Gelelim kına gecemeeee. Artık sona yaklaşıyoruz ,
3 gün sonra İstanbul da düğün olacak ve bitecek artık bu gelin saltanatı,
ilginin hep sizde olması.
Tabii bunun yanında sürekli koşuşturmalar, nereye ne
alsamlar, çerezler , hediyeler, gelinlik ooo bir sürü dert de bitiyor elbet.
Nişandan 2 ay sonra evleneceğimizi öğrendiğimizden
beri koşuşturma hiç azalmadı. İşlerimizin çok yoğun bir zamanına denk geldiği için ise kına gününe kadar işten izin alamadık siz düşünün artık; İzne ayrıldığım gün kına gecem oldu :)
En önemli sorun İstanbuldaki düğünden birkaç gün
önceye yer bulabilmek. Hafta içine denk gelecek benim kına gecesi yani.
Kına gecesi ama tüm tanıdıklarımız İstanbul a
gelemeyecekleri için ailemle karar alıyoruz buradaki de düğün gibi olacak diye.
Yani hem kınalık (Hürrem kıyafeti) hem de gelinliğimi giyeceğim.
Deniz kıyısında Bizim Ev Restoran ı tutuyoruz.
Denize 50 metre, palmiye ağaçlarının arasında Aliağa nın en güzel düğün
mekanlarından bir tanesi olmasının yanında annemlerin en alt komşusu. Yani
sahibi Hakan abinin de kardeşi sayılırım o derece.
Süslemesi, pastası, içecekler, müzik onlara ait.
Masalara konulacak çerezi de biz kendimiz alıyoruz, ama dikkat ettiğimiz tek
konu çekirdek türü şeyler olmaması, dans ederken uçuşup gelinliğimin eteklerine
bulaşmasını istemediğimden.
Süsleme olarak mor tercih ediyorum. (en sevdiğim
renk). Ağaçlardan süzülen mor tüller, kaltukların arkasında mor fiyonklar, çoook
beğeniyorum.
Pastayı fark verip özel yaptırayım diyorum Hakan
Abi sen merak etme en güzeli olacak diye rahatlatıyor beni. Bu konuyu
hallettikkkk.
Kına da dağıtılacaklar kısmındayız, istiyorum ki
herkesin evinde bu geceden bir hatıra olsun, zaten hediye almayı çok seven de
bir milletiz. Minik minik yüzük kutuları buluyor annemler Kemeraltında, altın
rengi ve üzerlerinde tuğra var, çok zarifler. Arkalarına tülden mis gibi kokan
çiçeklerle birlikte kesecikler yapıyoruz. Herkes odasına süs diye koyup,
kullanabilir .
Aynısından İstanbuldaki düğüne de yaptırıyoruz bu defa hem
koku hem de içine badem koydurup, nikah şekeri formatında.
Bayanlara ne dağıtalım halayda diye bayağı kafa
yoruyoruz. Gelin tacı mı olsun, duvak mı olsun derken, gelin gibi olsunlar diye
bembeyaz kabarık tüllü gelin duvaklarında karar kılıyoruz. Yanına da bir sürü
süslü ve rengarenk flar alıyoruz boyunlarına da takabilsinler diye. Çok
aldığımızı düşünürken herkese yetmedi bile aklınızda olsun kına halayına tüm
bayanlar kalkıyor, oturanlarda kızıma götüreyim diye alıyor, fazla fazla alın
derim.
Tabii bir de halayda kızların hepsi mum
taşıyabilsin diye kırmızı mumluk eldivenlerden alıyoruz.
Ben ille havaya bişey atacağım ya havai fişek
alıyorum bol bol, hatta abartı bol :) Ama şansıma belediye
herkese yazı göndermiş o hafta kesinlikle havai fişek yasak diye. Hala evimizde
saklıyoruz, bizim düğünden 10 gün sonra yine izin verildi atılmasına bu kadar
da bahtsızmışım bu konuda.
