralar gördükten sonra, Hopa 'da konakladık. Ertesi gün sabah erkenden sınır kapısına gitmek için şahane bir nokta.

Nana Hotel in Restoran Manzarası

Hopa da kaldığımız Nana Hoteli kesinlikle tavsiye ederim, hem Karadeniz'in dalgalarıyla uyanma şansınız var, hem de kahvaltısı güzel :)

Gezgin bir aile için yeme de yanında yat yani:)

Bir gün önce Çamlıhemşin'de konakladığımız evin sahibi Ekrem amcanın tavsiyesi ile bir tur firmasını aradık. 

Batum için otobüslü tur satın almak istedik ama sağolsunlar bize "tura hiç gerek yok zaten her yer yürüyüş mesafesinde, Botanik bahçesine de taksi tutarsınız daha makul olur" dedi. Böyle doğrucu işletmeler bulmak herkese nasip olmuyor son zamanlarda :)

Sonra bize bir de akıl verdi, aracınızla gümrüğün önüne kadar gitmeyin, çok yakında bir AVM var onun bahçesine ücretsiz bırakıp taksi ile gidin. 

Aynen dediği gibi yaptık, sabah erkenden kalkıp, otelde deniz manzaralı şahane bir kahvaltı yapıp, çantalarımızı hazırladık.

Çünkü internette, gümrük girişinde çantaları didik arayıp, ilaç bulurlarsa sıkıntı çıkarıyorlar diye bir uyarı okumuştum.

Mesela tansiyon ve şeker hapını bile, kaç gün kalacaksan o kadar yanınıza almanız gerekiyor diyen bile vardı. O yüzden Arman için çok acil ilaçların haricindekilerin hepsini araçta bıraktık.

Peki çantalara baktılar mı; Hayır. 

Bilmiyorum belki de memuruna göre değişiyordur o yüzden net konuşmak istemiyorum çünkü bir kadın canhıraş kavga ediyordu memurlarla, sanırım ilaçla ilgili bir mevzu vardı ama tam olarak da dinleyemedim.

İstanbul Bazaar Avm nin otoparkına aracımızı bırakıyoruz hava hafif serin ve yağmurlu, zaten Temmuz olmasına rağmen ilk gün haricinde hep sonbahardaydık, hatta yaylalarda kışı bile gördük, çıtır çıtır yanan sobanın etrafında kedi gibi kıvrıldık. Karadeniz 4 mevsimi yaşattı bize.

AVM nin danışmasından yardım isteyerek bir taksi çağırdık ve 20 TL ye gümrük kapısındayız. 

Şimdi kendi aracımızla Batum'a neden gitmedik konusu var? 

Batum da eski ve yeni içiçe geçmiş durumda

Ahh ne iyi olurdu aslında :)

Araç kiralık olduğu için eğer ki Batum a geçmek istiyorsak bunun için adımıza çıkarılmış bir vekalet gerekiyormuş. 

Yani niyetiniz varsa bunu baştan kiralama şirketi ile görüşün derim. Kıstas şu; geçecek araç size ait olacak !

Neyse efendim, geldik Gümrük ün kapısına, öncelikle vezneye 15 er TL yurtdışı çıkış harcı ödemesi yapıyoruz ve verdikleri minik formaları dolduruyoruz, bu bizim geçiş belgemiz. 

Gürcistan için Gümrük Kapısı

Eski kimliklerde sorun olmadığı zamanlar bile çocukların kimliklerinde fotoğraf yok diye sorun çıkarabiliyorlarmış. Tabii hep denk geldiğiniz memura kalmış uygulamalar bunlar. Biz hiç şansımızı zorlamadan pasaportlarla giriyoruz. 

İşlemleri kolayca halledip, etrafı demir saclarla kaplı bir tünele giriyoruz. Sürekli hoplayıp zıplayıp duran bir çocukla, dangur dungur sesler içinde Batum'a geçmek pek de keyifli olmadı açıkçası. 

Batum a bu tünelden geçtik

Sacların kenarından dışarıya bakıyorum, sanırım yeni bir bina yapılıyor, burası geçici olarak kullanılıyor, yani inşallah.

Bir tünelle hooop başka bir ülkedeyiz, insanın aklı almıyor, aynı toprağı kim çevirirse onun oluyor, aslında yok birbirimizden hiç farkımız. Sınır denen şeylerin ne saçma olduğunu daha iyi anlıyor insan.

