Bir seçimi daha arkamızda bıraktık, kimilerimiz mutlu diğerleri ise hayal kırıklığına uğramış hissediyor. Herkes kendi özgür iradesini
kullandığı için bunun üstüne söylenecek pek fazla söz yok; Halkın istediği oldu demekten başka. Tabii ki gerçekten halkın istediği buysa...
kullandığı için bunun üstüne söylenecek pek fazla söz yok; Halkın istediği oldu demekten başka. Tabii ki gerçekten halkın istediği buysa...
Benim içim rahat oylarım, İzmir ve Aliağa'da kazanan partilere gitti, inşallah hakkımızda hayırlısı olur, insanca, hak ettiğimiz şekilde yönetiliriz. Amin
Seçim bir daha Pazar günü olmasın bu konuda destek istiyorum hükümetten. Tam "öğlene kadar uyurum ohh be" dediğim gün, sevgilim tepeme dikiliyor; "hadi bu bizim vatan borcumuz, erkenden gidelim, uyan hadi, uff saat kaç oldu, sıra olacak...vs" Saate bakıyorum daha 07:00, yahu adam! daha sandık başkanı gelmemiştir, rahat bırak beni...
Yok illa erkenden gidilecek ne kadar cilve, naz, şirinlik yaptıysam olmadı, ben daha yatakta debelenirken o giyinmişti bile. Eee sen misin öyle yakışıklı giyinen, ben kısa etek giyince bana bir sürü tantana yaparsın di mi ? İntikam vakti...
Diyorum ki "Bu kıyafet bana çok seksi geldi, onunla dışarı çıkamazsın" :))
"Şaka yapmıyorum, mümkün değil hemen değiştir üstünü" :))
O tabii başta sallamıyor "hadi canım sen böyle biri değilsin..vs diyor. Üsteleyince de "anladım anladım neden böyle dediğini, tamam karışmıyorum artık "
ehhheee nasılmış Metin Paşa :)
Sandığın başına geliyoruz bakıyoruz ki ortam gergin, sandık başkanı iktidar partisinin renginde kravat takmış bunun etik olup olmadığı konusunda problem çıkmış. Etrafıma bir bakıyorum görevlilerden en az 6-7 kişi daha görüyorum bir örnek takmışlar kravatı.
Şimdi denecektir ki millet ona bakıp mı oy verecek. E demezler mi adama millet astığınız bayrağa mı bakıp da oy verecek neden seçim yasağı diye kaldırıyorsunuz o zaman bayrakları ???
Havalar da siyaset gibi ne gün ne olacağı belli değil, bahar geldi yelek giysem yeter diyorsun, akşamüstü kutuplar oluyor, kaztüyü montluların arasında kendini çıplak gibi hissediyorsun.
2 Nisan'da sevgili yeğenim Denizimin doğum günü. Ne zaman 7 yaşını bitirdi anlamak mümkün değil. Kocaman delikanlı oldu.
Doğum günü için çok özenmiş, telefonda benden Fenerbahçeli ürünler istediğinden Fenerium'dan güzel bir takım alıyoruz, hediyemiz hazır.
Misafirlerine de ufak hediyeler hazırlamaya başlıyorum. Minicik kavanozlar alıp, içlerine renkli, bademli, fındıklı çikolatalar, bonibonlar dolduruyorum.
Fenerbahçeli kurdelalarla süslüyorum, üzerine de etiket bastırıp yapıştırıyorum. İşte şirin hediyeler de hazır.
Sevgilinin doğum günü, kazdağları..vs derken iyice yorulan ben sevgiliye "Artık bu pazar evde oturalım" diyorum. Gözleri fal taşı gibi açılıyor, bu cümlenin senin dudaklarımdan döküldüğüne inanmıyorum diyerek :)
E peki oturabiliyor muyuz? Elbetteki hayır.
Cumartesi Mehmet Dedenin çok hasta olduğunu öğreniyoruz, Pazar 03:00 de kalkıp uçuyoruz, akşam uçağı ile de geri dönüyoruz. Pestil bilir misiniz işte bizim kıvam aynen öyle :)
Dedemin dilinin altında bir kitle var, kanserin daha ne şekillerini göreceğiz bakalım. Tam küçüldü derken bu defa da kanaması olmaya başladı. Allah acil şifalar versin inşallah, şu anda hastanede tedavi görüyor :(
Bundan sonra evde oturayım dersem dilime acı biber süreceğim :) Yaramıyor bana arkadaş, bünye afallıyor.
Uslanmadım bu hafta da aynı cümleyi söyledim, lanet gibi gibi ne zaman evde oturalım dinlenelim desem, kötü şeyler oluyor, bu sefer ne mi oldu; hastalandım. Gece 3 e kadar istifra, yüzümün sağ tarafında korkunç bir ağrı. Neyse Allah'tan bunu da atlattık.
Hepimiz için mutlu, huzurlu, keyifli ve sağlıklı günler diliyorum.
Umarım güzelim ülkemiz hakettiği şekilde yönetilir, birbirimize karşı daha anlayışlı oluruz, bizi birbirimize düşürmeye çalışanlara inat; Kurtuluş savaşında omuz omuza vatanı savunanların Kürdü,Türkü, Alevisi, Sünnisi yada Lazı, Çerkezi yoktu. Bunu asla unutmayız.
Sevgiler...
Canım Dedene Allah acil şifalar versin.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim canım. İnşallah bir an önce iyileşir
Sil