Dilek balonları uçuralım diyoruz satıcı sizin
oralar ağaçlık ters rüzgar eserse yangın çıkarabilir dediğinden ondan da
vazgeçiyoruz, hatta İstanbuldaki annemler bari güvercin uçuralım diye
organizasyon şirketine parasını bile ödemelerine rağmen onlar unutup getirmiyorlar,
yani kızlara attığım gelin çiçeği hariç havaya hiçbir şey atamıyorum.
Geleliiiim kınalığıma...
Nişanlığımı diktirdiğim Sözlüm Moda evinde birçok model deniyorum, en son denediğim ve çok beğendiğim yeşil renkli özel dikim Hürrem Kıyafetinde karar kılıyorum. Üzeri altın sarısı işlemeli, yeşil duvaklı.
Herkes kırmızı olması konusunda ısrar ediyor fakat
kırmızı beni küçük beslemelere döndürdüğünden anında vazgeçiliyor .
Nasıl havalı nasıl havalı, kendimi gerçekten
sultan gibi hissettiyor bana. Zaten öyle şalvar falan hiç bana göre değildi.
Gelin ayakkabılarımı alırken zorlandığım gibi kına
ayakkabılarım da zorlanmıyorum şanslıyım. Altın rengi şık ayakkabılarımla
kendimi pek bir beğeniyorum...
Kına karmak için tepsimi annem özel olarak
yaptırıyor kenarları kocaman güllerle süslü ve boncuklar sarkıyor çook şık.
Kınalarım ise minik minik güllü paketlerin içinde hazır alınıyor.
Müzik firması ile gidip konuşuyorum ilk dans
müziğimi belirledikten sonra . (Özdemir Erdoğan - Pervane). Özel birşeyler de
olsun istiyorum evde oturup dersime iyi çalıştığımdan düğünde herkesin
izleyebileceği güzel bir slayt gösterisi çıkıyor ortaya.
Bebekliğimizden, tanışmamıza, nişanımıza her şey var.
Büyüklerin gözleri doluyor, ağlayanlar var. İyi ki yapmışım diyorum izlerken ,
aralara da onu ne kadar sevdiğimi anlatan cümleler eklemişim, çok romantik oldu.
Aynı slaytı İstanbulda da kullandık. Zamanınız varsa ki benim yoktu, kendiniz
hazırlayın derim, organizasyon şirketlerinin ki tek düze belli cümlelerle
yapılıyor, bu daha romantik.
Sevgilim Ege düğününden korkuyor "eyvah bana zeybek oynatırlarsa ne yaparım" diye. Hem onu bu sıkıntıdan kurtarmak hem de izleyenler keyif alsınlar diye Halk
oyunları ekibiyle anlaşıyorum, orjinal kıyafetleriyle efeler gelip gösteri yapacak.
Sevgilimin ailesi İstanbullu olunca bizim kültürümüze ait bir oyun da görsünler istedim. İyi ki de istemişim çok keyifli ve farklı oldu çoook.
Sevgilimin ailesi İstanbullu olunca bizim kültürümüze ait bir oyun da görsünler istedim. İyi ki de istemişim çok keyifli ve farklı oldu çoook.
Kınaya önce gelinlikle gireceğim. Sözlüm Moda
Evinde baştan sona dantel ile dikilmiş, üzeri oturan, etekleri çok da kabarık
olmayan aşık olduğum gelinliğimin siparişini verdim, gelinlik modeli için nette
araştırmalarımda kararım Neslişah Alkoçlar ın gelinliğiydi. Onun gelinliğinin üzerinde eklemeler yapıp yarattık bayıldığım gelinliğimi.
Sırtı açık ve komple dantel, arkasında kocaman bir
fiyongu olan, çift duvaklı (biri uzun ve sırf düz tül, diğeri kenarları
işlemeli kısa duvak) Gelinliğimin ayrıntılarını düğün hazırlıkları yazımda
detaylı anlattım.