Gürcistan gümrüğü daha düzenli ve bakımlı bir binaya sahip, ilk dikkatimi çeken şey, istisnasız  Türkiye tarafından gelen tüm Gürcülerin elleri kollarının BİM poşetleri ile dolu olması. 

Sınır geçmeyi bile göze aldıklarına göre sanırım ülkemizde alışveriş yapmak bir hayli uygun onlar için.

Gümrükten çıkınca inanılmaz bir keşmekeş başlıyor, etrafımızı saran taksiciler, bir şeyler satmaya çalışanlar, korna sesleri.

Yanımıza gelip Türkçe konuşan babacan bir taksici ile anlaşıyoruz. Booking'den rezervasyon yaparken çok merkezi bir yerde olduğunu tahmin ettiğim Wow Batumi Apartments 'ı taksici dön dolaş bir türlü bulamıyor. 

Bu arada gittiğimiz ülkeyi tanımanın en iyi yolunun taksicilerden geçtiğini bildiğimiz için başlıyoruz sohbete.

Eski rejimi özlüyorlarmış, o zamanlar iş vardı, şimdi çalışmak için Türkiye'ye geçip çay toplamak zorunda kalıyoruz, hiç iş yok diye anlatınca üzülüyoruz. 

Durum buysa, önceki senelerde neredeyse TL nin yarısı kadar olan para birimleri şimdi bizimkinin neredeyse 2 katı nasıl oldu hala aklım ermiş değil. 

Havalimanından sonra pek yerleşim yok, henüz hayal ettiğim Batum'u görmüş değilim açıkçası, yıkık dökük binalar, eski püskü işyerleri. Biraz hayalkırıklığı yaşıyorum o an.

Deniz kıyısı baştan başa plaj, eski evler merkeze yaklaştıkça yerini daha modern bir yerleşime bırakıyor.

Sanırım 5 kişiye sorduktan sonra, elimdeki fotoğrafın da yardımıyla, kiraladığımız eve yarım saatte ulaşıyoruz. Gerçekten de çok merkeziymiş, hatta Ters Ev'in hemen karşısındaymış :) 


Restoran olarak hizmet veriyor bu bina

3 yetişkin 1 geceliğine 521 TL (2018 yılı) ödeme yapıyoruz. Evde bir çift kişilik yatak var, salonda bir de açılır kanepe. Mutfak malzemeleri yeterli ve ortam temiz. 

Odamıza yerleşirken, sahibi gelip kimlik fotokopilerimizi alıyor, ücreti peşin ödüyoruz. Ve işte beklenen an, karnımız acıkıyor :) Gezilerde en sevdiğim an, bu demek oluyor ki farklı bir mutfak deneyeceğiz :)


Gürcü pidesi Haçapuri yi bugüne kadar bilmeyen midemin, şu an deli gibi canının çekmesini nasıl açıklayabilirim bilmiyorum.

Aslında karşımızda duran Ters Ev de restoran olarak hizmet veriyormuş ama ben bolca tavsiye edilen, ortamı ve lezzetleri ile favori restoranlardan birini gözüme kestiriyorum; Sheraton otelinin hemen kapı karşısında bulunan, Old Boulevard


Bindiğimiz taksici bize jest olsun diye Türkiye ile ilgili ne varsa çaldı, hatta en son Ankara havasına döndü olay :) Hiç susmayan, inanılmaz sıcakkanlı birine denk geliyoruz. Gidene kadar da hep aynı taksici ile yolculuk yapmamız bundandır :)

Ailesi başka bir yerde yaşıyormuş, birkaç ay burada çalışıp para biriktiriyor daha sonra yanlarına gidip görebiliyormuş. Maldivler gezimiz aklıma düşüyor, oradaki çalışanlar da aynı hikayeleri anlatmışlardı, ultra lüks tatil yaparken etrafınızda size gülücükler saçan çalışanların hayatlarının her biri roman gibi aslında. 

Old Boulevard Restorana yakın bir yerde inip yürüyoruz, sahil kenarı; yürüyüş yolları, mini hayvanat bahçeleri, keyifli insanları ile inanılmaz güzel.

Restoran dışarıdan pek albenili durmasa da ortamı çok hoş. Üst katta bir masaya oturup, garsona tavsiyesini soracağız ama ne yazık ki Türkçe bilmiyor ve hatta İngilizce de. 


