Navigation Menu

RİZE GEZİLECEK YERLER / DOĞU KARADENİZ


Bulutların üzerinde olmayı sadece uçakta yolculuk yaparken mümkün sanırdım Rize'ye gitmeden önce, yazın ortasında polar giymeyi,
etrafımızı bembeyaz bir sis kaplamış, önümüzü bile göremezken gökyüzüne doğru uçabilmeyi...

Hep aklımın bir köşesinde olan Doğu Karadeniz gezisine çıkıp, Trabzon'u gezdim ve ardından Rize ile karşılaştım, işte o an benim için bir dönüm noktası oldu.

Adrenalini bolca yaşadığım, Sevgiliyi devamlı "baaaak görüyor musun" diye dürtüklediğim, çoğu zaman mutluluktan ağzımı açıkta bırakan bir keşifti benim için. Tek pişmanlığım ise neden daha önce  buralara gelmediğim oldu.

Rize ile ilgili ne biliyorsam, çok Rize Gezi Rehberi yazımda bolca anlattım, gitmeden önce okumak büyük kolaylık sağlayacaktır.

Ortan Köyü

Şimdi gelelim Rize'de nereleri gezmeli kısmına.

Rize aslında biraz da yayla demek, fakat Rizelilerin sizden bir ricası var, sadece fotoğraf çekmek için geliyorsanız, burayı zevk etmeyecekseniz, ineklerin otladığı yerlere naylon poşetleri atıp onların hastalanmasına ve hatta ölmesine sebep olacaksanız, ayyy burada inek pisliği var diye ciyak ciyak bağıracaksanız gelmeyin.

Utanılacak manzaralar

Bu yüzden yayla yollarının iyileştirilmesini istemiyorlar, daha da kötü olsun ki moda olduğu için değil gerçekten bu güzellikleri görmeyi göze alanlar gelsin istiyorlar.

Peki nedir bu, birbirinden güzel çiçeklerle sizi karşılayan, bulutları ayağınıza seren, 2000'li metrelerle telaffuz edilen yaylalar :)

Biz gittik gördük, heyecanımı ne kadar anlatabilirim bilmiyorum ama işte benim gözümden Rize'de gezilecek yerler;


RİZE'NİN FAVORİ YAYLALARI


AYDER YAYLASI

Karadeniz ile ilgili tek bildiğim yayla burası idi gitmeden önce. Aslında ne kadar da yanılmışım. Pokut'u gördükten sonra buraya yayla demek bana biraz tuhaf geliyor artık.

Sanki insanların kafasındaki yayla olgusuna benzer bir plato kurulmuş gibi. Sanki bir film seti, mahsusçuktanmış gibi.


Ayder'e ulaşmak için Milli Park'a giriş yapıyoruz, bunun için bir giriş ücreti ödeniyor. Biz araç ile geçişe 11 TL ödedik, fiyat değişebilir o yüzden gitmeden http://kackardaglari.tabiat.gov.tr/ yi kontrol edebilirsiniz.

Mis kokuyor misss

Hemen inip içimize çekiyoruz havayı ve bolca fotoğraftan sonra Ayder'e doğru ilerliyoruz. Yayla yolları bozuk söylemi burası için geçerli değil çünkü tüm yollar asfalt.

Başka yayla görmeseydim sever miydim bilmiyorum ama bana inanılmaz bir kalabalık, 7,5 TL ye satılan içi mor ve saman gibi mısır satıcılarını anımsatıyor şu an.

Tabelalar yeterince var

Turistik olması, günübirlikçilerin etrafa çöplerini saçması ve para kazanmak için yapılan numaralar beni biraz rahatsız etti.

Yemyeşil bir yamaçta, bolca otel, pansiyon eşlik ediyor turistlere. Çişil çişil yağan yağmur ve üstüme bir hırka giymeliyim dedirten bir hava var.

Gelintülü Şelalesi

Gelintülü Şelalesine ismini kim verdiyse aklıyla bin yaşasın evet bence de kesinlikle adı bu olmalıydı zaten :)

Araba ile Ayder'i geçip dağ yolundan devam ediyoruz, dağların içinden akan çağıl çağıl sular, enfes bir yeşillik, muhteşem manzaralar var burada. Eğer ki aracınız varsa alt kısımda çok fazla zaman kaybetmeden mutlaka siz de aynısını yapın. Hatta üstte bulunan yaylaları mutlaka görün

Zaten  bu manzaralar ve Gelintülü şelalesi hariç, metrekareye 5 kişinin düştüğü, herkesin salıncakta sallanıp instagram fotosu çektiği, bolca gürültüden pek de fazla bir şey vaat etmeyen bir ortam gibi geldi bana.
Ayder Yaylası 


Kötülemek istemiyorum ama Rize'de o kadar güzel yerler var ki gözüme bu yüzden çok da keyifli gözükmedi sanırım.