Kuaförüm yine nişanımdaki Sevinç, saç modeli için
Çağla Şıkel in saçında karar kılıyorum. (Yandan salık ve dalgalı), başımın kenarında büyük bir çiçek, kabarık ve upuzun bir duvak. Tam da istediğim
gibi yaptı sağolsun.
Makyaj ve takma kirpiklerde hazır.
Şimdi önce gelinlikle kullanacağım saçım
yapılacak, duvağı takılacak, düğünün yarısında bu saç bozulacak tüm gelinlerin
derdi olan milyonlarca firkete çıkarılacak ve arkasından tekrar yapılıp kına
duvağım takılacak. Ve kuaför bunları gelinin düğünden çok ayrı kalmaması için 10
dakikada yapacak. Zor iş yani, Sevinç düğüne de geliyor elbette elinde dalgalı
yedek postişlerimle birlikte.
Fotoğraf stüdyosu da ayarlanıyor. Yine Menemen e.
Dış çekim yaptırmıyorum çünkü İstanbuldaki düğünüm Boğaz manzaralı olacak,
orada yapalım diyoruz. Zaten şöyle bir durum var düğün bitince milyonlarca
resmimiz oldu, bir sürü albüm , abartmışız yani. Bir arkadaşım demişti,
resimler için bir büyük bilezik parasını gözden çıkar diye. Çok
doğruymuş.
Düğünde bulunsun diye ayrıca bir fotoğrafçı
arkadaşımızla anlaşıyoruz (Foto Müzekka), o kadar samimi olmuşuz ki o düğün
yerinde olduğundan biz daha gitmeden sürekli arayıp son durumu bildiriyor, ya da
düğünde su getiriyor, pasta getiriyor. Aile den gibi sanki.
Eveeetttt...
Hazırlıkları bitirdiğimize göre başlayalım
kınamıza.
Sabah kalkıyorum hiç heyecan yok sanki gelin ben
değilim ve sıradan birgün. Teyzemler, kuzenlerim herkes bizde. Duşumu alıyorum.
Doğğruca kuaföre. Yengem de benimle beraber. Makyaj, saç tamamdır. Sürekli
insanlar arkamda hayran gözlerle beni izliyor. Gelinliğimi çok beğendiklerinden
ertesi gün benim gelinlikçi de almışlar soluğu aldım haberlerini.
Sema annem, teyzemler, kuzenim , yengem hep
beraber kuafördeyiz. Ben yine işimi erken halledip sevgilimle fotoğrafçıya. Bu
arada çiçeğimi vermiyor kuaför kızlar bahşiş için.
İşi abartıyorlar resmen koyun pazarlığına
dönüyor, aldıkları para az değil ama fazlası olması konusunda ısrarlılar. Sema
annem ben hallederim siz çıkın bari diyor en sonunda.
Çook keyifli bir çekimin ardından karnımızı doyurmak için annemlerin evinin
yolunu tutuyoruz. Herkes bizi kapıda sıra olmuş şekilde karşılıyor. Ağlayanlar,
iltifat edenler ooo süper valla.
Yemeğimizi
güzelce yedikten sonra sevgilim gelin arabamızı almaya gidiyor, ben ise
tüm bekarların adını ayakkabımın altına yazmakla meşgulüm.
Sonra herkes düğün salonuna gidiyor misafirleri
karşılamak için, evde gençler kalıyoruz. Teyzem evden çıkarken şirin şirin
paketlenmiş bereket keseciklerini başımızdan atmak için bekliyor. İçlerinde
buğday, para ..vs şeyler varmış.
Temmuz ayı
olmasından dolayı hava geç kararıyor eee tabi insanlarda hava kararmadan
gelmiyorlar genelde düğüne. Bir de hafta içi olunca işten gel, yemek ye falan
iyice geç.
Evde oturmuş bizi düğüne çağırmalarını bekliyoruz,
evimiz yakın olduğundan rahat olmak için orada duralım istedik. Bol bol resim
çekildikten sonra beklenen telefon geliyor.
