Bildiğiniz gibi artık deneyip aşık olduğum, lezzetli tarifleri http://keyiflisofra.blogspot.com/ da

Ramazan Ayı nın gelmesiyle benim blog hiç fark etmeden “Yollarda hayat var” dan “Sofrada hayat var” a dönmüş.

      Güzel memleketimin güzel yemekleri... Hem görüntü hem de lezzet olarak şahaneler. 

Yazılarımı takip edenler bilir Tansaş'taki müthiş kasabımı , bu arkadaş bana sürekli değişik yemek tarifleri verir, etleri ona göre seçer, nasıl yapılacağını anlatır. Bir nevi kurtarıcı :) 

Annemin dolmaları pek bir meşhurdur, O öylesine yapar ama siz parmaklarınızı yersiniz. Ölçüsüz yaptığından bu güne kadar yazmam mümkün olmamıştı.

Geçen akşam TV izlerken, ekranda kocaman bir peynirli börek belirdi, hangi reklamdı hatırlamıyorum ama etli börek seven sevgilim bile “off, olsa da yesek” dedi. 

İşyerinde, evde, annemlerde sürekli et ve tavuk yemekten gına gelmiş, ne yesek acaba diye düşünürken bir yandan da Tansaş ta gezinmekteyim. 

Canım arkadaşım İnal ın güler yüzlü oğlu, benim minik kuzucuğum Mustafa nın doğum günü geldi çattı, ee teyzesi olarak (teyze lafını kabul etmiyorum bu arada, ileride abla derse daha çok sevineceğim sanırım) bize de doğum günü kurabiyesini yapmak düştü.

Bu ismi andıkça üniversite mezuniyet yemeğimizde Shakespeare de yediğim müthiş tat aklıma geliyor. O nasıl güzel bir sostu yarabbim.

Hazırlaması çok basit fakat lezzeti ve görüntüsü ilgi çekici fırında patatese ne dersiniz.
Ben Edirne usulü ciğer in yanında servis yaptım, sevdiceğim çok beğendi.

Sevgilim işi için gittiği 3 günlük Ankara gezisinden dönerken ben de ne yemek yapsam diye hala düşünmekteydim. 

Her alışverişe gittiğimizde bir paket mantar alırız ama sonraki günler hep bir programımız çıkar ve o mantar hiç pişmez. Bu defa şeytanın bacağını kıralım istedik, sevgilimle el birliği ile mantarı soframıza koymayı başardık.

Süper lezzetli, etleri lokum gibi pişmiş, suyuna ekmeği banmaya doyamayacağınız bir yahni pişirmek ister misiniz? Ben pişirdim , tarifini sizlerle de paylaşmak isterim.