Navigation Menu

SEVGİLİ GÜNLÜK / 06.06.2013



Sevgili Günlük; İzmir de yaşıyorum, burası her daim deniz mevsimi diye arkadaşlarıma havamı basarken, Haziran ın ilk haftası oldu daha belimden yukarısı suya değmedi. Bele kadarını da Allahtan Bozcaada da sokmuşuz.

Yaz tam anlamıyla bir gelse program çok, blog arkadaşım Gülçin ile Çeşme de kop kop, sonrası beach, Ayvalık yat turu, Foça Mambo Beach, Bodrum, Dalyan... ooo kısa süreli kaçılacak yerler listesi yapsam bitmez.

Bu hafta; aynı soruyu cevaplamanın; insanı nasıl bunaltabileceğini bizzat test ettim ve yeni evli bir bayanın başına gelebilecek en kötü şeyin başının dönmesi olduğunu fark ettim.

Sabah gözümü açıyorum dünyam alt üst, her zamanki gibi önemsemiyorum, hadi naz yapma Özlem geçer diye kalkınca midemin bulanması ve çıkarmam bir oluyor. İşten yarım gün izin alıp doğğğru yatağa. Buraya kadar normal, bu dünyada başı dönen tek kişi ben değilim sanırım.

Komiklik bundan sonra başlıyor, pimpirik sevgili, evde nane-limon, kolonya ile masaj, su takviyesi gibi bilimum önlemleri alıp üstüne bir de annemi arıyor. Özlem in başı dönüyor...

Da da daaamm annem her dakika ajan gibi inceliyor zaten; Metin bana fazla mı ilgi gösterdi; kesin hamileyim, terlik mi giy dedi; ooo onlardan saklıyorum ...vs neyse, kızacağımı düşündüğünden direkt sormuyor ama dilinin altı ortada.

İyileşince işe geliyorum herkesin gözü üzerimde, ayol hamile olsam bu baskıdan düşer zaten evladım. Kızlar kenarda köşede sıkıştırıyor, hadi hadi doğru söyle, biz seni hiç hasta görmedik daha önce diye.

18 inden 31 ine kadar hadi evlenmiyor musun baskısıyla; geri kalan yıllar da sanırım hamile misin, ikinciyi ne zaman yapacaksın gibi sorularla geçiyor. Neden sürekli merak ederiz milletçe acaba.

Milletçe deyince bu aralar başka bir meseleyi de tecrübe ettim. Arkadaş, bu erkekler neden özür dilemez.

Sevgilimle nedeni mühim değil geriliyoruz, sevgili kişi suçlu! (taraf tutmuyorum)
Bozuluyorum, içimden gülmek, konuşmak gelmiyor, o da hatasını biliyor. Sabah ekmek almaya gittiğinde kucak dolusu çiçekle geliyor eve, ağzımın içine bakıyor, alalım, gezelim, yapalım, edelim, de eee özür nerede...

Benim keyfim yok o yüzden kapı dışarı çıkmak istemiyorum, konuşmak, gülmek de. Neyse birkaç gün bu şekilde geçtikten sonra bakıyorum ki çiçekle, iyi niyetle, hediyelerle ne bileyim tatlı sözlerle, bu işin kapanmasını istiyor yani özür dilemeden.

Ben yine de birkaç gündür çabasını görüp , iyi niyetine verip, özür dilediğini farzediyorum. Aslında erkekler bilmiyor ki gönlü alınmadan kapatılan her mesele, 3 ay, 3 yıl, 3000 yıl sonra bile ısıtılıp karşılarına gelecektir. Kanun budur yani. Bunlar başına gelecekleri hesap etmiyorlar sanırım.

Erkekler işte ne diyeceksin ...

Bu arada Macit babamın durumu ağırlaştı, ben herşeye rağmen bunu da atlatacağına inanmak istiyorum. O;  yüzde 5  ihtimal verilen yoğun bakıma bile çelme taktı, bir kahramanlık daha yapacaktır diye düşünüyorum. Yani inşallah ve de lütfennnn...

Şu satırları yazarken meteorolojiden uyarı! yazısı ilgimi çekiyor; İstanbul dan başlayarak sağanak yağış geliyormuş, hatta yetmemiş dolu bile yağacakmış. Bizim belden yukarısı bir süre daha kuru kalacak anlaşılan :)

3 yorum:

  1. erkeklerde bu akdar karalanmazki..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Karalamam mümkün değil, genel olarak erkeklerin özür dilemekten hoşlanmadığını düşünüyorum, bu benim görüşüm

      Sil
  2. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil

Pekiii sen bu konu ile ilgili ne düşünüyorsun? Yorumunu yaz ben Özlem e iletirim... :))

INSTAGRAM @yollardahayatvar