Apartmandan çıkarken teyzem atıveriyor bereket
keseciklerini kafamızdan aşağı ve biniyoruz gelin arabamıza, Denizcim ben de sizinle gelebilir
miyim deyince ön sağ koltuğu kendisine rezerve ediyoruz.
Süslenmiş , ışıklandırılmış düğün yerimizin
kapısındayız, işte beklenen an yanan meşalelerin arasından, takdim edildiğimiz an giriyoruz, benim
asıl heyecanlandığım an bu andır. Kalbim güm güm atmakla meşgul o dakikalarda.
İçeri girerken herkese el sallıyoruz,
selamlıyoruz. Babam bayılmış böyle coşkulu girmemize.
İlk dans başlıyor. Upuzun duvağım sevgilimin
basmalarına maruz kalsa da, en sonunda koluma takıp dansımıza devam ediyoruz.
Çok heyecanlıyım demiş miydim...
Herkesi görüyorum ne kadar da kalabalık ki
İstanbul da düğün olacağı için oradan gelende az olmasına rağmen. Demek ki sevgilimle sevilen insanlarız diye düşünüyoruz.
Dansımız bitince masamıza geçiyoruz ki Efelerimizi
rahatça izleyebilelim diye. Herkes mest oluyor.
Pist hep dolu, herkes kurtlarını döküyor, çok
eğleniyoruz.
Sıra düğün pastasında. Yedi katlı pastamız
gelirken heyecan içindeyim ya düşürürlerse diye ama pasta gelince anlıyorum ki
bu heyecanlar boşunaymış. Meğerse artık maket olarak geliyormuş pastalar.
Sevgilim havasını atıyor İstanbul da böyle değil diye ama oradaki düğünde de gelen pasta yine maket olarak karşımıza çıkacak :)
Daha iyi aslında yani en azından hijyenik. Yine bahşiş için, bıçak
kesmiyor durumları, zaten damada yazık valla her önüne gelen bahşiş istiyor.
Evlenmeden batırıyorlar adamı.
Burada da yediriyoruz pastayı birbirimize, mmmhh misss mis
Burada da yediriyoruz pastayı birbirimize, mmmhh misss mis
Takı merasimi beni en çok zorlayan yerlerden bir
tanesi diğeri kına yakıldığı an. (etrafımı saran insanlardan dolayı sıcaktan ve
havasızlıktan boğuluyordum)
Bekliyoruz bekliyoruz takı kurdelaları gelmiyor
bir türlü, nereye koymuşlar bulamıyorlar. Eyvah diyorum güzelim gelinliğim
delik deşik olacak demek ki. Neyse karınca trafiğinden sonra takılıyor
boyunlarımıza.
Hiç tanımadığım bir sürü insanı öpüyoruz, herkesle
tek tek fotoğraf çektiriyoruz. Gelenlerin bir çoğu beni tanıdın mı diye
soruyor. Ben zaten ben de değilim ki o an, "babam olsan tanımayacağım zaten,
abla seni nasıl tanıyayım" demiyorum, diyemiyorum.
Her takan hediye yüzük kutusunu alıyor, hatta dikkat ediyorum bazıları sadece kutu almak için ya hiç para takmıyor ya da 5 TL takıp hediyesini alıp gidiyor.
Gelinliğimi çıkarırlarken birinin parmağı
sırtımdaki danteli bayağı bir yırtmış sonradan farkettim de bayağı üzüldüm ama
hızır Semahat (Sözlüm Moda Evi) 5 dakikada eski haline getirdi .
Saçlarım ışık hızıyla yapılıyor, kınalığım
giydiriliyor . Bir yandan da piste bakıyorum boş kalmasın diye oooo damat halayı
çekiyor kızlar, beni arayan yok...
İşim bitti, tüm kızların kafalarında duvakları,
boyunlarında flarlar, ellerinde geçmeli mumluklar, ee süper kına tepsimde en
başta, daha ne duruyoruz hadi çıkalım piste.
Salına salına çıkıyoruz, yüksek yüksek tepelere müziği eşliğinde, ailelerimizin gözleri
ışıl ışıl parlıyor. Çok keyif aldığım bir sahne bu, Hürrem geliyor açılınnnn...