Çat pat anlaşarak pek meşhur olan Armutlu gazoz, Haçapuri ve tavuk çorbası siparişi veriyoruz.  Hinkal (Gürcü Mantısı) maalesef burada yokmuş. 

Aslında Türkçe bilen bir garsonları da bulunuyormuş, daha sonradan yanımıza geldiğinde tanıştık, boşuna eziyet çekmişiz :)

Haçapuri gerçekten inanılmaz lezzetliymiş, kenarlarını koparıp ortasında bulunan yumurtaya bana bana yiyoruz, yanında Armut Gazozu ile büyük bir lezzet şöleni.


Haçapuri, Gürcü Pidesi 

Tavuk çorbasının içindeki parçalar büyük ve spagetti ile içmesi bir hayli zor oldu. Olmasa da olurmuş yani :)

Japonlardan mı esinlendiler acaba

Bu restorana geldiyseniz alt katta, ortada duran büfedeki atıştırmalıklardan mutlaka alın, ücretsiz! Sevgili gibi, "birisi bir şey söyler mi diye düşünüp, çekimser kalmayın diye yazmak istedim.

Herkes benim gibi bonkör olmayabilir sonuçta, karınız afiyetle yerken ağzınızın suyu akabilir :):)

Şaka bir yana da bizdeki Cevizli sucuk benzeri tatlıları var ve başarılı.  

Restorandan çıkıp sahil boyunca Ali&Nino heykelinin de bulunduğu Miracle Park'a doğru yürüyoruz. Arman güvercinlere yem atıyor, kenarda duran bir teyze "ne kadar güzelsin" deyince onunla fotoğraf çekiliyorum. Batum'u şimdiden çok sevdim sanırım :)

Halkı çok tatlı
Ufacık bir yer beklerken upuzun bir sahil karşılıyor beni, zamanımız az, görülecek bir sürü heykel de olunca hemen meydandaki elektrikli bisikletlerden kiralayıp, ev halkını atıyorum arkama.
Alfabe kulesinin altından bisiklet kiralayabilirsiniz

Sanırım verdiğim en iyi kararlardan biriydi. Görmek istediğimiz her heykeli gördük, upuzun sahili baştan başa gezdik ve çok da eğlendik. Zaten her yer bisiklet yolu. 


Biz 3 yetişkin 1 çocuk, biraz sıkışarak da olsa binebildik, yarım saatine 15 Lari ödeme yaptık, tabii tatlı bir pazarlık sonrası (30 Lari demişlerdi). 

Zamanınız azsa kesinlikle tavsiye ederim çünkü bu park yürümekle bitecek gibi değil.

Miracle (Mucize) Park da Görülecekler;

Chacha Saat Kulesi : İzmir'deki saat kulesinin kopyası gibi.

Dönme Dolap: Batum'un London Eye ı olarak düşünebilirsiniz



Alfabe Kulesi: İnsan yapısını sembolize eden DNA sarmalı formunda yapılmış bir kule burası, üzeri Gürcü alfabesinin harfleri ile süslenmiş

Ali & Nino Heykeli: Bu heykelin yapımına ilham olan roman, takma adı Kurban Said olan bir yazar tarafından yayımlanmış, Müslüman Ali ile Katolik Hristiyan Nino nun imkansız aşkını anlatıyor


Sanatçı Tamar  Kvesitadze'nin 7 metre uzunluğundaki metalden heykelini görünce ilk tepkim üzülmek oluyor, çünkü internette gördüğüm gibi birbirinin içinden geçmiyorlar, tüh kapalı sanırım diye geri dönecekken, sevgilinin uyarısı ile çok hafif de olsa hareket ettiğini anlıyorum.

Meğerse bugüne kadar internette tüm gördüğüm tüm videolar hızlandırılmış çekimmiş :) Siz de sakın çalışmıyor diye dönüp gitmeyin diye yazmak istedim.

Tam da romanın hakkını vererek, yavaşça yaklaşıyorlar, ohh kavuştular diye sevinirken ise birbirlerinin içinden geçip gidiyorlar :(

Dinler insanları birleştirmek için yok muydu aslında :(


Ali&Nino heykeli ile ilgili verebileceğim tek tavsiye, benim yaptığım gibi önünde durup, bir buradan çek bir şuradan diye döne döne poz vermemeniz olur :)

Çünkü sonradan farkediyorum ki, herkes uzaktan bu heykeli videoya çekiyor, ardından hızlandırıp sosyal medyaya yüklüyor, ben orada arz-ı endam ederken her birinin yüzünün düşmesi bu yüzdenmiş :)

Heykelin etrafında çocuklar için bizdeki balon yapan oyuncaklara benzeyen, fakat balonları devasa olan oyuncaklar satılıyor. 