Ayder, yukarılara çıktıkça güzelleşiyor

Şimdi burayı es geçin, onun yerine Gito'ya, Pokut'a  daha fazla zaman ayırın derdim ama bu kadar sık duyduğu Ayder'i görmeden dönmek istemiyor yine de insan :)

Kendimden biliyorum :) Bana da aynı tavsiyelerde bulundular çünkü :)


POKUT YAYLASI

Google amcada gördüğüm, resimlerine iç geçirerek baktığım, bulut denizine karşı keyif yapmayı planlarken bulut sisinin içinde kalıp efsane manzarasını ancak ucundan görebildiğim şahane yayla. Adı rüzgarlı vadi anlamına geliyormuş ve bölgedeki çoğu yayla gibi o da Ermeniceden türemiş.

Hem yaylanın güzelliği, hem insanlarının bilinçli oluşu, hem de kaldığımız Platoda Molanın şahane (üstüne basarak yeniden yazıyorum şa-ha-ne) yemekleri, yollarının zorluğuna rağmen yeniden gitmek isteyişimizin nedenleri.

Arman, ineklerle çok mutlu

Öncelikle buraya çıkarken çok da artistlik yapmaya gerek olmadığını belirteyim, 4x4 aracınız yoksa asla, varsa da strese girmemek için belki, kendiniz çıkabilirsiniz.

Ben olsam çıkmazdım ki zaten öyle de oldu, çıkmadım :)

Ortan Köyünde kaldığımız Demircioğlu Konağının sahibi Ekrem amca (şahsına münhasır, mutlaka tanışılması gereken biri) bizi Pokut'a çıkarıp, indirdi ardından da Gito'ya çıkarıp indirdi. 5 kişi arttıııı Arman için :) 500 TL ödeme yaptık.

Neee çok mu dediniz, burada tek yaylaya çıkış için 180 TL istendiğinden hala haberiniz yok sanırım :) Pahalı ama el mahkum.

Neyse biz minibüse toplaşıp vurduk kendimizi Pokut'un asfalt görmemiş, delik deşik, yer yer yağlı çamurlu, kaygan yollarına. Pokut, Çamlıhemşin den 21 Km mesafede.


Başladık karşıdan araç gelmesin, Ekrem amcam artistlik olsun diye uçurum kenarına yanaşıp onlara yol vermesin diye duaya :)

Burada araya girip şunu belirtmek isterim, kaldığınız pansiyon mutlaka size birilerini önerecektir ulaşım için, sormayı unutmayın.

Ayrıca ulaşım satın alırsanız bizim yaptığımız gibi minibüs değil 4x4 araç kiralamayı unutmayın. Biz 3 defa yağlı çamurda uçuruma doğru kaydık. Bu da minik bir bilgi olsun :)


1 saat süren bu yolculukta, bildiğimiz tüm duaları evire çevire okumaktan kas yapmış dudaklarımız, devamlı zıplamaktan nasırlaşmış totomuz ile birlikte varıyoruz Pokut'a.

Nasıl bir yol olduğunu görmeniz için kısacık bir video yükledim...




 Şansımıza hiç durmadan çişil çişil yağan yağmur; bize, yerdeki yağlı çamur ve inek pisliği karışımı olarak geri dönüyor :)

diye düşünmek de mümkün elbette...

Ormanın içindeki bu yolda yürüdük, iyi ki ayı görmedik

Fakat benim gördüğüm; içime çektiğim tertemiz havayı veren devasa ağaçlar, sadece çiçek buketlerinde benzerini gördüğüm minicik renk renk çiçekler, bulutların sarmaladığı, masallardan fırlamış gibi duran ağaçtan evler oluyor.