Halay bitince ortada bir sandalye ve üstünde de ben,
başıma da örtü örtmüşler ooo zor nefes alıyorum. Terler alnımdan başlayıp
sırasıyla, burnum, dudaklarım , çenem seyahat ediyorlar. Ara ara kaldırıyorum örtüyü fotoğraf çekenlere gülümsüyorum, herkes ağlayayım diye bakıyor, deli miyim aşık olduğum adamla evleniyorum ben kahkaha atmak istiyorummmm...
Neyse ki çok uzun sürmüyor, Sema anneme her elim için
birer altına mal oluyor bu iş. Bana kalsa kimseden böyle şeyler istemem ama
adetmiş diye sizin dışınızda gelişiyor her şey, uyum sağlıyorsunuz. Sevgilim bu adedi çok beğenip kınadan sonra annemler de kendi eline de kına yaktırıyor e tabi altınını da bırakır mı hiçççç.
Bu defa da özel yaptırdığım yeşil tülden kına
eldivenlerim bulunmuyor, ee ne yapacağız, akıllı biri kim olduğunu bilmiyorum,
ele takılan mumlukların mumunu çıkarıp benim elime takıyor. Yeşil kıyafet, kırmızı eldiven idare ediyoruz. Diktirdiğim eldivenlerim; kıyafet gamboç umda
kalmış meğerse, kına gecem bitince buluyoruz.
Sonra yine vur patlasın çal oynasın, sevgilime
bakıyorum hiç oturmuyor, canım, bana arada su getirip içiriyor. Zaten tüm gece boyunca
“prenses gibisin, iyi ki seninle evlenmişim, sana yeniden aşık oldum, seni
seviyorum” gibi cümleler söyleyerek beni mutluluktan uçurdu.
Biz bu işlere başlamadan önce aramızda söz verdik
ne olursa olsun , ne yaşarsak yaşayalım hep güleceğiz diye. Bu günleri en mutlu
günlerimiz olarak hatırlayacağız diye. Hoş kötü bir şey de hiç yaşamadık ama
sözümüzü de tuttuk hep gülümseyen, hep yerine oturmadan naz yapmadan oynayan gelinle
damat olduk.
En sonunda bize ait bu muhteşem gece bitiyor. Ama
ben Hürrem e doyamadım çıkarmam diyorum, pastamı yerken. Eve de gitmem,
üstümü de değiştirmem. Alın size naz :)
Ertesi gün Sema annemler İstanbul a
döneceklerinden sevgilimin evine gidiyorum. Birkaç saat kınanın ayrıntılarını
konuşuyoruz. Çok beğenmişler benim için önemli olan bu. Huzursuzluk yok,
üzüldükleri birşey yok, çok mutluyum herkesin içine sinmiş olmasından dolayı.
Sevgilim eve bırakıyor beni. Ama herkes dalga
geçiyor onunla, e evlendin niye geri getiriyorsun diye. Biz ister miyiz ayrı
olmak sanki , o da cevabını hemen veriyor, "3-4 gün sonra tamamen benim, siz
düşünün..."
Biz düğünde eğlenirken teyzemin özel olarak hazırladığı hatıra defteri de masaları tek tek dolaştı, tüm tanıdıklarımız güzel dileklerini yazdılar. Okuması o kadar keyifli ki , mutlaka unutmayın sizde hazırlayın derim ben.
Veee çıkışta olmazsa olmaz gelin arabasının önünü kesip bahşiş alma seremonisi yeterrr bırakın sevgilimiiiii...
Biz düğünde eğlenirken teyzemin özel olarak hazırladığı hatıra defteri de masaları tek tek dolaştı, tüm tanıdıklarımız güzel dileklerini yazdılar. Okuması o kadar keyifli ki , mutlaka unutmayın sizde hazırlayın derim ben.
Veee çıkışta olmazsa olmaz gelin arabasının önünü kesip bahşiş alma seremonisi yeterrr bırakın sevgilimiiiii...
