Yollarda Hayat Var...: SEVGİLİ GÜNLÜK / 13.11.2013

GÜNLÜK,SEVGİLİ GÜNLÜK,ANI, HATIRA, DEFTER,NE YAPTIK, NASIL GEÇTİ

Sevgili Günlük;

Olağan koşuşturma içinde seni biraz ihmal ettiğim doğrudur. İstedim ki günah çıkarayım, Özlem bir günde neler yapar onları anlatayım, eminim ki beni anlayışla karşılayacaksın.

Hafta içi ve genelde Cumartesileri daha erken gitmemizi gerektirecek bir durum yoksa 06:45 de kalkıyorum. Makyaj, saç falan derken hazırlanıp, mini mini sandviçimle birlikte evden çıkıyorum.

Biliyorsun bir Petrol Dağıtım Şirketinde çalışıyorum.
Öğle molası; 1 saat, bu zaman zarfı içinde 10 dakikayı yemeğe, 30 dakikayı sevgili arkadaşlarımla yürüyüşe, 20 dakikayı da kitap okumaya ayırıyorum. İnsan isterse ne çok şey sığıyor şu 1 saate değil mi?

Akşam üzeri 17:00 de işten çıktığımda alışveriş yapıp koşa koşa eve gidiyorum, eee sevgili kişi; bir gün önceki yemeği yemez o yüzden tazecik ve sıcacık yemeğimi pişirmem gerek.

Evlenmeden yumurta kırmaktan imtina eden ben şimdi acaba akşama Hasanpaşa mı pişirsem yoksa Etli Börek mi diye düşünüyorum ya, ailem ve etrafımdakiler dahil, ben bile şaşkınlıkla izliyorum kendimi.

Annem, benim her "ben asla yemek pişirmem" deyişimde "çocuğun olunca zevkle yaparsın" derdi de inanmazdım. Öyleymiş akşam işten gelmesini kalbim pır pır ata ata beklediğim 38 yaşındaki çocuğum gelsin de yaptığım yemekleri beğensin sonrada ellerimden öpüp "harikasın aşkım" desin diye ona 38 çeşit yemeği bir anda hazırlayabilirim, hem de büyük bir aşkla :)

Neyse yemeği hazırlama, tabaklardan silip süpürme, mutfağı toplama faslı derken eyvahhh spor saati gelmiş diye 18:30 da atlıyorum arabama arkadaşlarıma servis hizmeti vererek dooğğğruca spor salonuna; Pilates e.

Haftanın 3 günü gidiyoruz. Valla yalan değil 60 defa aynı hareketi "hadi bitiyor hadi bitiyor "diye yapıp, arkasından hocanın "bir set daha" cümlesiyle gözlerim kararıyor, içimden kötü kızlara yakışır cümleler geçiyor ama olsun, bittiğinde kuş gibiyiz hepimiz, gülerek çıkıyoruz ve aferim bize iyi ki geldik diyoruz :)

Eee! Ya az yiyeceksin, çok hareket edeceksin ya da "her güzel şeyi isterim, oturarak da çalışmak zorundayım " dersen de böyle bacağını 360 derece çevirirken, topu bacaklarınla dimdik havaya kaldırıp mekik çekerken de şikayet etmeyeceksin. Kural budur...

20:30 gibi eve geliyorum duş alma, sevgiliyle hiçbir şeye değişilemeyecek bir sohbet, ıhlamur keyfi..vs derken 24:00 gibi uyuma faslına geçiyorum.

Spora gitmediğim günlerde de aileme, yeğenime zaman ayırıp, sevgilimle program yapmaya çalışıyorum. Sorma bu aralar; hani şu TV de reklamlarda gördüğümüz; hoplayıp zıplayıp, sürekli koşuşturan sevimli ayıcıklı Duracell Pil gibi hissediyorum kendimi.

Şimdi sen söyle sevgili günlük ben ne ara sana yazayım da sevgili 'Ayça' bana kızmasın, "kaç gündür bakıyorum hiç yazmadın" diye...