Hepimizin ağzından çıkan ilk cümlenin "tüm zorluğa değdi" olması tesadüf olmasa gerek :)

Bu arada Arman hem gelişte hem gidişte horul horul uyudu, çocukla buralara gelinir mi diye soruyorsunuz ya, beşik gibi sallanmaktan hamura dönmüş yavrunuz hayatının en güzel yolculuğunu yapmış bile olabilir

Burada kesip şu notu düşmek istiyorum, sakın bizim ilk gün yaptığımız gibi spor ayakkabı ile gelmeyin :)

Acemilik budur :)

Çamlıhemşin, Yeşil Vadi Restoranın yanında pazarlıkla 25 TL ye alınabilen sosyetik çizmelerden alın 1 tane :)

Yalan değil instagram dan her gün birileri markasını sordu bana :) (Uzun almanıza gerek yok, yürümesi zor oluyor, kısa çizmeler ideal)

Çişil çisil diye onca bahsettikten sonra yağmurluğu da unutmamak gerektiği anlaşılmıştır diye üstünden geçmiyorum :)

Sis bizi rahat bırak da görelim şu enfes manzarayı 

Buraya ya kitabınızı, sevgilinizi yada arkadaşlarınızı alıp gelin, yürüyüşler yapın, Sal yaylasına uğrayın, bol bol yemek yedikten sonra, mekan sahipleri ile sohbet edin :) Çiçek toplayın, yağmurda bolca ıslanın :) Olayı budur :)

2000 metre rakımdasınız, konakladığınız yerden tazecik süt isteyin, mısır ekmeği için diretin :) Karadeniz'in tüm güzelliği kalsın geri döndüğünüzde yanınıza :)




SAL  YAYLASI

Güzel bir haberim var eğer ki Pokut'a çıktıysanız bonus olarak Sal yaylasını da kolayca görebilirsiniz çünkü yürüme mesafesinde. 

Karadeniz'de aynı gün birden fazla yayla görmek çok zor çünkü yollar yukarıda anlattığım gibi  berbat :(

Pokut ve Sal Yaylaları

Açık havada (yakalayabilirseniz tabii) Pokut'tan bakılınca bu yaylanın güzelliği görülebilir. Pokut'tan 15 dakikalık yürüme mesafesinde olan Sal yaylasında özellikle güneşi batırmanızı tavsiye ederim, bulut denizin içinde yokolan bir güneş uzun süre akıllardan çıkacak gibi değil.

Pokut ve Gito butik yayla benim gözümde, düzgün bir yapılaşma, rengarenk çiçekler ve hatta yer altından geçirilmiş elektrik telleri :)

İşte, burayı gördükten sonra Ayder de harcadığım zamana yazık oldu diyor insan. 


GİTO YAYLASI

Yolu Pokut kadar olmasa da yine de bizi zorladı, yağmurlu ve çamurlu bir havada çıkmamızın da bunda etkisi büyük, ki zaten aksini bulmak hayli güç.

Gito Yaylası

Pokut kadar güzel bir yayla burası, biz gitmeden hemen önce Ayşe Hatun Önal klip çekmiş kaldığımız otelde. Karadeniz turu yapıyorsanız en azından Gito ve Pokut'u mutlaka planlara ekleyin derim.

Biz yine bulut sisi ile bembeyaz bir havaya denk geldik, yayla tüm güzelliğini bizden saklasa da gördüklerimiz bile bize yetti.

Bulutlara uçuyorum

Burada Hozboncuk Evinde konakladık, sahibi şen şakrak, akşamları sobanın başında keyifle sohbet edilebilecek  bir kadın. Kaldığımız ev yeni ve ihtiyaçları karşılayacak şekilde basit döşenmiş bir yer.

Toplasan 50 tane ev yoktur bu yaylada, yukarıda saydığım yaylalarla birlikte burada aksiyon aramak yanlış olur, sonra gelip de eee ne yapacağız burada demeyin.

Kitabınızı bulutların arasında okumak, yağmurun altında gözalabildiğince bir yeşilin içinde dolaşmak, ciğerlerinizi bugüne kadar zor gördüğü oksijenle doldurmak, muhteşem Karadeniz halkıyla içiçe olmak, insan daha ne ister. Ayrı bir gezegen gibi :)

Kaldığımız evin enfes kahvaltısı, kahvaltısının içinde de lezzetli mi lezzetli bir balı var, es geçmeyin artııı pansiyonlara ait salıncaklarda bulutların içine uçmayı unutmayın, oksijeni bol bol içinize çekin. Ohh mis...


BADARA YAYLASI

Badara yaylası Gito'ya 20 dakikalık mesafede bulunuyor, bizim şansımıza Gito'nun sahipleri Laz böreği yemeğe götürdüler bu güzel yaylaya da görmüş olduk.