Hayatımın en eğlendiğim, en mutlu olduğum, en
prenses olduğum günlerinden biriydi. Diğeri İstanbul daki düğünümüz. Üzerinden
8 ay geçmesine rağmen tek bir gün bile üf demedim, neden evlendim demedim, hep
bu kadar mutlu ettiği için teşekkür ettim sevgilime . Ailelerimizin iyiliği de
eklenince rüya gibi oldu her şey.
Bu arada yengem sol elime öyle bir kına yakmış ki, ben canavar diyorum O ise gelinle damat çizdim, bir de siz de bakın bakalım ne çıkacak içinden :):):)
Bu arada yengem sol elime öyle bir kına yakmış ki, ben canavar diyorum O ise gelinle damat çizdim, bir de siz de bakın bakalım ne çıkacak içinden :):):)
Biz karar aldık bir süre sonra yeniden evleneceğiz,
çok alıştık ne yapalım, hem arkasından Maldivler de balayı olunca 100 defa bile
evlenilir değil mi???
Düğünümde görüşmek üzere...
İlginizi çekebilecek diğer yazılar;
İlginizi çekebilecek diğer yazılar;
- ACI BİR BABALAR GÜNÜ...
- ALİAĞA - İZMİR
- AYAKKABI BAVULUMDA NELER VAR - Yeni !!
- BEN GELDİM...
- BUTİK KURABİYE - NÜANS
- Bodrum-Bitez-Turgutreis-Gümüşlük - Yeni !!
- BİZ NASIL AŞIK OLDUK !!!
- DOĞU YA DOĞRU - 3
- DOĞUM GÜNÜ SÜRPRİZİ....
- Denize girmek için en güzel plajlar
- DÜĞÜN DAVETİYESİ
- DÜĞÜN HAZIRLIKLARI...
- DÜĞÜN İÇİN SLAYT GÖSTERİSİ
- DİNİ NİKAH...(EVLENİYORUZZZ)
- EV-LE-Nİ-YO-RUUUUMMMMM...
- EVİMİN DEKORASYONU GELMİŞ
- Evlenince ilk defa anne demek!
- Evlilik Teklifi, Kız Kulesi, Ağva
- HAVA ALANINDAN...
- Hissetmek
- KARDEŞ RUHUN GIDASIDIR
- KEYİFLİ SOFRA ... - Yeni !!
- KIZ İSTEME MERASİMİ
- KUAFÖR GÜNLÜĞÜM...
- KURABİYE AŞKINAAAAA....
- LAZER EPİLASYON HAKKINDA...
- Müthiş Bir Evlilik Yıldönümü !
- NİŞAN TÖRENİMİZ...
- PALAMUT BÜKÜ / DATÇA - Yeni !!
- SEVGİLİYE HEDİYE...
- Sevgiliye sürpriz video ...
- YILBAŞINDA BURCU GÜNEŞ..
- Yalıkavak-Türkbükü-Yel Değirmeni - Yeni !!
- YÜKSEK YÜKSEK TEPELERE...
- ÇEŞME DE 2 BLOGGER...
- ÇİKOLATA KURSU...
- ÖZLEM PILATES YAPIYOR
- İZMİR E GELDİM DEMEK İÇİN... - Yeni !!
İyi dilekleriniz için çok teşekkür ederim. İnşallah hepimiz çoook mesut olalım ...
YanıtlaSilCanım nette kardeşimin kınası için kutu ararken kendimi bu sayfada buldum ailelerle ilgili kısımları okurken çok duygulandım ben dugunumu aileler yüzünden hiç düşünmek bile istemiyorum çıkarıp dugun albumume de bakmıyorum hatırlamamak için.çok şanslısın bir omur mutluluklar diliyorum...
YanıtlaSilCanim cok uzuldum bu duruma ama insallah evliligin cok mutlu geciyordur. En onemlisi evinin icinde yasadiklarin. Allah bundan sonra huzur ve mutluluk versin insallah
Sil