Hımm peki bugünlerde başka neler yapıyorum onlardan da haber vereyim sana; Haftaya Çarşamba - Pazar arası Gaziantep, Urfa ve hatta yetişirse Hatay, Adana yapmayı planlıyoruz. Nereleri gezilir, neler yenir tablolar oluşturmaya başladım bile.

Valla itiraf edeyim gezmekten çok o mis gibi kebapları, çıtır çıtır baklavaları, enfes ciğerleri, beyran çorbası ve bilimum şukela lezzetlerin tozunu attırmaya gidiyorum. Fırsat kaldıkça da müzeleri gezeceğim, sokakları keşfedeceğim, hiç bilmediğim bir ya da birkaç şehri keşfe hazırım ve aramızda kalsın çok da heyecanlıyım.

Gezi bitince sana da bol bol yazıp gitmek isteyenlere rehber olmaya çalışacağım. Dua edelim de hiçbir aksilik çıkmasın.

Bu arada yazımı okuyan sevgili arkadaşlarım; eğer ki Antep, Urfa, Adana, Hatay da gezilecek yerler konusunda bana destek olmak isterseniz her türlü öneriye de açığım. Ve hatta dört gözle beklemekteyim.

Bugünün hatırlanacak kelimesi; Baklava :)

Not:

Bana yolladığın şirin mesajlarla; bu yazıyı yazmama sebep olan sevgili Ayça sana kucak dolusu sevgilerimi gönderiyorum.

İlginizi çekebilecek diğer günlük yazıları;

15 yorum:

Unknown13 Kasım 2013 16:06
ne mutlu bana :)

asıl ben teşekkür ederim...sevgiler...
YanıtlaSil
Yanıtlar
Unknown13 Kasım 2013 16:19
Çok teşekkür ederim :)
İzmir de olamadığım için çok üzüldüm :(
İstanbul'dan kucak dolusu sevgiler...
YanıtlaSil
Yanıtlar
Unknown13 Kasım 2013 16:32
en yakın zamanda olması ümidiyle...
YanıtlaSil
Yanıtlar
eratasarim2012@gmail.com13 Kasım 2013 22:45
Ouvvv... Okurken bile başım döndü. Severek yapılan hiç bir iş iş değildir. Hayatı zevkle yaşamanın sırrını çözmüş birine ancak ve ancak Maaşallah denir. Devamı dileğimle. Tabii humusların, kebapların ve tatlıların bunlarla birlikte de mozaik müzesinin fotoğraflarını merakla bekleyeceğim. Otel Hamamat' ın şifalı kaplıca suyunu tavsiye ederek bitireyim. Sevgilerimle ;)
YanıtlaSil
Yanıtlar
Aniatlasi14 Kasım 2013 12:12
Benden de bol bol sevgiler :) Bu arada Göbeklitepe'yi unutma :) ve Antep'ten kendine salça getir :)
YanıtlaSil
Yanıtlar
Adsız17 Kasım 2013 23:03
slm antepmi dedi biri ben sabah erkenden sıcak katmer yemeyi öğlen eski buğday pazarında kebap yemeyi üstüne cevheroğlunda baklava yemeyi çok özledim urfamı ah urfa sabah erken ciğer közlenmiş isot yemeyi öğlen balıklı gölde gezmeyi çok güzel bir kaçak çay içmeyi akşam sıra gecesinde çiğ köfte yemeyi mırra ve nargile içmeyi maraşta sahlep içmeyi adanada metre kebap yemeyi bide acılı hacıbaba şalgamı içmeyi çok özledim ha bide urfadan kehribar almayı istiyorum
YanıtlaSil
Yanıtlar
Adsız18 Kasım 2013 09:21
günaydın umarım çok güzel geçer ve döndükten sonra yazacaklarınızı ve fotolarınızı sabırsızlıkla bekliyorum takipteyim
YanıtlaSil
Yanıtlar
Adsız18 Kasım 2013 11:18
ama sabah erken közlenmiş isot yemeyi ihmal etmeyin
YanıtlaSil
Yanıtlar