Badara Yaylası

Daha sakin bir yayla görmek isterseniz mutlaka siz de uğrayın derim. Burası konaklamak için olmasa da birkaç saat zaman geçirmek için güzel.

Laz Böreği böyle iştah açıcı :)

Karadeniz'de yediğim en sıcacık ve çıtır çıtır laz böreği (tatlı) buradakiydi. 


AVUSOR YAYLASI

70-80 adet taş evden oluşan bir yayla burası, nehir kenarına kurdukları trafo ile kendi elektriğini kendi üretecek kadar da bilinçli.


2400 metre rakımlı bu güzel yaylada enfes manzaralar var, Kaçkar dağlarına karşı akan bir nehir, bolca bulut aynı Bob Amcanın tabloları gibi

Marsis Pansiyon ve Simge Pansiyon konaklama imkanı sunuyor. Bu yaylada uyumayı hayal bile edemiyorum o kadar güzel.

Ayder yaylasından minibüsler ile ulaşılabiliyor, yol yaklaşık 1 saat sürüyor yada 11 Km zorlu bir yokuşu yürümeyi de planlarınıza ekleyebilirsiniz.


Avusor'a gelmişken 2 km lik harika manzaralı bir patikadan Dobecelezane gölüne yürümeyi hatta buz gibi suyunda yüzmeyi de unutmayın derim :)

2750 rakımlı bu gölde bir rüyanın içinde gibi hissetmek kaçınılmaz.


HUSER YAYLASI

Huser'e ben gitmedim ama arkadaşım Hanife en güzel günbatımının burada olduğunu söylüyor. Pokut'dan daha yüksek, rakım 2400.

www.hanifeyollarda.com un gözünden Huser

Bölgenin en etkileyici yaylalarından biri kabul ediliyor, bir dahaki gidişimde mutlaka uğranılacak yerler arasında.

Huser Yaylasının büyüleyici güzelliği

Konaklamak pek mümkün gözükmüyor o yüzden gidiş planlarınızı buna göre yapmakta fayda var, Pokut'tan 3 saatlik yürüyüş mesafesinde, yolda bolca ayı izi olduğu söyleniyor, aman dikkat!

Araç yolu yine zorlu ama manzara muhteşem :) Yeni yapılmış olan Avusor Yaylası kavşağından ulaşılabilirsiniz, Ayder'den sonraki Avusor tabelasından sapmayın sakın, orası eski yol.

Yol yaklaşık 40 dakika sürüyor, fena değil. 40-50 hanelik bu köyde efsane bulut denizi manzarası varmış, gitmeden planlarıma eklemediğime bir kez daha pişman oldum :( Siz bu hataya düşmeyin diye paylaşmak istedim


ÇAT YAYLASI

Elevit-Palovit yol ayrımına gelince Elevit tarafını tercih ettiğimizde 12 Km sonra karşımıza çıkıyor Çat Yaylası. Benim burası ile ilgili aklımda kalan en önemli şey, Cancik Restoranda yediğim kavurmanın tadı. İnanın böylesini ilk kez gördüm, efsane.

Çat Köyü

Karnım çok mu açtı acaba diye düşünmeden de edemiyorum ama hepimiz hemfikiriz, demek ki doğru :)

Restoran nehrin Y yapıtğı noktada bulunuyor.

Çat Yaylasında manzaranın tadını çıkarıp keyifle çayınızı yudumlayabilirsiniz.



DİĞER GEZİLECEK YERLER




FIRTINA DERESİ VE KÖPRÜLER

Ben gitmeden sanıyordum ki, Fırtına deresini görmek için uzunca bir yol yapmamız gerekiyor, Ortan köyünde konakladığımız evin sahibi Ekrem amca "programınız ne" diye sorduğunda "Fırtına Deresi" diye cevap vermem bu yüzdendir.

Oysa zaten Çamlıhemşin, Fırtına deresi kenarında yer alıyormuş, nereye dönseniz çılgınca akan dere size eşlik ediyor. Ekrem amcanın cevabıma gülmesi ise bu yüzdenmiş :)

Eğer dere kenarında keyifle oturmak isterseniz, Çinçiva Kahve yada Yeşil Vadi Restoranı tavsiye edebilirim. Onun haricinde zaten arabayla yanından geçerken bile zibilyon kadar fotoğraf molası vermek kaçınılmaz.