Arman istisnasız yarım saat o balonları patlatmak için koşturup durdu ki tatillerde çocukları oyalamak ne demek en iyi anneler bilir.

Bolca fotoğraf ve videodan sonra, bisiklete atlayıp yola devam demek isterdim ama Arman keyifli bir çocuk parkı görünce mola vermek durumunda kalıyoruz :) Biz de annesi ile Batum'a gelmiş her ebeveynin yapması gerekeni yapıyoruz.


Ananeler bugünler için var :)

Arman'ı ananesine bırakıp, iki sevgili usulca sıvışıyoruz ortamdan :)

Bu arada elektrikli bisikletimiz bozuluyor, siz siz olun tamamen kapatmayın bu mereti, çalışır vaziyette bırakın. Biz bir-iki laf yedik bu konu ile ilgili de :)

Bisikleti bırakıp sahilden yürümeye devam ediyoruz, bu taraf boydan boya plaj. Hava güzel olsaydı denizinin tadını da çıkarabilirdik elbette ama kara kara bulutlar etrafımızı sarınca bırak bikiniyi, direkt yağmurlukları sarınıyoruz :)


Bulutlar bize bir şey anlatmak istiyor, acaba ne?

En son Japonya'da gezdiğim bambu ormanının basit bir benzerini Batum'da görünce şaşırıyorum.


Ufak bir Bambu Ormanı 

Avrupa Meydanının arka tarafında bulunan Neptün Heykeli de Batum da en çok fotoğraflanan yerleri arasında. Altın rengindeki bu heykel arkasındaki Drama tiyatrosu ile inanılmaz bir uyum içinde. Buraya yürüyerek ulaşmak mümkün.


Neptün Heykeli ve Tiyatro Binası

Neptün Heykelinden yürümeye devam ediyoruz, biraz sonra karşımıza ağzımızı açık bırakacak güzellikte binasıyla Astronomik Saat çıkıyor. Işıklandırması çok hoş, Unesco tarafından koruma altına alınmış. Her saat başı çanlar çalınıyor ve güneşin, ayın durumlarını gösteriyor.



Burası, asıl görmek istediğimiz Avrupa Meydanındaki meşhur Medea Heykelinin yolu üzerinde. Elinde altın koyun postu tutan Medea Heykeli'ni tam olarak görebilmek zor oluyor çünkü hayli uzun.



Yunan Mitolojisine gönderme yapan Medea, Batum halkına 1 Milyon Lari'ye mal olmuş diyorlar. Burası için astronomik bir rakam .



Bu arada sadece Medea Heykeli değil, Avrupa Meydanı'nın etrafındaki binalar da birer estetik harikası.



Hava yavaştan kararmaya başlayınca panik oluyorum çünkü henüz en çok görmek istediğim yere varamadık ve sevgili yavaştan yorulmaya başladı :) Olsun strese gerek yok çünkü gideceğimiz yer tam da dinlenmelik.

İtalyan meydanlarının birebir kopyası olan Piazza. Mozaiklerle döşenmiş, çevresi vitraylarla donatılmış, Avrupa mimarisi ile sarılmış bu meydanda son yıllarda konserler veriliyormuş.


Piazza

Bu arada; Piazza İtalyanca da meydan demek, bize de buradan geçmiş bir kelime var; piyasa.

Yani meydanda takılmak eşittir piyasa yapmak. Bunu İtalya seyahatimizde rehberimiz anlatmıştı.

Piazza'da favori mekan; La Brioche Cafe. 



Tam da yorgunluktan söylenme moduna geçecek sevgililer için tasarlanmış. Tabii üstümüze yağmur yağmasaydı daha etkili olabilirdi ama yine de bir nebze durumu kurtarabildi :)

Biz de oğlumla çalan enfes müziklere eşlik edip bolca dans ettik mozaiklerin içinde. O an nerede olduğumu unuttuğum doğrudur :) Batum mu, İtalya mı yoksa bulutların üzeri mi :)


Oğlumla dans :)
Hava karardı, yağmur sıklaştı ve ben teleferiğe binmek istiyorum. Argo Teleferiğinin manzarası dillere destan. Fakat sevgili ve anne engelini bir türlü aşamıyorum. 