Özellikle Rafting için tercih ediliyor ve kenarında bununla ilgili bir sürü işletme var, ayrıca dere üzerinden karşıya zipline ile geçmek de farklı bir heyecan kaynağı. Mesafe kısa olsa da denemek keyiflidir diye düşünüyorum :)

Fırtına deresinin üzerinde bir sürü taş köprü var, en meşhuru 1696 yılında yapılmış olan, buradakilerin en eskisi; Şenyuva köprüsü. Bence hepsi birbirine benziyor tabii :)

Köprüler çok popüler

Bu gücü hissetmenizi, kenarında keyifli bir mola vermenizi tavsiye ederim.


ÇİNÇİVA (ŞENYUVA) KÖYÜ

Yine Fırtına deresi kenarına kurulmuş olan Çinçiva köyü benim sevdiğim yerlerden biri oldu. Tabii bunda Zua Kafenin de etkisi büyük. (Zua; Lazcada deniz demekmiş)

Zua Kafenin keyifli ortamı
Çinçiva Kahvesi

Zua'nın hemen yanında hediyelik eşya (Bezdum yazan bardaklar gibi) alabileceğiniz bir dükkan, karşısında ise fırtına deresinin eşsiz manzarası ile Çinçiva Kahve var.


ZİL KALE

Çinçiva Köyünden ilerliyoruz, burası Fırtına deresinden 100 metre yükseklikte bulunuyor. Çamlıhemşin çıkışında yol ikiye ayrılıyor, sol taraf Ayder yaylasına sağ taraf da Zilkale ye gidiyor. Sağdan devam ediyoruz.

Zil Kale, özellikle manzarası ile eşsiz

Bozuk olmayan, Arnavut kaldırımlı ama biraz virajlı olan yoldan ilerliyoruz, 12 Km mesafedeki Zilkale'ye. 

Kimler tarafından yapıldığı tam olarak bilinmese de 13.YY da inşa edildiği düşünülüyor, sonradan Trabzon İmparatorluğunun gözlem kulesi olarak hizmet vermiş. Ardından Osmanlı'ya geçmiş ve uzun süre de terkedilmiş olarak durmuş.

Bu pencerenin önünde her daim kuyruk oluyor :)

Sarp bir kayanın üzerine bulunuyor giriş 3 TL (Temmuz 2018) ve içeriye girince göreceğiniz manzara şahane. Uzun uzadıya gezilecek bir yeri yok ama fotoğraflık noktaları bol :)

Hemen yanındaki cafesi ihtiyaç molası için güzel bir seçenek.


PALOVİT ŞELALESİ

Hazır Zil Kale'ye kadar gelmişsiniz 6 Km ileride bulunan Palovit Şelalesini görmeden olur mu?

Burası Rize'nin debisi en yüksek ve görkemli şelalesi. Zaten yanına kadar gidince bunu net bir şekilde anlayabildik biz de :)

Güç bende artıııııkk

Size tavsiyem Palovit şelalesine yaklaşınca (parketmiş araçları göreceksiniz), orada aracınızı bırakıp kısa bir mesafede bulunan şelaleye kadar yürüyün, zaten ortam harika.

Çünkü boş olarak gördüğünüz şelalenin etrafı, siz ayrılana kadar tur otobüsleri ile dolup, biraz sonra tımarhaneyi andıracaktır muhtemelen. Sonra o yolu araçla geri geri çıkmak da çok keyifli olmasa gerek :)

Bize böyle tavsiye eden Ekrem amca kulakların çınlasın, seviyoruz seni.

Üst kısımdaki terastan şelaleyi izleyebileceğiniz gibi merdivenden inip yaklaşmak da mümkün, yolu biraz kaygan dikkatli olmakta fayda var ama biz çocukla ve annemle gittik problem olmadı.


Şelaleye karşı gözlerimi açamıyorum o derece su geliyor üzerime özgürlük hissi gibi sanki o an yaşadığım. Kollarımı açıp bağırmak istiyorum ama bakıyorum ki etraf kalabalık "deli"damgası yememek için özgürlüğümü biraz olsun kısıtlayıp susuyorum :)

Üzerinde 4 kişilik yazmasına rağmen en az 10 kişi vardı

Bu arada köprüdeki tabela ile üstündeki insanlar tezat oluşturuyor?

15 metre yüksekliğindeki Palovit Şelalesi, mutlaka görülmesi gereken yerlerden.

ŞİMŞİR ORMANI

Türkiye'deki birkaç şimşir ormanından biri de Rize Çamlıhemşin de bulunuyor hem de yayla yolunuzun hemen üzerinde. Buradaki şimşir ağaçlarının 300 yaşından fazla olduğu biliniyor.

Bu ağaçlara; Hayalet Ağaç da deniliyor, salkım saçak, yaprakları sert ve yemyeşil bir görüntüsü var, görünce mutlaka ne demek istediğimi anlayacaksınız.

Gito yaylasına çıkarken de şimşir ağaçlarını görmeniz mümkün ama asıl Anıt Ormanı Fırtına Vadisinde. Biz yayladan inerken şoföre rica edip durduk ve ormanın içine girdik, öyle yerlerden geçtik ki yılan çıkmadığına şu an şükrediyorum ama orayı görünce resmen büyülendik.

63 cm çapında anıt şimşir ağacı da var

Burası, aslında çok önemli bir bölge olmasına rağmen gezi bloglarında adından pek bahsedilmez ben de instagram takipçilerimin önerisi ile gidip gördüm. Sizlere çok teşekkür ederim.

Şimşir ağaçları kuruma tehlikesi altında, yerli halk artık organik olmayan ürünlerin kullanıldığı için şimşirlerin bu hale geldiğini düşünüyor. İlaçlama yapılıyor fakat henüz bir iyileşme gösteremediler.

Umarım siz gördüğünüzde çok daha iyi durumda olurlar.


AĞARAN ŞELALESİ

Burası pek fazla bilinmese de aslında yerli halkın favori yerlerinden. Rize'nn Çayeli ilçesine 12 Km mesafede bulunan Ağaran Şelalesinin üzerinde kayaların oyulması ile oluşan doğal havuzlarda yüzmek ve manzaranın tadına doymak mümkün.


Yolların yarısı asfalt ama geri kalan yol beton ve toprak, ayrıca dar. Dikkatli gitmek de fayda var. Bir de Cafesi mevcut.

Bu doğal güzelliği planlara eklemeyi unutmayın :)

HAREMTEPE (ÇEÇEVA KÖYÜ) ÇAY BAHÇESİ

Fakat her çay bahçesi değil :) Doğuş çay paketlerinin de üzerinde bulunan Kenan Amcanın bahçesi illa ki :)

Önce Lale Restorana oturup enfes kurufasülyemizi afiyetle yiyoruz ardından ver elini Çeçeva köyü. Çayeline 6 km mesafede bulunuyor bu köy.

Kenan amca ve Fatma teyzenin çayluğunu diğerlerinden ayıran tek şey ise gösterilen özen. Reklamda da oynayan Kenan amca Hindistan'daki çay bahçelerinden özenerek düzenlemiş bahçesini, bu da onu hepimiz tarafından tanınır hale getirmiş. Bir işi özenerek ve faklı yapmak ne önemli aslında.

Reklamın videosu için linki buraya bırakıyorum.

Döne döne dar ama bakımlı bir yoldan, yer yer uçurum kenarından tırmandıkça tırmanıyoruz, açıkçası çay bahçesini hep düz bir yerde hayal etmiştim bu zaman kadar.


Köyde kimin yanına yanaşıp camı açsak, "siz Kenan amcayı arıyorsunuz" diye başlayarak yolu tarif ediyor bize :)

En son tepedeki camiyi görüyoruz, biraz daha ilerleyince toplanan çayların kamyonete yüklendiğini görüyoruz evet doğru yerdeyiz.

Kenan amca bizi görünce yanımıza gelip, ıslanmadan nasıl girebileceğimizi gösteriyor , çay toplamak için torbalı makasını getiriyor. Hatta fotoğraf çekip nereden güzel fotoğraf çekilir onu bile öğretiyor :)

Sıcacık biri, ilgiden sıkılmıştır surat asar mı acaba diye endişelerimin hepsi çöp oluyor. Tabii giderken mutlaka yanınıza yedek kıyafet alın, çayların arasında dolaşırken sırılsıklam oluyorsunuz artı bolca çamura bulanıyorsunuz, bir de sevgili gibi düşerseniz varın gerisini siz düşünün.

Çay bahçesinden çıkınca bu kadar yüksekte olmanızın avantajı ile manzarayı izlemenizi tavsiye ederim. Yemyeşil her yanı çay bahçelerinin sardığı, mis kokulu bir ortamdasınız.