Çocuğun uykusunun gelmesinden tutun da "yarın geliriz söz" lere kadar her türlü taktiği deniyorlar.

Eve kadar sevgili belki fikir değiştirir diye bolca surat asıyorum, sanıyorum ki Arman'ı annemle bırakıp, beni alıp teleferiğe gidecek. Yok arkadaş Nuh diyor Peygamber demiyor. İlle o eve girilecek ve uyunacak :)

Biz de öyle yapıyoruz Ters Ev'in karşısındaki odamıza girip ve uyuyoruz ama siz sakın yapmayın. 

Teleferik, deniz seviyesinden 250 metre yükseklikteki Argo eğlence merkezini şehre bağlıyor ama asıl olayı elbette ki teleferikten panoramik Batum manzarasını izlemek. Gece 00:30 a kadar da çalışıyormuş.

Ertesi gün evde hızlıca bir kahvaltı yapıp bizim eğlenceli taksicimizi çağırıyoruz, niyetimiz Gürcü mantısı (Hinkali) denemek.



Merkezde mantıyı yapan bir sürü yer olmasına rağmen, yerli halkın tercih ettiği başka bir mekan olduğunu söylüyor bize. 



Havalimanı yolu üzerindeki Wild West, Texas temalı olarak düzenlenmiş, buraya normalde rezervasyonsuz girmek mümkün değilmiş çünkü çok iyi canlı müzik performansları varmış. Bunlar restoranla ilgili öğrendiğim bilgiler.



Biz erken saatte gidince şansımıza bomboştu :) Gürcü mantısı ise bizim mantıların hormonlu hali gibiydi. 


Kalın hamurlu, et suyu dolgulu; Hinkali

Avuç içi büyüklüğündeki mantılar üst kısmından büzüştürülmüş, içi kıyma ve et suyu ile dolu :) Çok leziz, önce patlatıp suyunu biraz akıtmalı sonra yemeli yoksa inanılmaz sıcak.

Sevmediğim tarafı ise hamurunun çok kalın olmasıydı ve soğan sevmeyen benim midemi biraz zorladı.

Karnımız doyunca bize bir rehavet basıyor ve nasılsa havalimanına yaklaştık o zaman Türkiye'ye geri dönelim diyoruz, böylece muhteşem Botanik Bahçesini ıskalıyoruz

Batum'a gittiğimizi duyan babamın ilk sorduğu soru "Botanik Bahçesini gördünüz mü" oldu, hayır cevabını alınca gerisini dinlemedi bile "o zaman Batum'a gittik demeyin" diye yapıştırdı cevabı.

Demem o ki , botanik Bahçesi ilk sırada gezilecek yer olmalıymış, sonra yersiniz birinden lafı, demedi demeyin :)

En az 1,5 - 2 saat ayırmalı Botanik Bahçesine çünkü 5000 den fazla bitki çeşidi barındırıyormuş. Merkezden araç ile 20 dakikada ulaşılabiliyor.

Biz burayı ıskalıyoruz ama havalimanı yolu üzerindeki Saint Andrew heykeli ve Sarp şelalesini es geçmiyoruz. Burada yol çok tehlikeli, emin olmadan yola çıkmamalı. 

Aramızda kalsın ama bu heykelin evli çiftlere şans getirdiği rivayetler arasında.


Evli çiftlere şans getiren heykel

Kısacık, tadımlık, renkli bir Batum gezisi oldu bizim için. Açıkçası böyle güzel bir yer beklemiyordum gelmeden önce. 




Bir arkadaşım "Gürcistan'ın en vasat yeri Batum, sen bir de Tiflis'i gör dedi dönünce. Şimdi plana  Tiflis'i de aldım, beklentimi bu defa yüksek tutuyorum o zaman.



Havalimanına gelince Türkiye tarafından farklı olarak burada bakımlı bir bina buluyoruz, bir de Duty Free var fakat o kadar kalabalık ki anında vazgeçiyoruz alışverişten.

Gümrük işlemlerimizi hızlıca halledip, bizi Avm den getiren taksici ile aracımızın yanına 20 TL ye varıyoruz. 

Karadeniz de son günümüze giriyoruz. Son geceyi Trabzon da geçirip, sabah erken saatteki uçuşumuzla İzmir ' e dönüyoruz.

Uzun süre aklımızdan çıkmayacak bir tur oluyor, hala yediklerimiz, yaylaların manzaraları, gördüklerimiz aklımıza geldikçe gülümsetiyor bizi. Gezmenin en sevdiğim tam da bu işte, yıllar sonra bile yüzde bıraktığı gülümseme :)



Seyahatle kalın,

Sevgiler.



Kısa ama ayrıntılı bilgiler verdiğim, seyahat ile ilgili tüm detayları, tam da gezerken paylaştığım Instagram ve Facebook hesaplarıma beklerim. Güzel sürprizlerim de oluyor, mesela tatil dönüşlerinde şirin hediyeler getiriyorum sizler için :) 



  1. Almanya / Heidelberg
  2. Almanya / Heidelberg-Frankfurt
  3. Almanya / Schillingsfürst - Feuchtwangen
  4. Almanya / Wertheim - Würzburg
  5. Almanya Gezisi / Rothenburg
  6. Antik Zeytin Hotel - Bodrum
  7. BADEMLİ - DİKİLİ / FAME BEACH
  8. BERGAMA ASKLEPİON GEZİSİ
  9. Bebek ile Tatil Nasıl Geçer ???
  10. Divan Palmira Otel - Bodrum
  11. Doğanbey (Domatia) Rum Köyü
  12. Dünyanın en küçük ülkesi; VATİKAN
  13. EJDERHA MAĞARALARI (Drach Caves) / MALLORCA - Yeni !!
  14. EN GÜZEL PİKNİK ALANLARI
  15. Ege'de Çok Bilinmeyen 30 Gezilecek Yer
  16. FETHİYE GEZİ REHBERİ - Yeni !!
  17. Fethiye'de adrenalin dolu bir tatil için 5 öneri
  18. GAZİANTEP GEZİ REHBERİ
  19. GAZİANTEP GEZİSİ - 1
  20. GAZİANTEP GEZİSİ - 2
  21. GAZİANTEP GEZİSİ - 3
  22. GAZİANTEP GEZİSİ - SON :(
  23. GAZİANTEP TEN NELER ALDIM
  24. GEZİMANYA SÖYLEŞİM...
  25. GÖBEKLİTEPE - BALIKLI GÖL
  26. Güzeller güzeli; Mordoğan-Karaburun
  27. KAHVALTI MEKANLARI - PART 4
  28. KARAGÖL GEZİSİ
  29. KAYRA BEACH / DİKİLİ
  30. KIBRIS (Cyprus) ADASI GEZİLECEK YERLER
  31. Kirazlı Köyü / Hafta Sonu Kaçamağı
  32. Kozak ve Çam Fıstıkları
  33. Midilli (Lesbos) Adası Gezi Rehberi
  34. MİDİLLİ GEZİSİ - 1.BÖLÜM
  35. MİDİLLİ GEZİSİ - 2.BÖLÜM
  36. MİDİLLİ GEZİSİ - 3.BÖLÜM
  37. MİDİLLİ GEZİSİ - 4.BÖLÜM
  38. MİDİLLİ'DE YAZ - 1.Bölüm
  39. MİDİLLİ'DE YAZ - 2.Bölüm
  40. MİDİLLİ'DE YAZ - 3.Bölüm
  41. MİDİLLİ'DE YAZ - 4.Bölüm
  42. OCTOBERFEST !!!
  43. OHAL Nedir? Bizleri Nasıl Etkileyecek?
  44. Palamutbükü-Datça / 2014
  45. ROMA'yı Keşfetmeye Hazır Mısın?
  46. SAKIZ (Chios) ADASI PLAJLARI
  47. SAKIZ ADASI (Chios) GEZİSİ - 1.BÖLÜM
  48. SAKIZ ADASI (Chios) GEZİSİ - 2.BÖLÜM
  49. SEYREK - HOBİ PARK
  50. Sevgili Günlük / Almanya'ya doğru
  51. Sevgilimin Doğum Günü / 2014
  52. Suların yuttuğu; HALFETİ
  53. Sutüven Şelalesi / Hasanboğuldu
  54. Taşlaşmış Şehrin laneti; POMPEI
  55. Teos Park-Sığacık/Seferihisar
  56. Türkiye'nin En Büyük Uçak Restoranı - Yeni !!



0 yorum:

Pekiii sen bu konu ile ilgili ne düşünüyorsun? Yorumunu yaz ben Özlem e iletirim... :))

INSTAGRAM @yollardahayatvar