Rize'nin yeri kalbimde ayrı artık, bu kadar eğlenebileceğimi hiç düşünmemiştim gelmeden önce, 3 yaşındaki Arman'da bu mutluluktan nasibini aldı, bolca inek, köpek sevdi, çamurlarda yuvarlandı, yağmurda ailesiyle yürüyüş yaptı.

Ülkemizin  kıymetini bilelim, o kadar farklı ama bir o kadar güzel bölgeye sahibiz. Umarım her bir köşesini görmek mümkün olsun.

Seyahatle Kalın


Sevgiler,


  1. Almanya / Heidelberg
  2. Almanya / Heidelberg-Frankfurt
  3. Almanya / Schillingsfürst - Feuchtwangen
  4. Almanya / Wertheim - Würzburg
  5. Almanya Gezisi / Rothenburg
  6. Antik Zeytin Hotel - Bodrum
  7. BADEMLİ - DİKİLİ / FAME BEACH
  8. BERGAMA ASKLEPİON GEZİSİ
  9. Bebek ile Tatil Nasıl Geçer ???
  10. Divan Palmira Otel - Bodrum
  11. Doğanbey (Domatia) Rum Köyü
  12. Dünyanın en küçük ülkesi; VATİKAN
  13. EJDERHA MAĞARALARI (Drach Caves) / MALLORCA - Yeni !!
  14. EN GÜZEL PİKNİK ALANLARI
  15. Ege'de Çok Bilinmeyen 30 Gezilecek Yer
  16. FETHİYE GEZİ REHBERİ - Yeni !!
  17. Fethiye'de adrenalin dolu bir tatil için 5 öneri
  18. GAZİANTEP GEZİ REHBERİ
  19. GAZİANTEP GEZİSİ - 1
  20. GAZİANTEP GEZİSİ - 2
  21. GAZİANTEP GEZİSİ - 3
  22. GAZİANTEP GEZİSİ - SON :(
  23. GAZİANTEP TEN NELER ALDIM
  24. GEZİMANYA SÖYLEŞİM...
  25. GÖBEKLİTEPE - BALIKLI GÖL
  26. Güzeller güzeli; Mordoğan-Karaburun
  27. KAHVALTI MEKANLARI - PART 4
  28. KARAGÖL GEZİSİ
  29. KAYRA BEACH / DİKİLİ
  30. KIBRIS (Cyprus) ADASI GEZİLECEK YERLER
  31. Kirazlı Köyü / Hafta Sonu Kaçamağı
  32. Kozak ve Çam Fıstıkları
  33. Midilli (Lesbos) Adası Gezi Rehberi
  34. MİDİLLİ GEZİSİ - 1.BÖLÜM
  35. MİDİLLİ GEZİSİ - 2.BÖLÜM
  36. MİDİLLİ GEZİSİ - 3.BÖLÜM
  37. MİDİLLİ GEZİSİ - 4.BÖLÜM
  38. MİDİLLİ'DE YAZ - 1.Bölüm
  39. MİDİLLİ'DE YAZ - 2.Bölüm
  40. MİDİLLİ'DE YAZ - 3.Bölüm
  41. MİDİLLİ'DE YAZ - 4.Bölüm
  42. OCTOBERFEST !!!
  43. OHAL Nedir? Bizleri Nasıl Etkileyecek?
  44. Palamutbükü-Datça / 2014
  45. ROMA'yı Keşfetmeye Hazır Mısın?
  46. SAKIZ (Chios) ADASI PLAJLARI
  47. SAKIZ ADASI (Chios) GEZİSİ - 1.BÖLÜM
  48. SAKIZ ADASI (Chios) GEZİSİ - 2.BÖLÜM
  49. SEYREK - HOBİ PARK
  50. Sevgili Günlük / Almanya'ya doğru
  51. Sevgilimin Doğum Günü / 2014
  52. Suların yuttuğu; HALFETİ
  53. Sutüven Şelalesi / Hasanboğuldu
  54. Taşlaşmış Şehrin laneti; POMPEI
  55. Teos Park-Sığacık/Seferihisar
  56. Türkiye'nin En Büyük Uçak Restoranı - Yeni !!

0 yorum:

Pekiii sen bu konu ile ilgili ne düşünüyorsun? Yorumunu yaz ben Özlem e iletirim... :))

INSTAGRAM @yollardahayatvar